"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/394 E., 2022/1702 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 9. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/270 E., 2019/860 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının davasının kabulü ile tarafların boşanmasına, erkeğin karşı davasının ise reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap dilekçesinde; tarafların 13.07.2016 tarihinde evlendiklerini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, tarafların evlendikten kısa süre sonra İngiltere'ye giderek yerleştiklerini, erkeğin İngiltere'deki hayata uyum sağlayamadığını, çalışmadığını, müvekkilinin iş kurmasını çekemediğini, bir süre sonra kavga ve münakaşa çıkardığını, 12.03.2018 tarihinde erkeğin özel eşyalarını da alarak evi terk edip İstanbula gittiğini, erkeğin amacının müvekkilini kendi kişisel çıkarları için kullanmak olduğunu, karşı dava ve taleplerini kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını ve devamının çekilmez hale geldiğini, müvekkilinin herhangi bir hak ve alacak talebinin olmadığını beyanla, tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; tarafların evlilik sonrası İngiltere'de yaşamaya başladıklarını ve burada saç tedavi merkezini birlikte kurduklarını, kadının evlilik birliği yükümlülükleri yerine getirmediğini, aile konutu ile ilgilenmediğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, evlilik yüzüğünü çıkarıp ayrı odaya taşındığını, bireysel hareket ederek sık sık alkollü olarak eve geldiğini, gerek evde gerekse de işyerinde müvekkilini davamlı aşağılayıp baskı yaptığını, bilinçli olarak kavga ve tartışma ortamı oluşturduğunu, müvekkiline duygusal şiddet uygulayıp onur ve gururunu kırdığını, bunun üzerine müvekkilinin Türkiye'ye döndüğünü, kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili yararına 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının İngiltere'de, erkeğin ise Türkiye'de bir süre yaşadıktan sonra İngiltere'de bir araya geldikleri, erkeğin uyum sorunu yaşadığı, İngiltere'de kendisine tevdii edilen iş nedeni ile huzursuzluk çıkardığı, tartışmalar çıkardığı ve kadına şiddet uyguladığı, ortak konuttan nakit ve kıymetli eşya alarak habersizce ayrıldığı, durumun polise intikal ettiği, böylece erkeğin evlilik birliği içerisindeki güvenin kaybolması sonucunu doğuracak kusurlu davaranışlarının olduğu, kadının kısmen de olsa kusurlu olduğunun ise ispatlanamadığı gerekçesi ile kadının davasının kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, erkeğin açtığı karşı dava ile nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, müvekkilinin İngiltere'ye gidiş geliş tarihleri, saç tedavi merkezi işyeri kayıtları gibi bildirdikleri delillerinin toplanmadığını, kararda kusura ilişkin gerekçe bulunmadığını, kadının tanıkların kimlik belgeleri olmadan dinlendiğini, müvekkilinin tüm sorumluluklarını yerine getirdiği gibi aşağılama ve baskıya dayanamayarak ülkeye geri döndüğünü, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanma ile maddî manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadının davasının kabulü, erkeğin karşı davası ile nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının dilekçeler teatisinde erkeğin şiddete başvurduğu, ortak konuttan nakit ve kıymetli eşya alarak habersizce ayrıldığı, bu eylemli durumun polise intikal ettiği, böylece evlilik birliği içerisindeki güvenin kaybolduğu maddî vakıalarına dayanmadığı, "erkeğin çalışmadığı, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediği, davacı kadının çalışmasını kabullenmediği, tartışma çıkarıp evi terk ettiği" maddî vakıalarına dayandığı, kadın tarafından dayanılan maddî vakıalardan erkeğin çalışmadığı, birlik yükümlülüklerini yerine getirmediğinin ispatlanamadığı, tanıkların beyanları ile erkeğin iş yerinde çalıştığının sabit olduğu, kadının dava ve cevap dilekçelerinde dayandığı, tanıklarının da beyanlarında geçen "uyum sorununun" ne olduğunun ise somut olarak açıklanmadığı, kadın tarafından sadece dayanılan "kadının iş yerindeki konumu nedeniyle taraflar arasında tartışmalar yaşandığı" maddî vakıası ispatlanmış olduğu, erkeğin karşı davası yönünden ise, erkek tanık beyanlarının "sebep ve saiki açıklanmayan, yer ve zaman belirtmeyen, erkekten duyuma dayalı ve soyut beyanlar" olduğu, erkeğin davasının ispatlanamadığı, reddine karar verilmesinin doğru olduğu, evlilik birliğinin temelden sarsılmasına neden olan olaylarda kadının iş yerindeki konumu nedeniyle tartışma yaratan erkeğin tam kusurlu olduğu, kadına atfı kabil bir kusurun ispat edilemediği, buna göre kadının davasının kabulü ile erkeğin davasının ve fer'îlerinin reddine karar verilmesinin usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı-davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-davacı erkek vekili, emsal ücret araştırması, pasaport kayıtları, müvekkilinin banka kayıtları, youtube kayıtları gibi bildirdikleri delillerinin toplanmadığını, hükmün gerekçeye dayanmadığını, müvekkilinin tüm sorumluluklarını yerine getirdiği gibi aşağılama ve baskıya dayanamayarak ülkeye geri döndüğünü, müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, kadının kusurlu davranışları ile evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını, boşanma ile maddî manevî tazminat taleplerinin reddedilmesinin hatalı, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi,
kadının davasının kabulü, erkeğin karşı davası ile nafaka, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, erkeğin davasının ispatlanıp ispatlanmadığı, kadının davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, erkeğin reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
20.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.