"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/614 E., 2022/2399 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/655 E., 2020/826 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı kadının istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın reddine, davacı erkeğin istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek dava dilekçesinde özetle; davalı kadının kendisine hakaretlerde bulunduğunu, küfür ettiğini, davalının kendisine yıllardır psikolojik şiddet uyguladığını, izinsiz olarak telefonuna dinleme ve takip programı yükleyip kendisinin tüm konuşmalarını kaydettiğini, evde tartışma olduğu dönemlerde kapıları kilitleyip dışarı çıkmasına engel olduğunu, davalının kendisine keserle saldırdığını, davalının çevrede kendisini kötülediğini, 2017 yılında şahsi eşyalarını alarak evi terk ettiğini, davalının emniyete giderek intihara meyilli birisi olduğunu söyleyerek itibarını zedelediğini, daha da küçük düşürücü sorunlar yaşamamak için eve geri dönmek zorunda kaldığını, davalının çocuklarla ilgilenmediğini, davalının ev ve çocuklar için hiçbir maddîkatkıda bulunmadığını, davalının sık sık iş yerine gelerek kendisini rahatsız ettiğini, iş arkadaşlarına karşı rencide ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin sarsılması sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 250,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi lehine 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili süresinde verdiği cevap dilekçesinde özetle; davacı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacının evlilik birliğinin sorumluluklarını yerine getirmediğini, evin tüm sorumluluklarının müvekkilinin üzerinde olduğunu, davacının müvekkiline fiili ve psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilini sürekli evden kovduğunu ve öldürmekle tehdit ettiğini, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, evdeki eşyaları müvekkiline attığını, davacının müvekkiline iftira attığını, davacının farklı kadınlarla ilişkisinin olduğunu, başka kadınlara çiçek gönderdiğini savunarak ve iddia ederek açılan davanın reddine, müvekkili lehine 500.000,00 TL maddi, 500.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukların her biri için ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesini talep ve etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin iş arkadaşım dediği başka bayanlarla görüştüğü ve "aşkım" şeklinde hitapta bulunduğu, eşine şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, küfür ettiği, eşini tehdit etiği, tarafların yaklaşık 1 yıldan fazla süredir ayrı yaşadıkları, taraflar arasında şiddetli geçimsizlik olduğu, geçimsizlikte kusurun davacı erkekte olduğu, ancak davalı tarafın boşanma yönünden davayı kabul ettiği, tarafların her ikisin de boşanmayı istediği, bu durumda taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına olanak tanımayacak nitelikte bir geçimsizliğin bulunduğu, bu koşullar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın yasal olarak olanaklı bulunmadığı anlaşıldığından, davacı erkeğin açmış olduğu boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; ortak çocukların velâyetlerinin babaya verilmesine, anne ile kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı 250,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, kadının tedbir ve iştirak nafakası talebinin ortak çocukların velâyeti davacı babaya verildiği için reddine, kadının tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına 15.000,00 TL maddîtazminata, 15.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, kadının tazminat taleplerinin reddi gerektiğini, müvekkilini manevî tazminat talebinin kabulü gerektiğini belirterek; kusur belirlemesi, tazminatlar ve erkeğin reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin boşanmak istemediğini, tazminatların az olduğunu, velâyete ilişkin kararın hatalı olduğunu, müvekkili lehine hükmolunan tazminatlar üzerinden vekâlet ücreti takdir edilmediğini belirterek kararına tamamı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı kadının boşanma davası açıldıktan sonra eşi ile bir araya geldiğini, cinsel birliktelik yaşadıklarını iddia ettiği, buna ilişkin olarak dosyaya fotoğraflar ve mesaj kayıtları sunduğu, davalı tanığı ...'in duruşmada alınan ifadesinde; boşanma davası açıldıktan sonra davacı erkeğin çocukları görmek için davalı kadının yanına geldiğini, 1 hafta 10 gün kadar aynı evde kaldıklarını, beraber yattıklarını beyan ettiği, çocuklarına baktığı için tarafların evine erken gittiğini, boşanma davası açıldıktan sonra beraber yattıklarını gördüğünü belirterek bu durumu doğruladığı, dolayısıyla davacı erkeğin boşanma davası açıldıktan sonra davalı kadınla bir araya gelmesi nedeniyle varsa bile kadına yüklenebilecek tüm kusurlu davranışları affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladığı kabul edilerek açılan davanın reddine karar verilmesi gerektiği, yine davalı kadına herhangi bir kusur yüklemeyerek tüm kusurun davacıda olduğu belirtilerek davacı tarafından açılan boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek davalı kadının, boşanma davasının kabulü kararına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, bu konuda yeniden düzenleme yapılarak davacı tarafından açılan boşanma davasının reddine; davalı kadının çalıştığı, asgari ücretin üzerinde gelirinin bulunduğu anlaşıldığından tedbir nafakası talebinin reddine, tahsilde tekerrür olmamak kaydıyla ortak çocuklar 2007 d.lu ... ve 2013 d.lu ... için 22.12.2019 tarihinden itibaren, 2018 d.lu ... ... için dava tarihi olan 22.08.2019 tarihinden itibaren ayrı ayrı aylık 300,00 TL tedbir nafakası takdirine, davacıdan alınarak ortak çocuklara harcanmak üzere davalı anneye verilmesine, takdir edilen nafakanın karar kesinleşinceye kadar devamına, fazlaya ilişkin talebin takdiren reddine; davacı erkeğin kusur tespitine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, davacı erkeğin maddîve manevî tazminat takdiri ve manevî tazminat talebinin reddi kararına yönelik istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına, davalı kadının velâyet, maddîve manevî tazminat miktarı ile vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusu hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; davanın kabulü gerektiğini, kadının tanıklarının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğin, müvekkilinin davalıyı affetmesinin söz konusu olmadığını belirterek kararın tümü yönünden bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; davanın kabulü için gerekli şartların mevut olup olmadığı, affın gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.