"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1019 E., 2022/1683 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 19. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/708 E., 2021/408 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurusunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı- davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı- davalı kadın vekili dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; erkeğin, kadının hürriyetini kısıtladığını, evden izinsiz çıkmasına, ailesinin, arkadaşlarının, akrabalarının yanına gitmesine izin vermediğini, kadının ailesinin, arkadaşlarının, akrabalarının müşterek eve gelmesini istemediğini, surat astığını, gerginlik yarattığını, küslük çıkardığını, aylarca küs kaldığını, kadına hiçbir zaman harçlık vermediğini, özel ihtiyaçlarını karşılamadığını, kadının çantasında hiçbir zaman küçük miktarda da olsa para bulunmadığını, kişisel ihtiyaçları için sürekli davalıdan para istemek zorunda kaldığını, evin giderlerinde artış olduğunda davacıya sen tutmayı bilmiyorsun, tasarruf bilmiyorsun diye sataştığını, sürekli sen sus, sen cahilsin, anlamazsın diye aşağıladığını, dengesiz, saygısız dediğini, kadını toplum içinde de aşağıladığını, tarafların uzun zamandır ayrı odalarda uyuduklarını, iki ortak çocuğu da beğenmediğini, onları sürekli eleştirdiğini, kısıtlamaya çalıştığını ve çocukları da aşağıladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile kadın yararına 200.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata, mal rejimi tasfiyesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı- davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, kadının erkek ile arasının kötü olduğu zamanlarda elektrik ve su tüketimini arttırdığını, ev geçiminin zararına davrandığını, çalışamadığı dönemde eşi ve çocukları tarafından dışlandığını, hastalık süresince kadının erkekle ilgilenmediğini, işe yaramaz hissettirecek sözler söylediğini, kadının ablasının yönlendirmesiyle hareket ettiğini, erkeğin ailesine de tavır aldığını, bayram ziyaretlerine dahi gitmediğini, soğuk davrandığını, erkek yemek istediğinde yapmıyorum, zorla mı dediğini, erkeğin kısmen yatağa bağlı olduğu dönemde onu evde sık sık yalnız bırakarak kız kardeşine gittiğini ve erkekle aynı odayı paylaşmadığını ileri sürerek 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesi gereğince kadının davasının reddine, davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, erkek yararına 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin kadına şefkatli davranmak yerine sert davrandığı, ev içerisinde kadını birey olarak kabul etmeksizin onun üzerinde otorite kurduğu, evin tek söz sahibinin kendisi olduğu şeklinde tavır ve davranışlarda bulunduğu, kadının ailesine ve kadına değer vermeyerek psikolojik şiddet uyguladığı, kadını evden kovduğu, hakaret ettiği, başkalarına çocukları evlendireyim, sıra ona da gelecek şeklinde sözler söyleyerek kadının aleyhine olumsuz sözler yaydığı, ekonomik olarak kadına yeteri kadar imkan sağlamadığı; kadının ise erkeğin yakınlarının sosyal organizasyonlara isteksiz katıldığı, hasta olan eşine yeteri kadar ilgi göstermediği, erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, davacının adli yardımdan yararlanmadığı, sadece boşanma yönünden harç yatırdığı gözetildiğinde usulüne uygun olarak harcı ödenmiş bir mal rejiminin tasfiyesi davası bulunmadığı gerekçesiyle ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davaların kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine, usulüne uygun açılmayan mal rejimi tasfiyesi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı- davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, erkeğin ispatlanan diğer kusurlarının yüklenmemesinin hatalı olduğunu, kadının kusursuz olduğunu, tazminat ve nafaka miktarlarının az olduğunu, mal rejimi davası hakkında verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi tazminat ve nafaka miktarları ile mal rejimi tasfiyesi yönünden karar kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesinin ve buna bağlı olarak kadının davasının kabulünün hatalı olduğunu, kadın yönünden tazminat ve nafaka şartlarının oluşmadığını, erkeğin tazminat talebinin reddinin hatalı olduğunu ileri sürerek kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminat ve nafakalar yönünden kararın kaldırılmasını, yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince erkeğe kusur olarak yüklenen kadını evden kovduğu vakıasına kadın cevaba cevap dilekçesinde davadan sonra gerçekleştiği belirtilerek ileri sürüldüğü, dava tarihinden sonra gerçekleştiği beyan edilen bu vakıanın ne zaman gerçekleştiğinin tespit edilemediği, ispatlanmayan bu kusurun erkeğe yüklenmesinin doğru olmadığı; kadın tarafından dilekçeler teatisi içinde erkeğin küfretmediği ve hakaret etmediğinin belirtilmesine karşın Mahkemece hakaret vakıasının erkeğe kusur olarak yüklenilmesinin doğru olmadığı; kadın tarafından, erkeğin çocukları evlendireyim, sıra ona da gelecek şeklinde söylemleri olduğu vakıasına dayanılmadığı, dayanılmayan vakıaların kusur olarak yüklenilmeyeceği; bu hale göre erkeğe kadına hakaret ettiği, başkalarına çocukları evlendireyim, sıra ona da gelecek şeklinde sözler söyleyerek kadının aleyhine olumsuz sözler yaydığı kusurlarının yüklenmesinin doğru olmadığı, belirlenen ve gerçekleşen diğer kusurlara göre erkeğin yine de ağır kusurlu olduğu, kusurun gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği; tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat az olduğu gerekçesi ile 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince tarafların istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kusurun gerekçesinin düzeltilmesine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata; tarafların diğer itirazlarına yönelik istinaf başvurularının 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine, mal rejimi tasfiyesi davasının tefrikine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı- davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı- davalı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle;kusur belirlemesinin hatalı olduğunu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının kusurunun olmadığını ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin hatalı yapılıp yapılmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı - davalı kadın vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz gider harcının temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
27.09.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.