"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/950 E., 2022/1686 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kastamonu Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/594 E., 2021/292 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-karşı davalı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kısmen kaldırılarak kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına, davacı-karşı davalı kadın vekilinin diğer yönlere ilişkin, davalı-karşı davacı erkek vekilinin ise tüm yönlere ilişkin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin; ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit ettiğini ve aşağıladığını, müvekkiline fiziksel ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ettiğini, baskı kurduğunu, eşyaları fırlattığını, kadının ailesini ve arkadaşlarını istemediğini, son zamanlarda günlerce eve gelmemeye başladığını, kadının annesini istemediğini söylediğini, kadını ve çocuğunu ...'ye bıraktığını, iki buçuk ay boyunca aramadığını, kadının kalbinde strese bağlı ritim bozukluğu meydana geldiğini ve kalp ilacı kullanmaya başladığını, erkeğin uyuşturucu madde kullanma alışkanlığı olduğunu, kadının evlendiklerinden beri maaşını eşinin çektiğini ve müvekkiline el harçlığı olarak cüzi miktar verdiğini, borç ve kredilerini kadının ödediğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL yoksulluk nafakası, 35.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 500,00 TL iştirak nafakasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; 2017 yılında Kastamonu'ya taşındıklarını, kadının annesinin yaklaşık 2,5 yıl boyunca taraflarla birlikte yaşadığını, kadının yaz tatilini ailesinin yanında veya teyzesinin ...'deki yazlığında geçirdiğini, erkeğin ailesine soğuk davrandığını, etkinliklerde ailesinin bulunmasını istemediğini, saygısız davrandığını, birkaç defa evi terk ettiğini, ...'ye gitmek istediğini, erkeği dinlemediğini, babasının "Kızımızı gönder" demesi üzerine kadının ...'ye bırakıldığını, "Bu yaptığın insanlık mı, arabayı alamazsın" diyerek hakaret ettiğini, babasının da "Hayvanlık etme" diyerek hakaret ettiğini savunarak ve iddia ederek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 50.000,00 TL manevî tazminata, ortak çocukla erkek arasında kişisel ilişki kurulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının; eşinin ailesine soğuk davrandığı, eşini annesi ile birlikte yaşamaya zorladığı, eşine hakaret ettiği; boşanmaya sebep olan olaylarda kadının tam kusurlu olduğu; taraflar arasında evlilik birliğinin temelinden sarsılmış sayılmayı gerektirecek derecede geçimsizlik bulunduğu, evliliğin devamında taraflar ve toplum açısından bir fayda kalmadığı belirtilerek asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; sosyal inceleme raporları hep birlikte değerlendirilerek çocuğun daha üstün yararına olduğu anlaşıldığından velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında her ayın ikinci ve dördüncü hafta sonu Cumartesi sabah saat 10.00’dan Pazar akşamı saat 18.00’e kadar, dini bayramların ikinci ve üçüncü günü ve babalar gününde saat 10.00’dan akşam saat 18.00’e kadar ve 1 Temmuz ile 31 Temmuz tarihleri arasında, 1 Temmuz sabah saat 10.00’dan 31 Temmuz akşam saat 18.00’e kadar, her yıl sömestr tatilinin birinci haftası Cumartesi günü sabah saat 10.00'dan takip eden Cumartesi günü sabah saat 10.00'a kadar bir hafta süre ile ve çocuğun tek yıllara gelen doğum gününde saat 10.00 ile 21.00 arasında, Milli Eğitim Bakanlığınca belirlenen Nisan ayındaki ara tatillerde tatilin başladığı cuma günü saat 16.00 ile müteakip cuma günü 16.00 saatleri arasnda kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın tam kusurlu olduğundan erkek yararına 5.000,00 TL manevî tazminata, kadının yasal koşulları oluşmayan maddi ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin davasının ve manevî tazminat talebinin kabulünün doğru olmadığı, kusur belirlemesinin hatalı olduğu, kadının davasının kabulü gerektiği, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddinin doğru olmadığı belirterek; erkeğin davasının kabulü, kadının davasının reddi, kusur belirlemesi, erkek yararına hükmolunan manevî tazminat, kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; erkek yararına hükmolunan manevî tazminat miktarının az olduğu, ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakasının kaldırılması gerektiği, velâyetin erkeğe verilmesi gerektiği, kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirterek; manevî tazminat miktarı, ortak çocuk yararına hükmolunan tedbir nafakası, velâyet ve kişisel ilişki süresi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kadının İlk Derece Mahkemesi tarafından kabul edilen ve gerçekleşen kusurları yanında kadın tanıkları Ayşen ile Ümmühan'ın beyanlarına göre erkeğin; kadına hakaret ettiği ve kadını tehdit ettiği, ayrılık döneminde ortak çocuk ve eşinin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediği, arayıp sormadığı; meydana gelen olaylarda ve ayrılmalarında tarafların eşit kusurlu olduğu, karşı boşanma davasının kabulüne karar verilmesi doğru olup, davacı-karşı davalı kadının da boşanma davasının kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin doğru olmadığı, tarafların eşit kusurlu olmaları sebebiyle erkeğin manevî tazminat talebinin reddi gerektiği belirtilerek; davacı-karşı davalı kadın vekilinin kusur belirlemesi, reddedilen asıl dava ile erkek yararına hükmolunan manevî tazminata yönelik istinaf talepleri kabul edilerek kusura ilişkin gerekçenin düzeltilmesine, İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili kısımlarının kaldırılmasına, yeniden esas hakkında hüküm tesisine, kadının asıl boşanma davasının kabulüne, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına; yasal koşulları oluşmadığından kadının maddî ve manevî tazminat taleplerini reddine, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmiş; ortak çocuğun idrak çağında olmadığı, anne yanında kaldığı, sosyal inceleme raporunun alındığı, velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağının belirtildiği, anne yanında kalmasının fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde ciddi ve inandırıcı delillerin bulunmadığı, meydana gelebilecek tehlikelerin varlığı da ispat edilemediği, velâyete ve kişisel ilişkiye yönelik kararı doğru olduğu belirtilerek kadının diğer istinaf talepleri ile erkeğin tüm istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının davasının kabulünün ve kusur belirlemesinin hatalı olduğu, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, velâyetin erkeğe verilmesi gerektiği, kişisel ilişkinin yetersiz olduğu belirterek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin manevî tazminat talebinin reddi, velâyet, kişisel ilişki süresi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya hükmedilmesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin ortak çocuğun üstün yararına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 323 üncü maddesi, 336 ncı maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi, 371 nci maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü maddesi, Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesi'nin 12 nci maddesi, Çocuk Haklarının Kullanılmasına dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.