"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Sakarya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1864 E., 2022/1921 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Sakarya 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/467 E., 2021/576 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evine ilgi göstermediğini, kendisine hakaret ettiğini ve şiddet uyguladığını, devamlı erkek arkadaşlarını eve davet ettiğini, hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kötü davrandığını, evin market gibi ödemelerini sürekli müvekkilinin karşıladığını, müvekkiline hitaben "dolandırıcısın, paracısın, rezilsin" dediğini eş dost akraba düğünlerine katılmadığını, davacı kadını tek başına bıraktığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 1.500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın yasal faiziyle birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.... kadın vekili cevaba cevap dilekçesinde özetle; davalı-davacı erkeğin karşı dava dilekçesindeki iddiaların asılsız ve gerçek dışı olduğunu beyan ederek asıl davanın kabulüne karar verilerek müvekkilinin tüm talepleri ile birlikte boşanmalarına, karşı davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacının dava dilekçesindeki iddialarının gerçek dışı ve asılsız olduğunu, kadının kusurlu davranışları ile evlilik birlikteliğinin çekilmez boyuta geldiğini, ailesinin müşterek hanelerine yalnızca iki kez geldiği evliliklerine hiçbir müdahalelerinın olmadığını, davacı yanın müşterek evi ailesinin bir blok ötesinde tuttuğunu ve müşterek konutun davacı kadın ve ailesinin hakimiyetinde olduğunu, davacı kadının kaprislerinin olduğunu en ufak tartışmadı ailesinin yanına gittiğini sonrasında müvekkiline özür dileterek eve döndüğünü, tartışma sonrası komşularının ve ailesinin sorgulama yaptığını bu durumun müvekkilini baskı altında ve kötü hissettirdiğini, kadının kaygı durum bozukluğunun olduğunu sürekli sinirli ve huzursuz olduğunu, her konuda kendisinin haklı olduğuna inanarak tartışmalar çıkardığını, tartışmalarda müvekkiline vurduğunu, saçını çektiğini, kendisini evden kovduğunu ve sık sık evi terk ettiğini, banka kartını annesine verdiğini iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilerek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili için 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-davacı erkeğin, kadına ve kadının, kök ailesine küfür ettiği, ailesinin üzerine yürüdüğü, annesine "o..pu" şeklinde hakaret ettiği, ... kadının ise; annesinin erkeğe "gözlem altına alacağız " dediği, kadının ailesinin ve yabancı bir kişinin evliliğe müdahalesine kadının sessiz kaldığı tüm bu nedenlerle, taraflar arasında müşterek hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik mevcut olduğu, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde davalı erkeğin kadına nazaran daha ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile; her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın lehine 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların kusur durumları dikkate alındığında davalı-davacı erkek daha ziyade kusurlu kabul edildiğinden maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine, tarafların sosyo-ekonomik durumları, ... kadının sabit ve düzenli geliri bulunması, kadının boşanma sonrası yoksulluğa düşmeyecek olması sebebiyle yasal şartları oluşmayan tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.... kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, bu anlamda karşı davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğu gibi takdir edilen tazminat miktarlarının da yetersiz olduğunu beyan etmek suretiyle karşı davanın kabulü, tazminatların miktarı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; boşanmaya neden olan olaylarda müvekkilinin kusuru bulunmadığını, bu anlamda asıl davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabulüne karar verilmesi usul ve yasaya aykırı olduğunu beyan etmek suretiyle asıl davanın kabulü, yargılama gideri ve vekâlet ücreti, kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının da daha az kusurlu olduğunun anlaşılması karşısında her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde usul ve yasaya aykırı bir durum bulunmadığı gibi tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatleri kapsamında kadın lehine maddî manevî tazminat takdir edilmesinde, boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olduğu anlaşılan erkeğin maddî manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin isabetli olduğu tarafların evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına ve günün ekonomik koşullarına göre, mahkemece kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf kanun yolu dilekçesini aynen tekrar ederek müvekkiline yüklenen, kusur derecesi, niteliği, gerekçe olarak gösterilen davranış ve vakıaların gerçekle ters düştüğünü beyan ederek asıl davanın kabulü, kadının tazminat taleplerinin kabulü, yargılama gideri ve vekâlet ücreti ile reddedilen talepleri yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkan vermeyecek bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının ve tazminat taleplerinin kabulünün yerinde olup olmadığı ve miktarları, erkeğin davasının ve tazminat taleplerinin kabulü koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın vekili lehine hükmedilen yargılama giderleri ve vekâlet ücreti hükümlerinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci, 371 inci ve 323 üncü maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesi. 6098 sayılı Türk Borç Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.