"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.
İlk Derece Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların harita teknikeri olduğu, özel bir firmada çalışmaları nedeniyle tanıştıkları ve sonrasında evlenme kararı aldıkları, erkeğin en küçük şeyleri dahi alay haline getirdiği, kadına sürekli olarak psikolojik baskı uyguladığı, toplum içinde küçük düşürücü davranışlarda bulunduğu, düğün gününde dahi davetlilerin önünde kadın ile tartıştığı ve kötü anlar yaşattığı, tarafların Silifke'de çalıştıkları dönemde erkeğin eski kız arkadaşı ile mesajlaştığı, kadının uyarmasına rağmen, tutum ve davranışlarını düzeltmediği, bu durumun taraflar arasında günlerce tartışmalara neden olduğu, erkeğin kadının ailesi ve arkadaşları ile irtibat halinde olmasını istemediği, bu nedenle kadının telefonunu kendisinden habersiz alarak arkadaşlarını ve akrabalarının kaydını sildiği, kadının erkeğe bu tarz işlemleri yapmasını istemediğini söylemesi üzerine taraflar arasında yine tartışmalar yaşandığı, erkeğin bu ve buna benzer olaylarla sürekli olarak tartışmalar çıkardığı, kadını huzursuz ettiği, ona hiç bir zaman sevgi ve saygılı davranmadığı, yine müşterek konuta yapmış olduğu masrafların yarısını kadından talep ettiği, bu şekilde taraflar arasındaki ilişkinin ev arkadaşlığı halini almış olduğu, tarafların sürekli olarak erkeğin kendi istediği şekilde rahat bir hayat yaşamak istemesi, kadını ve evini ihmal etmesi, yeteri kadar özen göstermemesi, ailesine ve kendisine hakaretlerde bulunması ve kişilik haklarını zedeleyecek derecede küçük düşürme çalışması nedeniyle tartıştıkları, patronu arayıp kadını rencide ettiği, bu durumun erkeğin ağır kusurundan dolayı zamanla evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olduğu belirtilerek tarafların boşanmalarına, kadın lehine yasal faiziyle 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminata ve aylık 1.500,00 TL nafakaya karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; eşiyle çalıştığı süre zarfında ... ortamında onu ... arkadaşı gibi gördüğü ve saygı çerçevesinde hareket ettiği, onu aşağılayacak, küçük düşürecek herhangi bir davranışının olmadığı, tarafların nikahına davalının ailesinden kimsenin katılmadığı, evlendikten sonra eski kız arkadaşı ile herhangi bir görüşmesinin olmadığı, kadının telefonunu alıp incelediği hususunun asılsız olduğu, bir eş olarak eşine gerekli ilgi ve alakayı gösterdiği, ev için yapmış olduğu masrafın yarısını davacıdan istediği hususunun da asılsız olduğu, kadının, erkeği boşanmaya zorladığı, bu yönde tazminat davası açmakla mesaj ile tehdit ettiği, savcılığa şikayet dilekçesi sunmakla tehdit ettiği, suç duyurusunda bulunup, uzaklaştırmaya ilişkin tedbir kararı aldırdığı, kadını sevdiği, boşanmak istemediği, tarafların eskisi gibi mutlu olacaklarına inandığını belirterek açılan davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 26.12.2019 tarihli ve 2018/960 Esas, 2019/1063 Karar sayılı kararıyla; erkeğin kadına hakaret ettiği, psikolojik ve ekonomik baskı uyguladığı, dini olarak boşanmak yönünde tavır ortaya koyduğu, erkeğin daha kusurlu olduğu gerekçesiyle tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, somut ve düzenli geliri olmayan kadın lehine aylık 400,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın lehine yasal koşulları oluşmakla 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içerisinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli ve 2020/378 Esas, 2022/272 Karar sayılı kararıyla; taraflar arasında geçimsizlik olduğu, evlilik birliği içerisinde erkeğin hakaret ettiği, kadının mesaiye kalmaması yönü ile baskı uyguladığı, kıskanç tavırlar sergilediği, psikolojik baskı uyguladığı, huzursuzluk yarattığı, maddî konularda baskı uyguladığı, dinen boşadığını söylediği, erkeğin kusurlu bu davranışları ile taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, boşanmaya neden olan olaylarda kadına yüklenebilecek bir kusur olmadığı halde boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu yönünde hatalı gerekçe oluşturulduğu, ancak kadının, kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusu olmadığı dikkate alındığında, İlk Derece Mahkemesince boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğuna ilişkin tespitin erkek lehine kesinleştiği, belirlenen bu duruma göre boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu, kadının az kusurlu olduğu, İlk Derece Mahkemesince yapılan yargılamanın, belirlenen kusur durumunun, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin karar ve karar gerekçesinin, tarafların ekonomik sosyal durumları, gelir seviyeleri ve yaşantıları, boşanmaya neden olan olaylarda belirlenen kusur durumu dikkate alındığında kadın lehine takdir edilen tedbir ve yoksulluk nafakası ve miktarı ile boşanma nedeni ile kadın lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat ve miktarlarının toplanan delillere, usul ve yasaya uygun olduğu anlaşıldığından tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı kadın vekili; hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarı yönünden, erkek vekili ise; davanın kabulü, kusur belirlemesi, hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairenin 17.05.2022 tarihli ve 2022/2727 Esas, 2022/4547 Karara sayılı kararıyla tarafların yoksulluk nafakası ve tazminatlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesinde; dosyaya eklenen ekonomik ve sosyal durum araştırma tutanaklarında her iki tarafın da harita teknikeri olduğu ve ikisinin de çalışmıyor olduğu ve malvarlıklarının bulunmadığı yazılı olup tarafların ekonomik durumlarına ilişkin dosyada başka bilgi bulunmadığı, tarafların resmi ya da özel olarak hala çalışıyor olup olmadıkları, çalışıyor olmaları durumunda elde ettikleri gelirlerin miktarı, çalışmıyorlar ise en son ne zaman işten ayrıldıkları, kayıtlı malvarlıklarının bulunup bulunmadığı, malvarlıklarının bulunması halinde bunların değeri ve bunlardan gelir elde edip etmedikleri açık bir şekilde dosya kapsamından anlaşılamadığı, hal böyle olunca, yoksulluk nafakasına hükmedilip hükmedilmeyeceğinin, hükmedilecek ise miktarının ve tazminatların miktarının tayini açısından tarafların ekonomik ve sosyal durumlarının tekrar araştırılarak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken eksik araştırma ve incelemeyle yazılı şekilde karar verilmesinin isabetsiz olduğu gerekçesiyle ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi kararının ortadan kaldırılarak İlk Derece Mahkemesi kararının bozulmasına, erkeğin sair temyiz itirazlarının reddiyle hükmün bozma kapsamı dışında kalan bölümlerinin onanmasına karar verilmiştir.
B. İlk Derece Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; kadının 25.05.2022 tarihinde Pelit Mimarlık isimli işyerinde işe başladığı ve 29.06.2022 tarihinde işten kendi isteği ile ayrıldığı, her ne kadar kadının işten istifa üzerine ayrıldığı anlaşılmakta ise de, Sosyal Güvenlik Kurumu kayıtlarına bakıldığında kadının boşanma dava tarihinden önce 2018 yılı 2. ayında işten ayrıldığı ve istifa ile son bulan işine ise 2022 yılı 5. ayında başladığı, 4 yılı aşkın bir süredir kadının sigortalı, yeterli ve düzenli bir gelir getiren işte çalışmadığı, öte yandan kadının sırf yoksulluk nafakası alabilmek için üstelik boşanma hükmü kesinleştikten sonra girdiği işyerinden kötüniyetli olarak ... akdini fesh ederek çıktığına ilişkin bir delil ve olgu bulunmadığı gibi erkeğin bu yönde bir iddiası da bulunmadığı, ayrıca kadının harita teknikeri yani meslek sahibi olması da ... bulma imkanında yaşanan zorluklar da nazara alındığında tek başına yoksulluk nafakası tayinine engel bir durum olmayıp halen çalışmayan, düzenli ve yeterli geliri bulunmayan kadının nafaka talep etme hakkı olduğu, ileride ... bulması halinde yoksulluk nafakasının kaldırılması istenebileceğini, aksi düşünce kadının yoksulluk nafakası alacağını tamamen ortadan kaldırmak anlamına geldiği, bu itibarla toplanan delillere göre yeterli ve düzenli bir geliri bulunmadığı keza herhangi bir malvarlığı olmadığı da anlaşılan kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 175 inci madde koşullarının gerçekleştiği, dosyaya yansıyan tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına, paranın alım gücüne ve asgari ücret miktarında yapılan artış oranlarına ve hakkaniyet ilkesine nazaran kadının yoksulluk nafakası isteminin kısmen kabulü ile lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarih olan 17.05.2022 tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 1.250,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü ile kusur derecesine ve hakkaniyet ilkesine nazaran kadın lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; kadının ... bulup çalışabilecek durumda olduğunu, ekonomik yönden erkekle eşit durumda olduğunu, tanığı kuzeni Zelal beyanı ile kadının dışarıdan ... aldığı, işinden istifa ettiği, ... yerinden gelen yazıda kadının maaş ödemesinin eft ile yapıldığına dair belge sunulduğu, kadının beyanlarına itibar edilmemesi gerektiğini, her ne kadar boşanma kararı kesinleşmiş olsa da müvekkil karşı dava açmış olsaydı müvekkilden çok kadının kusurlu olduğu ortaya çıkacağını ve müvekkil aleyhine tazminata hükmedilmeyeceğini belirterek kararı yoksulluk nafakası ile tazminatlar yönünden temyiz etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın lehine hükmedilen tazminatların miktarları ile kadın yönünden yoksulluk nafakası şartlarının oluşup oluşmadığı, şartların oluştuğu kabul edildiği takdirde yoksulluk nafakasının miktarı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ile 175 inci maddesi hükümleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyizen incelenen İlk Derece Mahkemesi kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında, mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, delillerin takdirinde bir yanlışlık bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.Yapılan yargılama ve toplanan delillerden; davacı kadının mesleğinin olduğu, en son çalıştığı işinden kendi isteği ile ayrıldığı, Sosyal Güvenlik Kurumundan alınan hizmet cetvelleri ile kadının öncesinde düzenli ve sürekli gelirinin bulunduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarının birbirlerine denk olduğu anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca 4721 sayılı Kanun'un 175 inci madde koşullarının somut olayda davacı kadın yararına gerçekleştiğinden söz edilemez. O halde davacı kadının yoksulluk nafakası isteğinin reddi gerekirken yazılı şekilde kadın yararına yoksulluk nafakası takdiri hatalı olup kararın bu gerekçeyle bozulması gerekmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının davacı kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası yönünden davalı erkek yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkeğin sair temyiz itirazlarının reddi ile İlk Derece Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine,
22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.