Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1423 E. 2023/4555 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadının açtığı boşanma davasında, boşanma koşullarının oluşup oluşmadığı, kusur durumu, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu uyuşmazlık konusudur.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin eşine sürekli fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ve tehdit ettiği hususlarının tanık beyanları ve sosyal inceleme raporuyla sabit olması, birliğin temelinden sarsılmasına sebebiyet vermesi ve davalı erkeğin tam kusurlu olması gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1988 E., 2022/2889 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Alanya 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/153 E., 2021/345 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün kaldırılmasına, davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının evliliğin başından bu yana müvekkiline kötü muamele gösterdiğini, pek çok kez küfür, şiddet ve hakaret eylemleri gösterdiğini, ortak çocuğu da fiziksel şiddet uyguladığını, ilgisiz olduğunu, sık sık müvekkili çocukları ile birlikte babasının evine gönderdiğini, bu süreçte eşi ve çocukları ile iletişim kurmadığını iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin anneye verilmesine, ortak çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara tefe-üfe oranında artış uygulanmasına, 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde özetle; davacı tarafın iddialarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin çocuklarına ya da eşine karşı küfür ve hakaret de dahil küçük düşürücü hiçbir davranışı olmadığını, müvekkilinin turizm ve taşımacılık işiyle uğraştığını, özellikle yaz sezonu diye tabir edilen Mart-Nisan ayından Ekim-Kasım ayına kadar yoğun tempoda çalıştığını, müvekkilinin turizm alanında hizmet etmesi ve yabancı uyruklu kişilerle muhatap olması sebebiyle davacı tarafın müvekkilini kıskandığını, haksız ithamlar neticesinde zaman zaman aralarında bu hususta tartışmalar yaşandığını, müvekkilinin bu zamana kadar sadakat yükümlüğüne aykırı tek bir davranışının dahi olmadığını, davacı tarafın ortk çocukları da alarak ortak konutu terk ettiğini, müvekkilinin evlilik birliğini kurtarmak adına elinden gelen her türlü gayret ve çabayı gösterdiğini savunarak davanın reddine karar verilmesini, boşanmasına karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetlerinin müvekkiline verilmesine, çocukların her biri için aylık 300,00 TL olmak üzere tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına yasal faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı tanığı ... davacının babası olup "davacının şiddet gördüğünü, hakaret ve tehdit edildiğini, davacının şiddet sebebiyle kolluğa şikayeti olmadığını "beyan ettiği görülse de, beyanında ifade ettiği şiddet, hakaret ve tehdit eyleminin yaklaşık tarihini ve yaşanan olayın ne şekilde gerçekleştiğine dair yeterince açıklamada bulunmayıp olayı somutlaştıramadığı, dinlenen davacı tanığı ...'ın davacının kardeşi olup davacıya şiddet, hakaret ve küfür edildiğine dair görgüye dayalı bizzat şahit olduğu bir olayın olmadığı, dinlenen davacı tanığı ...'ın davacının annesi olup davacının şiddet gördüğüne dair görgüye dayalı bizzat şahit olduğu bir olayın olmadığı, davalının eve geldiği zaman evinin ihtiyaçlarını karşıladığını beyan ettiği, davalının turizm sezonunda tur-taşımacılık işiyle meşgul olduğu, işi gereği mesaisinin değişkenlik gösterdiği, davalının işi gereği müşterek konutta bulunmadığı günlerde davacının evde yalnız kalmak istemeyip genellikle kendi ailesinin yanına gittiği, davalının iş dönüşü davacı ve çocukları alarak müşterek konuta getirdiği, yine davacının annesinin kanser tedavisi görmesi sebebiyle davacının, annesinin bakımı için kendi ailesi yanında bir müddet kaldığı, davacının son olarak müşterek çocuklarla birlikte ortak konutu terk edip kendi anne babasının yanında kalmaya başladığı, dava dilekçesinde davalıya kusur olarak atfedilen iddiaların kanıtlanamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalının kusuru ispatlanamadığı gerekçesi ile davanın reddine, ortak çocuklar için aylık 200,00'er TL, davacı kadın yararına 250,00 TL tedbir nafakasının davalı erkekten alınmasına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; tanık beyanları bir bütün olarak değerlendirildiğinde, müvekkilinin kötü muameleye maruz kaldığı, şiddet gördüğü, hakaret ve tehdit edildiği hususlarının sabit olduğu, birliğin temelinden sarsıldığı ve davalı erkeğin tam kusurlu olduğunun sabit olduğu belirterek, hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile toplanan delillere göre, davalı erkeğin eşine sürekli olarak fiziksel şiddet uygulayıp hakaret ve tehdit içeren sözler sarfettiği, davalının işi nedeniyle eve geç gelmesi ya da bazı zamanlar gelmemesi sebebiyle davacı kadın ve ortak çocukların davacının ailesinde kalmak zorunda kaldıkları hususlarının sabit olduğu, erkeğin tespit olunan bu eylemleri neticesinde birliğin temelinden sarsıldığı, kadına atfedilen kusurlu eylemlerin ise ispatlanamadığı, davanın kabulü koşullarının oluştuğu, bu kapsamda tarafların boşanmalarına karar verildiği, ortak çocukların yaşı psiko-sosyal gelişimlerine yönelik menfaat ve ihtiyaçları ile sosyal inceleme raporunda yapılan tespit ve değerlendirmeler gözetilerek velâyetlerinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında uygun süre ile kişisel ilişki tesisine, ortak çocukların yaşı ve ihtiyaçları ile tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak dava tarihinden itibaren geçerli olmak ve her ay ödenmek üzere her bir çocuk yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasına ve iştirak nafakasının takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumları, günün ekonomik koşulları gözetilerek davacı kadın yararına dava tarihinden itibaren geçerli olmak üzere aylık 500,00 TL tedbir nafakasına ve kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceğinden boşanma kararının kesinleştiği tarihten itibaren geçerli olmak üzere aylık 750,00-TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, boşanmakla kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zedelendiği gibi boşanmaya neden olan olayların kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği kanaatine varıldığından tarafların tespit olunan ekonomik ve sosyal durumları, günün ekonomik koşulları boşanmaya neden olan olaylardaki kusur durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alınmak suretiyle davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu ve yasal koşulların erkek lehine oluşmadığı anlaşılmakla davalının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verildiği gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi Kararının kaldırılmasına, tarafların 4721 sayılı Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, her bir çocuk yararına aylık 500,00'er TL tedbir ve aylık 750,00'şer TL iştirak nafakasına ve iştirak nafakasının takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, davacı kadın yararına yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası ile 750,00-TL yoksulluk nafakasına, yoksulluk nafakasının takip eden yıllarda TÜİK tarafından belirlenen yıllık Üretici Fiyat Endeksi (ÜFE) oranında artırılmasına, davacı kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 40.000,00 TL manevî tazminata, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, tanık beyanlarının soyut, çelişkili, hatta yalan ifadeler olduğunu, tanıkların müvekkilinin kusuruna esas somut bilgilerinin olmadığını, davacı tanıkları ile davacının beyanlarının yer aldığı sosyal inceleme raporunun çelişkili olduğunu, raporda çocuğun şiddet gördüğüne ilişkin hiç bir anlatım olmadığını, İlk Derece Mahkemesi kararının yerinde olduğunu, müvekkilinin kusuruna esas delil yahut anlatım bulunmadığını, davanın reddedilmesi gerektiğini belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet düzenlemesi, ortak çocuklar ve davacı kadın yararına hüküm altına alınan nafaka ve davacı kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminat koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği ve miktarları noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,05.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.