Logo

2. Hukuk Dairesi2023/142 E. 2023/337 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, kadının erkeğe hakaret içeren sözleri nedeniyle erkeğin manevi tazminat talebinin reddine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Kadının erkeğe hakaret etmesinin, erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu ve bu nedenle manevi tazminat talebinin reddinin hatalı olduğu gözetilerek, yerel mahkeme kararının manevi tazminat yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl davanın reddine, karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmiş olup incelemenin duruşmalı olarak yapılması davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından istenilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 02.11.2022 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davalı-karşı davacı ... ile vekili Av. ... geldiler. Karşı taraf davacı-karşı davalı ... ve vekili gelmediler. Davacı-karşı davalı ... vekilinin yokluğunda karar verilmesini içeren dilekçe verdiği görüldü. Gelenlerin konuşması dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava ve cevaba cevap (karşı davaya cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2013 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, hakaret ettiğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, fiziksel şiddet uyguladığını, iftira attığını, kadının ailesini istemediğini, birlik görevini ihmal ettiğini, tehdit ettiğini, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, karşı davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap ve ikinci cevap (karşı davaya cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, hakaret ettiğini, birlik görevlerini ihmal ettiğini, erkekten habersiz kredi çektiğini, cinsel birliktelikten kaçındığını, erkeğin ailesine kötü davrandığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanunu'nun 166 ıncı maddesi hükmü uyarınca boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, erkeğin izni ve onayı olmadan kredi çekerek araç aldığı ve ortak konuttan ayrıldığı bu durumun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, taraflar arasındaki ortak hayatın çekilmez hale geldiği, geçimsizliğin mevcut olduğu, tarafların bir araya gelip evliliği devam etme ihtimallerinin olmadığı, eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın kanunen de mümkün olmadığı gerekçesiyle, karşı davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alınarak velâyetin anneye verilmesine, ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 250,00 TL tedbir nafakası, aylık 350,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olması sebebiyle kadının tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin ayrı ayrı reddine, kadın yararına tedbir nafakası takdirine yer olmadığına, kadının kusurlu davranışının erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmadığı dikkate alınarak manevî tazminat talebinin reddine, erkeğin maddî tazminat talebi süresinde olmadığından karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından yapılan kusur belirlemesinin kısmen hatalı olduğu, karşı dava dilekçesinde dayanılan vakıaların ispat edildiği ve bu vakıaların kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiği, erkeğin manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu, velâyet düzenlemesinin hatalı yapıldığı belirtilerek; kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve velâyet yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükmü etki edecek tüm delillerin toplandığı, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tanık ...'ın kadının erkeğe yönelik "it oğlu it, çulsuz" şeklindeki hakaret vakasına dair beyanının soyut olması, yer ve zaman belirtilmemesi nedeniyle kusur değerlendirmesinde dikkate alınmamasının, kadına yüklenen kusurlu davranışların erkeğin kişilik haklarına saldırı niteliğinde olmaması sebebiyle erkeğin manevî tazminat isteminin reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesinin usul ve kanunu uygun olduğu gerekçesi ile davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle birlikte kusur belirlemesi, manevî tazminat talebinin reddi ve velâyet yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1.Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, erkek yararına manevî tazminat verilmesi şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 335 inci ve devamı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle kadının, erkeğe hakaret ettiğinin ispatlandığının ve bu vakıanın da kadına kusur olarak yüklenmesi gerektiğinin, mahkemece kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre yine de kadının tam kusurlu olduğunun anlaşılmasına göre davalı-karşı davacı erkek vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

3.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası boşanmaya sebep olan olaylar yüzünden kişilik hakkı saldırıya uğrayan tarafın kusurlu olandan manevî tazminat isteyebileceğini öngörmüştür. Toplanan delillerden evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda, eşine hakaret eden kadının bu kusurlu davranışı aynı zamanda erkeğin kişilik haklarına saldırı teşkil eder niteliktedir. Öyleyse, davalı-karşı davacı erkek yararına 4721 sayılı Kanunu'nun 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası hükmü koşulları oluştuğundan, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, fiilin ağırlığı, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ile 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddeleri hükmü dikkate alınarak davalı-karşı davacı erkek yararına uygun miktarda manevî tazminata hükmedilmesi gerekir. Bu yönler gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2.Yukarıda (3) numaralı paragrafta belirtildiği üzere İlk Derece Mahkemesi kararının manevî tazminat yönünden davalı- karşı davacı erkek yararına BOZULMASINA,

3.Yukarıda (2) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı- karşı davacı erkeğin diğer temyiz itirazlarının reddi ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Duruşma için takdir olunan 8.400,00 TL vekâlet ücretinin ...'dan alınarak ...'e verilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz edene iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.01.2023 tarihinde oy birliği ile karar verildi.