Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1433 E. 2023/1182 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, mahkemenin daha önce verdiği boşanma kararından sonra tarafların bir araya gelip birlikte yaşayıp yaşamadıkları ve bu durumun davanın reddini gerektirip gerektirmediği hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Bozma kararına uyularak yapılan yargılamada, tarafların boşanma kararından sonra bir araya gelip birlikte yaşadıklarının tanık beyanlarıyla sabit olması ve bu durumun önceki kusurların affedilmesi anlamına geldiği gözetilerek, yerel mahkemenin davanın reddine ilişkin kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın reddine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı erkeğin evlilik boyunca çıkan bütün tartışmalarda davacı eşinin onurunu zedeleyici, küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müşterek çocuk ...'ın velâyetinin davacı anneye verilmesine, müşterek çocuk için aylık 750,00 TL davacı için aylık 750,00 TL nafakaya, yararına 75.000,00 manevî, 75.000,00 maddî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalıya usulüne uygun olarak dava dilekçesi 01.07.2009 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı davaya cevap vermemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece, davalı eşin, davacı eşine karşı süreklilik arz edecek şekilde şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olay olaylarda davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuklardan yaşı küçük ...'ın velâyetinin anneye verilmesine baba ile kişisel ilişki kurulmasına, davacı eş için aylık 200,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası, çocuk için aylık 150,00 TL tedbir ve iştirak nafakası, kadın yararına 25.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davalı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairemiz 17.05.2022 tarih, 2022/3689 Esas ve 2022/4583 Karar sayılı kararı ile; davalı erkeğin boşanma kararı sonrası birlikte yaşamın devam ettiği iddiası olduğu, kararın on iki yıl sonra tebliğe çıkarılmış olduğu da dikkate alınarak iddianın doğru olup olmadığı dolayısıyla kadının boşanma iradesinin samimi olup olmadığına ilişkin bu yöndeki deliller toplanarak sonucuna göre karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile bozulmuştur.

B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, boşanma kararı verildikten sonra tarafların bir araya gelip birlikte yaşadıklarının her iki taraf tanık beyanları ile anlaşıldığı, dava tarihine kadar yaşanılan ve davalıya yüklenen kusurların affedilmiş sayılacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; tanıkların 10 yılı aşkın süredir tarafların ayrı olduklarını beyan ettikleri halde verilen kararın hatalı olduğunu ileri sürerek; kararın tümü yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dosya içeriğine, bozmanın mahiyeti ve kapsamına göre taraflar arasındaki uyuşmazlık, kadın tarafından açılan evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların mahkemenin boşanma kararı sonrası bir arada yaşamaya devam edip etmediği, affın varlığı ve davanın reddi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddelerinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan müga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası.

3. Değerlendirme

1.Mahkemelerin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Kanun'un 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrasında yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, Mahkemece bozmaya uygun işlem ve araştırma yapılmış olduğu, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VII. KARAR

Açıklanan sebeple;

Davacı vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

İşbu kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

22.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.