"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/870 E., 2022/2250 K.
DAVA TARİHİ : 30.01.2019-22.02.2019
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 15. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/76 E., 2021/140 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 28.02.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen 28.02.2024 gününde temyiz eden davacı-karşı davalı ... vekilleri Avukat ... ve Avukat ... ... ile karşı taraf temyiz eden davalı-karşı davacı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı kadın vekili dava, cevaba cevap (karşı davada cevap) dilekçelerinde özetle; tarafların 2008 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocuklarının olmadığını, erkeğin, birden fazla kez sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini ve halen ... isimli bir kadınla birlikte yaşadığını, hakaret ettiğini, kadının ailesi ile görüşmek istemediğini, sıklıkla alkol tükettiğini, kumar oynadığını, birlik görevini ihmal ettiğini, ortak konutun kilidini değiştirdiğini, sosyal, fiziksel, psikolojik ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak konuttaki eşyalara zarar verdiğini, çocuk istemediğini, karşı davada dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkek tarafından kadın aleyhine açılan boşanma davasından erkeğin feragat ettiğini, ilgili davada ileri sürülen vakıaların erkek tarafından affedildiğini ve kadına kusur olarak yüklenemeyeceğini iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine göre boşanmalarına, karşı davanın reddine, kadın yararına aylık 10.000,00 TL tedbir nafakası, 10.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte erkekten tahsil edilmek üzere 2.000.000,00 TL maddî tazminat, 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı erkek vekili cevap, karşı dava, ikinci cevap (karşı davada cevaba cevap) dilekçelerinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, 2018 yılında erkek tarafından kadın aleyhine boşanma davası açıldığını, ancak tarafların barışmaları sebebiyle açtığı davadan feragat ettiğini, dava dilekçesinde dayanılan vakıaların kadın tarafından affedildiğini ve erkeğe kusur olarak yüklenemeyeceğini, kadının, erkeğe ekonomik şiddet uygulamaya devam ettiğini, müsrif olduğunu, kumar oynadığını, yalan söylediğini, kadının rahatsızlığı sebebiyle tarafların çocuk sahibi olamadığını, erkeğin önceki evliliğinden olan çocukları istemediğini, çocuklara kötü davrandığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına 2.000.000,00 TL maddî tazminat, 2.000.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tüm dosya kapsamı bir arada değerlendirildiğinde; erkeğin, kadın aleyhine 30.09.2018 tarihinde boşanma davası açtığı, ilgili davanın yapılan yargılaması sırasında erkeğin davadan feragat ettiği ve davanın 30.11.2018 tarihinde reddine karar verildiği bu kararın 28.01.2019 tarihinde kesinleştiği, feragat edilen dosyanın incelenmesinde; erkeğin dava dilekçesinde, kadının Kıbrıs'da kumar oynadığı, aşırı ve lüks harcamalar yaptığı, nefret içeren sözler söylediği, kendisinden habersiz harcamalar yaptığı vakıalarına dayanıldığı, kadının ise cevap dilekçesinde, erkeğin sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği, fiziksel, psikolojik, ekonomik şiddet uyguladığı, devamlı alkol tükettiği ancak eşini sevdiği ve boşanmak istemediğini belirttiği, işbu boşanma davasında da tarafların benzer nitelikte vakıalara dayandığı, ret ile sonuçlanan davadan sonra tarafların 2018 yılı Eylül ayında barıştıkları, birlikte yaşamaya devam ettikleri, bu hususun tarafların da kabulünde olduğu üzere tanık beyanları ile de sabit olduğu, tarafların dayandıkları vakıalar yönünden birbirlerini affettiği, en azından hoşgörü ile karşıladıkları, dayanılan vakıaların taraflara kusur olarak yüklenemeyeceği, taraflar bir araya geldikten sonra aralarında yaşanan geçimsizliğe dair herhangi bir olayın ispatlanmadığı gerekçesiyle her iki davanın da reddine, kadın yararına aylık 1.500,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kusurlu olduğu, asıl davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisinin hatalı olduğu, ilk açılan ve ret kararı ile sonuçlanan boşanma davasından sonra da erkeğin sadakatsiz davranışlarına devam ettiği, tedbir nafakası miktarının ise az olduğu, kadının tazminat ve nafaka taleplerinin kabulü gerektiği belirtilerek; asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu, taraflar barıştıktan sonra erkeğe haber vermeden tatile gittiği, karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin ise hatalı olduğu belirtilerek; karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince; davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usulü işlemlerin kanuna uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla kusura ilişkin yapılan değerlendirmede ve davaların reddine dair kararda herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı belirtilerek taraf vekillerinin istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-karşı davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile asıl davanın reddi, kusur belirlemesi, tedbir nafakasının miktarı yönünden yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile karşı davanın reddi, kusur belirlemesi, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma ve fer'îleri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesi şartlarının oluşup oluşmadığı, taraflar yararına maddî, manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası miktarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, af olgusunun ispatlanıp ispatlanmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un 4 üncü, 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin...'dan alınarak Volkan'a, 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Volkan'dan alınarak...'a verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
28.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.