Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1468 E. 2023/1114 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında karşılıklı açılan boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur oranının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat miktarları ile ziynet eşyalarının iadesine ilişkin uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Bölge Adliye Mahkemesi kararının, tarafların iddia ve savunmaları, deliller ve uygulanması gereken hukuk kuralları dikkate alındığında usul ve yasaya uygun olduğu gözetilerek, temyiz itirazlarının reddiyle karar onanmıştır.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulüyle kararın kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin sürekli olarak borçlandığını ve bu durumu kadından saklayarak ekonomik şiddet uyguladığını, evlenmeden önce maddî durumunun çok iyi olduğunu söylediğini ancak evlendikten sonra, borçlarının ortaya çıkmaya başladığını, yine davalının kumar alışkanlığının bulunduğunu, kadına hakaret ettiğini ve aşağılayıcı sözler söylediğini, kadın hamileyken davalının annesinin kadının üzerine yürüdüğünü, davalının hem eş, hem de baba olarak sorumluluklarını yerine getirmediğini, geç saatlerde eve geldiğini, nerede olduğu sorulduğunda hesap vermeyeceği yönünde olumsuz konuşmalar yaptığını, birçok kez cinsel şiddet uyguladığını, kadını ters ilişkiye zorladığını, bu durumun doktor raporları ile sabit olduğunu, psikolojik şiddete maruz kaldığını, düğünde takılan bütün ziynet eşyalarına davalının el koyduğunu belirterek, 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına kadın lehine 100,000,00 TL maddî, 100,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, müşterek çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, müşterek çocuk Sümeyye için her ay 500,00 TL tedbir ve sonrasında iştirak nafakası ödenmesine, kadın lehine 500,00 TL tedbir, davanın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası takdirine, ziynet eşyalarının aynen iadesine mümkün olmadığı takdirde bedelinin ödenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davalı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; kadının sürekli sorun çıkardığını ve erkeğe hakaret ettiğini, ekonomik şiddet uyguladığını, borçlanarak erkeğin ticari itibarını zedelediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin işlerinin azaldığı dönemde erkeğe psikolojik baskı uyguladığını, müşterek çocuğu ve erkeği istemediğini mesajla dile getirdiğini, aile içerisinde yaşanan her sorunda erkeğin annesini ve ablasını arayarak onları tehdit ettiğini, hakaretlerde bulunduğunu, erkeği ölümle tehdit ettiğini, canice hislerini dile getirdiğini, kurban bayramında erkeğin kurban kesmemesi nedeniyle kadının evi terk ettiğini, sonrasında müşterek konuta gelerek erkeğe ait arabanın camlarını kırdığını, tarafların müşterek çocuğu dünyaya geldiğinde erkeğin ailesini evden kovduğunu, ziynet eşyalarının kadının abisi tarafından bankaya yatırıldığını, davalının güvenilmez, saygısız, sorumsuz davranışları nedeniyle evlilik birliğinden devamının mümkün olmadığını iddia ederek davacı-karşı davalı kadının davasının reddine, karşı boşanma davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, mahkeme aksi kanaatte ise müşterek çocuk ile baba arasında şahsi ilişki tesisine, erkek lehine 100,000,00 TL maddî, 100,000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı-karşı davacı erkeğin eşine hakaret ettiği, düzensiz borçlandığı, evlenmeden önceki borçlarını sakladığı, kadına hakaret ederek onu aşağıladığı, evin birlik giderlerine katkı sağlamadığı, davacı-karşı davalı kadının ise, erkeğin çevresine erkeğin ne kadar borcu olduğunu sorarak onun itibarını zedelediği, hakaret ettiği, balkona kilitlediği, müşterek çocuğu babasına karşı kötülediği ve erkeğin ailesine hakaret ettiğinin dosya kapsamında sabit olduğu, belirlenen kusurların dışında tarafların birbirlerine isnat ettikleri kusurlu davranışların ispatlanamadığı, kadının iddia ettiği cinsel şiddete ilişkin iddianın doktor raporlarıyla sabit olmadığı gerekçesiyle boşanmaya neden olan olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davalı-karşı davacı kadının ise az kusurlu olduğu, müşterek çocuğun velâyetinin yaşı ve sosyal inceleme raporu doğrultusunda, anneye verilmesine, baba ile arasında yatısız olacak şekilde kişisel ilişki tesisine, müşterek çocuk yararına aylık 350,00 TL tedbir ve davamında iştirak nafakası ödenmesine, tarafların gelir durumunun eşit olmaması nedeniyle kadın lehine aylık 300,00 TL tedbir ve devamında aynı miktar üzerinden yoksulluk nafakası ödenmesine, kusuru daha ağır ve eşit olmayan, boşanmakla mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı-karşı davalı kadın lehine 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine, kadının ziynet alacağı davasının reddine ve ağır kusurlu erkeğin koşulları oluşmayan maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde; erkeğin karşı boşanma davasının kabulü, kusur tespiti, nafaka ve tazminat miktarları, ziynet alacağı davasının reddi, aleyhine hükmedilen vekâlet ücreti ve yargılama giderleri yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, velâyet, kişisel ilişki, aleyhine hükmedilen nafakalar ile kadın yararına hükmedilen tazminatlar ve erkeğin tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, İlk Derece Mahkemesi'nce davalı-karşı davacı erkeğe yüklenilen düzensiz borçlanma ve borçlarını saklama kusurları ispatlanamadığından bu kusurların karar gerekçesinden çıkarılması gerektiği, tanık beyanlarından ispatlandığı üzere davalı-karşı davacı erkeğin kadına ait maaşı çektiği, kadını ve müşterek çocuğu kadının ailesine bırakarak gittiği, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine tepkisiz kaldığı kusurlarının eklenmesi gerektiği, davacı-karşı davalı kadının eşini balkona kilitlediği kusuru yüklenmiş ise de önceki bir tarihte gerekleşen bu olayın affedildiği, yine kadına yüklenilen müşterek çocuğu babasına karşı kötülediği kusurunun dosya kapsamından ispatlanamadığı gerekçesiyle kadına yüklenen bu kusurların karar gerekçesinden çıkartılması gerektiği, dosya içeriğinden sabit olduğu üzerek kadına, eşini aşağıladığı, erkeğin annesini ölümle tehdit ettiği kusurlarının eklenmesine, bu haliyle kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre erkeğin ağır, kadının az kusurlu olduğu, iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen tazminatların tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile hakkaniyet ilkesi dikkate alındığında az olduğu, çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yatısız olarak kurulmasının dosya kapsamına uygun olmadığı, asgari ücretin üzerinde geliri bulunan kadının boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği, hükmün diğer yönlerden usul ve esasa uygun olduğu gerekçesiyle kadının, kusur belirlemesi, iştirak nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarına yönelik istinaf başvurusu ile davalı-karşı davacı erkeğin kusur belirlemesi, kişisel ilişki süresi ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakasına ilişkin istinaf başvurularının 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin ikinci alt bendi gereğince kısmen kabulüyle bu yönlerden kararın kaldırılarak yeniden hüküm kurulmak suretiyle kusura ilişkin gerekçenin yukarıda açıklandığı şekliyle düzeltilmesine, müşterek çocuk ile baba arasında kurulan kişisel ilişkinin yatısız olarak tesis edilmesinin hatalı olması nedeniyle kişisel ilişkinin yatılı olarak yeniden tesis edilmesine, müşterek çocuk yararına 500,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının sürekli ve düzenli olarak asgari ücreti aşan seviyede gelir getiren bir işte çalışması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına göre kadın lehine takdir edilen tazminatların düşük olduğu gerekçesiyle kadın yararına 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, taraf vekillerinin sair istinaf başvurularının ise 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin 1 inci fıkrasının (b) bendinin birinci alt bendi gereğince esastan reddine, kadının ziynet alacağına ilişkin davasının ise tefrik edilerek başka esasa kaydedilmesine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde; erkek tarafından cinsel şiddete maruz kaldığını, bu durumun tespiti için kadının hastaneye sevkinin gerektiğini aşamalarda talep edilmiş olmasına rağmen mahkemece bu talebin dikkate alınmadığını, tazminat taleplerinin tam kabulüne karar verilmesi gerektiğini belirterek kararın kusur tespiti ve tazminat miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde; İlk Derece ve Bölge Adliye Mahkemesince erkeğe yüklenilen kusurların ispatlanamadığını, bu kusurlara ilişkin tanık beyanlarının soyut olduğunu, birbirleri arasında çelişki mevcut olduğunu, evlilik birliğine asıl müdahalenin kadının ailesi tarafından gerçekleştirildiğini, kadının erkeğin ailesini ölümle tehdit ettiğini, kadının müşterek çocuğa babasını kötülediğini, erkek tarafından sunulan ses kayıtlarının mahkemece hükme esas alınmamasının hukuka aykırı olduğunu, ziynet alacağına ilişkin verilen tefrik kararının hatalı olduğunu belirterek kadının kabul edilen boşanma davası, kusur tespiti, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, velâyet, kişisel ilişki, kendi tazminat taleplerinin reddi ve tefrik edilen ziynet alacağı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca evlilik birliğinin sarsılması nedenine dayalı karşılıklı açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulüne ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadın yararına hükmedilen tazminat ve çocuk yararına hükmedilen nafakalara ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, ziynet alacağı davasının tefrikinin usule uygun olup olmadığı, velâyetin hangi ebeveyne verilmesinin çocuğun üstün yararına olacağı ve velâyete bağlı kişisel ilişkinin çocuk ve ebeveynin haklarına uygun şekilde tesis edilip edilmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci, 323 ve 328 inci, 336 ncı maddeleri, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

16.03.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.