"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/527 E., 2022/1527 K.
DAVALILAR : 1- ... T.A.Ş. vekili Avukat ...
2-...
DAVA TARİHİ : ...
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/275 E., 2019/493 K.
Taraflar arasındaki ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ipoteğin kaldırılması davasının kabulüne, aile konutu şerhi konulması davasının ise usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davalı banka vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı banka vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davacı kadın ile davalı erkeğin 1995 yılında evlendiklerini, dava konusu taşınmazın ise tarafların aile konutu olduğunu, ancak davalı eş tarafından davacı kadının rızası alınmadan dava konusu taşınmaz üzerine davalı banka yararına ipotek tesis edildiğini, davalı banka tarafından icra takibi başlatılması sebebiyle ipotek işleminden bilgi sahibi olduğunu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 194 üncü maddesi hükmü içeriği gereği ipotek işlemine karşı davacı kadının açık rızası alınmadığından işlemin geçersiz olduğunu, davalı bankanın basiretli bir tacir gibi hareket etmediğini iddia ederek davanın kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına ve taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulmasına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı banka vekili cevap dilekçesinde özetle; açılan davanın hukuki dayanaktan yoksun ve haksız olduğunu, davacı kadının kötü niyetli olduğunu, davacı kadının, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminden bilgi sahibi olduğunu, alacaklı olan bankanın alacağını tahsil etmemesi amacıyla bu davanın açıldığını, ipotek tesis tarihinde dava konusu taşınmaz üzerinde aile konutu olduğuna dair herhangi bir şerh bulunmadığını iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı ...'e dava dilekçesi usulüne uygun tebliğ edilmesine rağmen davalı cevap dilekçesi sunmamıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile ipoteğin kaldırılması davası yönünden yapılan incelemede; dava konusu taşınmazın aile konutu olduğu, dava konusu taşınmaz üzerine davalı eş tarafından davalı banka yararına konulan ipotek işlemi ile ilgili davacı eşin açık rızasının alınmadığı, aile konutu şerhi konulması davası yönünden yapılan incelemede ise davacı kadın tarafından dava konusu taşınmaz üzerine aile konutu şerhi konulması amacıyla tapu müdürlüğüne başvurulduğu ve ret cevabı alındığının belgelendirilmediği, bu hususta davacı kadının dava yolu ile böyle bir talepte bulunma hakkının olmadığı gerekçesiyle ipoteğin kaldırılması davasının kabulü ile dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılmasına, aile konutu şerhi konulması davasının ise dava şartı yokluğundan usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı banka vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, davacı kadının işbu davayı davalı bankanın alacağını tahsil etmesini önlemek amacıyla açtığı ve kötü niyetli olduğu, taşınmaz üzerine konulan ipotek işleminden kadının bilgi sahibi olduğu, taşınmaz üzerinde aile konutu şerhi bulunmadığı belirtilerek; ipoteğin kaldırılması davası yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı bankanın tacir olduğu, her tacirin ticaretine ait bütün faaliyetlerinde basiretli hareket etmekle yükümlü olduğu, bu yükümlülüğü alacağına teminat olarak gösterilen taşınmazın hukuki ve fiili durumunu bilmeyi de gerektirdiği, başka bir ifade ile, taşınmazın tapu kütüğüne aile konutu olduğuna dair şerh bulunmasa bile, taşınmazın aile konutu ve kendisiyle akdi ilişkiye giren kişinin de evli olduğunu davalı bankanın bilebilecek durumda olduğu, bu özeni göstermemiş ise, iyi niyet iddiasında bulunamayacağı, vakıa ve karinelerden iyi niyet iddiasında bulunamayacak durumu belirmiş olanın kötü niyetli olduğunun diğer tarafça ispat edilmesine de lüzum olmadığı, davacının dava hakkını dürüstlük kuralına aykırı olarak kullandığını kabule yeterli bir delil ve sebep de bulunmadığı, gerçekleşen bu hukuki duruma göre davacının açık rızası alınmadan tesis edilen ipotek sebebiyle davalı bankanın kazanımı korunamayacağından davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek; davalı banka vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı banka vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı banka vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile ipoteğin kaldırılması davası yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; ipoteğin kaldırılması ve aile konutu şerhi konulması istemine ilişkin olup uyuşmazlık, dava konusu taşınmaz üzerine konulan ipoteğin kaldırılması şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Kanunu’nun 6 ncı maddesi, 194 üncü maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı banka vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...