"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2070 E., 2022/2028 K.
DAVA TARİHİ : 25.12.2017
KARAR : Kısmen Kabul
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen karşılıklı boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece, İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 10. Hukuk Dairesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat ile 75.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara faiz işletilmesi yönündeki talebin reddine, ortak çocuk yararına aylık 1.750,00 TL iştirak nafakasına, kadının, iştirak nafakasının TÜFE oranında artış talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı-karşı davalı erkek vekili 08.11.2017 tarihli dava dilekçesinde özetle; tarafların 2002 yılında evlendiklerini, kadının annesinin çocuğun doğumundan sonra konuta daha sık gelmeye başladığını, evliliğe müdahalede bulunduğunu, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadının ... sarsıcı davranışta bulunduğunu, kadının daha öncede açtığı boşanma davasının reddedildiğini, kadının, ortak çocukla erkeğin görüşmesini engellemeye çalıştığını, çocuğu olumsuz fikirlerle etkilediğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına 50.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek faiziyle kadından tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğunu belirterek; erkeğin davasının reddine, karşı davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, çocuğun velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir, iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir, yoksulluk nafakası ödenmesine, kadın yararına 300.000,00 TL maddî, 300.000,00 TL manevî tazminatın erkekten tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 17.12.2021 tarihli ve 2017/904 Esas, 2021/1874 Karar sayılı kararıyla; davacı-karşı davalı erkeğin, kadın eşe incitici davranışlar sergilediği, ilgisiz ve sevgisiz davrandığı, kadın eşin yaşadığı eve annesine yalan söyleyerek girdiği, kadın eşin kullandığı araca takip cihazı taktırdığı, davalı-karşı davacı kadının ise gerek dışarıda gerek telefon ile başka erkeklerle görüşerek ... sarsıcı davranışlar sergilemek sureti ile ortak yaşamı birbirleri için çekilmez hale soktuğu, böylece tarafların boşanmaya neden olaylarda eşit kusurlu olduklarından bahisle her iki davanın da kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir nafakası ile kararın kesinleşmesinden sonra aylık 1.000,00 TL iştirak nafakası ödenmesine, kadının tedbir, yoksulluk nafakası talebi ile maddî, manevî tazminat taleplerinin ve erkeğin manevî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından erkeğin kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar ile reddedilen tedbir ve yoksulluk nafakası talepleri, tedbir ve iştirak nafakasının miktarı, yeni iddiaların mahkemece değerlendirmeye alınması, sözlü yargılamaya geçildikten sonra ara karardan rücu edilip tahkikat aşamasına dönülmesi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 26.04.2022 tarihli ve 2022/438 Esas, 2022/676 Karar sayılı kararıyla; erkeğin istinaf talebinde bulunmaması nedeniyle kendisine yüklenen kusurların kesinleştiği, erkeğin ayrıca fiili ayrılık döneminde kayın validesini aşağıladığı, kadına yüklenen ... sarsıcı davranışta bulunma kusurunun dosya kapsamından ispatlanamadığı, bu sebeple kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, böylece boşanmaya neden olan olaylarda davacı-karşı davalı erkeğin tam kusurlu olduğundan bahisle davalı-karşı davalı kadın vekilinin; erkeğin kabul edilen davası, kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminatlar ile yargılama giderlerine ilişkin istinaf taleplerinin kabulüyle bu yönlere ilişkin İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılmasına, kaldırılan yönlerden yeniden esas hakkında hüküm tesisine, erkeğin boşanma davasının ve manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 50.000,00 TL maddî ve 40.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kamu düzenini ilgilendirmesi nedeniyle velâyeti anneye verilen ortak çocuk ile babası arasında daha uygun süre ile kişisel ilişki tesisine, kadın vekilinin sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı erkek vekili kusur belirlemesi ve tazminatlar yönünden; davalı-karşı davacı kadın vekili ise tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi, tazminatların ve ortak çocuk yararına hükmedilen nafakaların miktarı yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemizin 10.11.2022 tarihli ve 2022/6349 Esas, 2022/9077 Karar sayılı kararıyla tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ile kişilik haklarına yapılan saldırı dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminatların miktarının az olduğu, yine tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle Bölge Adliye Mahkemesi kararının bu yönlerden bozulmasına, davacı-karşı davalı erkeğin tüm, davalı-karşı davacı kadının ise bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazları yönünden kararın onanmasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; bozma kapsamında belirtilen ilkeler doğrultusunda kadın yararına 100.000,00 TL maddî tazminat ile 75.000,00 TL manevî tazminata, tazminatlara faiz işletilmesi yönündeki talebin reddine, ortak çocuk yararına aylık 1.750,00 TL iştirak nafakasına, kadının, iştirak nafakasının TÜFE oranında artış talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı-karşı davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; davalı-karşı davacı kadının ... sarsıcı davranışta bulunduğunu, erkeğin tam kusurlu kabul edilerek aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin hatalı olduğunu, iştirak nafakası miktarının fahiş belirlendiğini ileri sürerek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar ile miktarı ve iştirak nafakası miktarı yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasında kusursuz bulunan kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası miktarının bozma kapsamında belirtilen ilkelere uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 ... maddesi, 328 ... maddesi, 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanun'un (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmanın kapsamı dışında kalarak kesinleşmiş olan yönlere ilişkin temyiz itirazlarının incelenmesinin artık mümkün olmadığı gibi bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin de yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davacı- karşı davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
04.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.