"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/319 E., 2022/1298 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 10. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/530 E., 2019/744 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince ... kadın vekili tarafından açılan davanın kabulü ile tarafların boşanmasına ve fer'îlere, davalı-davacı erkek vekili tarafından açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... kadın vekili dava dilekçesinde özetle; erkeğin sık sık evi terk ettiğini, maddî ve manevî olarak destek olmadığını, erkeğin kişisel harcamaları nedeniyle eve birçok kez haciz geldiğini, sürekli olarak müvekkiline ağza alınmayacak şekilde hakaretler ettiğini,ilgisiz ve sorumsuz davrandığını, psikolojik şiddet uyguladığını belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721Sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesini, müvekkili lehine aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde belirtilen iddiaların gerçek dışı olduğunu,kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, aksine davacının müvekkiline psikolojik şiddet uyguladığını, kadının ilgisiz olduğunu, kendisine ve ailesine karşı sorumsuz davrandığını, davacı tarafın müvekkilinin evi terk ettiğine dair beyanlarının gerçeği yansıtmadığını, müvekkilinin kendi evini terk etmesi diye bir durumun söz konusu olmadığını, belirterek asıl davanın reddine, karşı davalarının kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, davalı- davacı erkeğin evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlukları gereği gibi yerine getirmediği, erkeğin tam kusurlu olduğu, ... kadın vekili tarafından açılan asıl davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki tesisine, ortak çocuk için aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde iştirak nafakası olarak devamına, kadın için dava tarihinden itibaren aylık 350,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak kadına ödenmesine, kadının manevî tazminat talebinin reddine, kadının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 15.000,00 TL maddî tazminatın kararın kesinleşmesi ile birlikte erkekten tahsili ile kadına ödenmesine, erkeğin karşı boşanma davasının reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davalı- davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını davacı tarafın davasındaki iddialarını ispatlayamadığını, belirterek her iki dava yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı kadın vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini, kadın ve ortak çocuğa kötü davrandığını belirterek kusur,lehine hükmedilen nafakalar ve maddî tazminatın miktarları ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesinin kararı usul ve esas yönünden hukuka uygun bulunduğu gerekçesiyle taraf vekillerinin istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davalı- davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur tespitinin doğru olmadığını davacı tarafın davasındaki iddialarını ispatlayamadığını asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulü yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
2.Davacı- davalı kadın vekili katılma yoluyla temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin hakaret ettiğini,kadın ve ortak çocuğa kötü davrandığını belirterek kusur,lehine hükmedilen nafakalar ve maddî tazminatın miktarları ile reddedilen manevî tazminat talebi yönünden temyiz yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık; kadının boşanma davası kabulü ile erkeğin boşanma davasının reddi kararının yerinde olup olmadığı, kusur tespiti, delillerin takdirinde hata edilip edilmediği, tazminatlar, nafakalar noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü, 6 ıncı maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı-davacı erkeğin temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin ikinci fıkrasında; boşanmaya sebebiyet vermiş olaylar yüzünden kişilik hakları saldırıya uğrayan tarafın, kusurlu olan taraftan manevî tazminat isteyebileceği düzenlenmiştir. Toplanan delillerden evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan erkeğin kusurlu eylemlerinin yanında çocuğun tedavisiyle ilgilenmediği,kadını yalnız bıraktığı,destek olmadığı, eve hacizlerin gelmesine neden olduğu böylelikle kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği anlaşılmaktadır. Hal böyle olunca, kadının manevî tazminat talebinin kabulüne karar verilmesi gerekir iken, hatalı kusur belirlemesi ve şartları oluşmadığı gerekçesiyle kadının manevî tazminat talebinin reddi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.
3. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında ... kadın yararına takdir edilen maddî tazminat azdır. O hâlde, mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi ve 6098 sayılı Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddelerinde düzenlenen hakkaniyet kuralları dikkate alınarak davacı -davalı kadın yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci fıkrası uyarınca daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
4.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre ... kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
5.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre, ortak çocuk 2005 doğumlu Hatice İrem’in ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakası azdır. Mahkemece, 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi de dikkate alınarak daha uygun nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının manevî tazminat talebinin reddi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminatın miktarı ile yoksulluk nafakasının miktarı ve iştirak nafakası miktarı yönlerinden ORTADAN KALDIRILMASINA,
2. İlk Derece Mahkemesi kararının kusur belirlemesi, kadının manevî tazminat talebinin reddi, ... kadın yararına hükmedilen maddî tazminatın ve yoksulluk nafakasının miktarı, iştirak nafakası miktarı yönlerinden ... kadın yararına BOZULMASINA,
3. Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı -davacı erkeğin temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Levent'e yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,03.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.