"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1469 E., 2022/1799 K.
KARAR : Davanın reddi
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma protokolünün uyarlanması davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 11. Hukuk Dairesinin kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davanın reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,14.10.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
Belli edilen günde temyiz eden davacı ... vekili Avukat ... ve karşı taraf davalı ... vekili Avukat ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde; tarafların Üsküdar 3. Aile Mahkemesinin 29.06.2017 tarih ve 2007/349 Esas 2007/334 Karar sayılı ilamı ile anlaşmalı olarak boşandıklarını, müvekkilin o zaman maddî koşulları uyarınca davalının rahat yaşayabilmesi için her türlü fedakarlığı yaptığını, protokolde mevcut olmadığı halde müvekkilin 100.000 ABD doları yoksulluk nafakası ödemeyi taahhüt ettiğini, ayrıca aynı protokol uyarınca nafakanın kararın kesinleşmesinin takip eden birinci günü 50.000,00 ABD doları ödenmeye başlamasını ve 6 ayda bir 50.000 ABD doları olarak yapılmasına karar verildiğini, müvekkilin iş adamı olduğunu ve protokol hazırlandığını tarihte ortağı olduğu şirketlerden iyi kar payı elde ettiğini, müvekkilin protokolü imzalamasında kendisini bu denli güç koşullara düşüreceğini tahmin edemediğini, müvekkilin ortağı oldu şirketlerin büyük bölümünde işlerin kötüye gittiğini, şirket karlarının azaldığını yada zarar etmeye başladığını, davalı müvekkilin boşandıktan sonra tekrar evlendiğini bu evliliğinden iki çocuğunun olduğunu, müvekkilin ekonomik koşullarının kötü olması nedeniyle İstanbul'dan taşınarak İzmir'e yerleştiğini, buna karşılık davalının ekonomik durumunun oldukça yüksek olduğunu bu nedenle Üsküdar 3. Aile Mahkemesinin 29.06.2007 tarih ve 2007/349 Esas, 2007/334 Karar sayılı boşanma ilamı onaylanmış davalı için hükmedilen yoksulluk nafakasının kaldırılmasını olmadığı takdirde halen ödenmekte olan yıllık 100.000,00 ABD doları tutarındaki nafakanın Türk lirasına çevrilmesini ve aylık 5.000,00 TL'ye indirilmesini yargılama gideri ve vekâlet ücretinin davalı tarafa yükletilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının boşandıktan sonra mali durumunun kötüye gittiğinin gerçek dışı olduğunu, tarafların 1982 yılında evlendiklerini, 25 yıl süren bu evliliği 29.06.2007 tarihinde anlaşmalı olarak sonlandırdıklarını, boşanma protokolünde belirtildiği şekilde davacı müvekkile 100.000,00 USD yoksulluk nafakası ödemeyi kabul ettiğini, davacının nafakanın azaltılması yada kaldırılmasını gerektirir bir durumunun olmadığını, davacının geçin sıkıntısı nedeniyle değil daha sakin bir hayat yaşamak için İzmir'e yerleştiğini, davacının İzmir'de eşinin adına ... Residence'de residence'de daire ... Towers'da 3 adet ofis katı bodrum ve çeşmede birere villa satın aldığını, davacının ekonomik sıkıntı çektiği dönemde kredi çekerek yeni eşinin adına ofis aldığını, davacının müvekkil ile boşanmadan önce yeni eşi ile birlikteliğe başladığını ve çocuk sahibi olduğunu, davacının protokolü imzaladığı tarih ile davanın açılma tarih arasındaki dolar kuru değişiminin enflasyon oranının dahi altında kaldığını, davacının iddia ettiği gibi müvekkilin yaşam standartlarında yükselme olmadığını aksine zaman zaman geçim sıkıntısı çektiğini,bu nedenlerle açılan davanın reddine karar verilmesini ve yargılama giderlerinin davacı tarafa yükletilmesine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 20.03.2018 tarihli ve 2015/325 Esas, 2018/183 Karar sayılı kararıyla; tarafların Üsküdar 3. Aile Mahkemesi'nin 2007/349 Esas 2007/334 Karar sayılı boşanma davasında protokol düzenledikleri bu protokolde belirtilen şartları her iki tarafında ortak beyanları ile kabul ettikleri, tarafların bu şartları kabul etmesi ile anlaşmalı olarak boşanmalarına karar verildiği, kararın temyiz edimeyerek kesinleştiği ve davacının sırf boşanmayı sağlayabilmek için imzaladığı boşanma protokolü gereğince yoksulluk nafakası ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen süre içerisinde, davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olmadığı gibi, tarafların ekonomik durumlarında öngörülemeyen ve katlanılamayan bir halin de yaşanmaması karşısında, yoksulluk nafakasının kaldırılması talebinin iyiniyet, sözleşmeye bağlılık ve sözleşmenin devamlılığı ilkeleri ile bağdaşmayacağı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı vekili hükmün tamamı yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 14.09.2020 tarihli kararı ile aradan geçen süre içerisinde, dolar kurunda olağanüstü artış ile tarafların ekonomik durumlarında öngörülemeyen ve katlanılamayan bir halin de yaşanması ve bu miktarın borçluyu zaruret haline sokacağı da tabii olduğu, davacının nafakanın azaltılmasını talep etmesinin kötü niyet olarak değerlendirmesinin mümkün olmadığı, ekonomik durumdaki dalgalanmalar dikkate alınarak protokolün bu maddesinin hali münasip bir miktar nafaka olarak düzenlenmesi gerektiği gerekçesi ile davacı tarafın istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına, davanın kısmen kabulü ile; Üsküdar 3. Aile Mahkemesi'nin 29.06.2007 tarih ve 2007/349 Esas, 2007/334 Karar sayılı kararı kararı ile hükmedilen yoksulluk nafakasının yıllık 100.000 Dolar -aylık 8.333,3 ABD dolarının takdiren bu dava tarihindeki kur değeri (2,5770 TL) dikkate alınarak dava tarihinden(12.05.2015) itibaren aylık 6.333 Dolar karşılığı 18.000,00 TL’ye indirilmesine ve her ay 18.000,00 TL yoksulluk nafakasının davacı erkekten alınarak kadına verilmesine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Birinci Bozma Kararı
1.Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraflarca temyiz isteminde bulunmuştur.
2.Dairemiz 25.05.2021 tarihli ilamı ile davacının boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen zaman içerisinde; davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olduğu dosya kapsamındaki sosyal ve ekonomik durum araştırması, tarafların mali durumunu gösterir ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki kıyaslamayı içerir bilirkişi raporu, tanık ifadeleri ve sair delillerle ispatlanamadığı gibi; davalının ekonomik durumunda da öngörülemeyen bir halin yaşanmaması karşısında; davanın reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde hüküm tesisi ile yoksulluk nafakasının Türk Lirasına çevrilerek indirilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
B. İkinci Bozma Kararı
1. Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesinin 07.10.2021 tarihli, 2021/1179 E., 2021/1410 K. sayılı kararı ile Yargıtay bozma ilamına uyularak davacının istinaf talebinin esastan reddine karar verilmiştir.
2.Dairenin 22.06.2022 tarihli kararı ile "Bölge adliye mahkemesi hukuk dairesince Yargıtay bozma ilamı üzerine yapılan yargılamada, Dairemizin bozma ilamına uyulduğu belirtilmiştir. Şu halde bölge adliye mahkemesince yapılacak iş, uyulduğu belirtilen Yargıtay bozma ilamı uyarınca yeni bir hüküm tesis etmekten ibaret olup, verilecek yeni karar ilk derece mahkemesi kararının istinaf kanun yolu incelemesi niteliğinde olmayıp, münhasıran Yargıtay bozma ilamı kapsamında hüküm tesisinden ibarettir. Buna karşın bölge adliye mahkemesince, istinaf incelemesi yapıldığı yönünde yanılgılı değerlendirme sonucu ortadan kalkan ilk derece mahkemesi kararına atıf yapılarak davacının istinaf talebinin esastan reddine şeklinde hüküm tesisi doğru olmayıp bozmayı gerektirmiştir." gerekçesi ile hükmün bozulmasına karar verilmiştir.
C. Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bozmaya uyan Bölge Adliye Mahkemesince yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacının boşanma protokolü ile belirlenen yoksulluk nafakasını ödemeyi kabul etmesi sonrasında, aradan geçen zaman içerisinde; davacının ekonomik durumunda olağanüstü bir değişiklik olduğu dosya kapsamındaki sosyal ve ekonomik durum araştırması, tarafların mali durumunu gösterir ve döviz kuru ile enflasyon arasındaki kıyaslamayı içerir bilirkişi raporu, tanık ifadeleri ve sair delillerle ispatlanamadığı gibi; davalının ekonomik durumunda da öngörülemeyen bir halin yaşanmaması karşısında davanın reddine karar verildiği gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; hükmün tamamı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 323 üncü ve 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 28.000,00 TL'lik vekâlet ücretinin davacıdan alınıp davalıya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
14.10.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.