"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1413 E., 2022/1894 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/778 E., 2021/871 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulüyle kararın kaldırılarak yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulmasına, erkeğin tüm, kadının ise diğer istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2013 yılında ortak çocuklarını yetiştirmek için Türkiye’ye taşındıklarını, bir süre sonra tarafların ortak çocuğuna bakan kadının annesinin rahatsızlanması üzerine Romanya'ya geri döndüğünü, bu dönemde erkeğin Türk vatandaşı olmadığı için sigortalı ve sürekli bir işte çalışamadığını, iki yıl sonra Vatandaşlığı kazanarak çalışmaya başladığını, ancak maaşının yetersizliğinden dolayı 2017 yılında Almanya’ya oradan İngiltere’ ye geçtiğini, annesinin Romanya'ya dönmesi nedeniyle kadının işten ayrılmak zorunda kaldığını, kadının aile birliğini korumaya çalıştığını, erkeğin İngiltere’ye gittikten sonra Türkiye'ye nadiren gelmeye başladığını, zamanla eşini ve çocuğunu aramamaya başladığını, sonrasında kadının eşinin yanına İngiltere'ye gittiğini, ancak erkeğin ilgisizliğinin devam ettiğini, odaları ayırdığını, güven sarsıcı davranışlarda bulunduğunu, odasını kilitlediğini, sözlü şiddet uyguladığını, çocuğunun giderlerini karşılamadığını, kadına hakaret ve tehditlerde bulunduğunu, kadının stres nedenli hastalanması üzerine Türkiye'ye dönmek durumunda kaldığını ileri sürerek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara her yıl enflasyon oranında artırım uygulanmasına, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; kadının eşini boşanmakla tehdit ettiğini, erkeğin İngiltere'de çalışması nedeniyle her fırsatta tartışma çıkardığını, hakaret ettiğini, iddiaların gerçeği yansıtmadığını ileri sürerek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların 2011 yılında Romanyada evlendikleri, 2013 yılında tarafların Türkiye'ye gelerek Türkiye'de yaşamaya başladıkları, fakat erkeğin çifte vatandaşlık hakkı kazandıktan sonra Türkiye'deki ücretlerden, yaşadığı ekonomik zorluklardan şikayetlendiği, davacı kadının Türkiye'de mevcut düzende aile yaşantısını devam ettirmek istemesine aldırış etmeden, davalı erkeğin yurt dışında çalışma ve eğitim imkanları daha iyi olduğu bahanesiyle İngiltere' ye çalışmak için gittiği, tarafların bir dönem ayrı yaşadıkları, davalı erkeğin sık aralıklarla Türkiye'ye gelip gidemediği ve erkeğin eşine ve çocuğuna karşı ilgisinin her geçen gün azaldığını fark eden kadının İngiltere' ye eşinin yanına gitmeye karar verdiği, erkeğin İngiltere'de Tesko adlı bir markette vardiyeli sistemde çalıştığı, yaşadığı hayat şartlarının da aslında çok iyi olmadığı, tarafların İngiltere'de tek göz oda içerisinde mutfak ve banyosu yabancılarla ortak olarak kullanılan bir konutta yaşadıkları, yemekleri birlikte yeseler de erkeğin yukarıda farklı bir odada tek başına kaldığı, odasının kapısını kilitlediği, kadına ve çocuğa karşı ilgisiz davranışlar sergileyerek, ailesini orada da yalnız bıraktığı, İngiltere'de yaşarken sözlü tartışmaların daha da arttığı, erkeğin tartışmalarda kadına hakaret ve "mezarlığa si..git.." şeklinde sinkaflı küfürler ettiği, kadının erkeğin telefonunda yabancı kadınlara ait fotoğraflar ve mesajlaşmalarını yakaladığı, kadının telefonda gördüğü fotoğraf ve mesajlaşmaları erkeğe gösterdiğinde ''işine gelmiyorsa git boşanma aç'' dediği, erkeğin eşine karşı güven sarsıcı davranışlarda bulunduğu, alınan bilirkişi raporunda; ne zaman çekildiği belli olmayan fotoğrafların yer aldığı, hava alanında ki kadına ait fotoğrafta konum bilgisinin Birleşik Krallık olarak, telefon hafızasında farklı yabancı kadınlara ait fotoğraflar ve yazışmaların olduğunun görüldüğü, bu yaşanan olaylardan etkilenen kadının çocuğun okulunun kapanması ile Türkiye'ye döndüğü, çocuğun da Türkiye'de yaşamak istediği, tarafların bir daha bir araya gelmedikleri, erkeğin Türkiye' ye dönen eşi ve çocuğuna geçinmeleri için cüzi miktarlarda para gönderdiği, böylece evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun duruşmadaki beyanı ve sosyal inceleme raporundaki tespitler uyarınca velâyetinin anneye verilmesine, baba ile aralarında kişisel ilişki tesisisne, ortak çocuk yararına aylık 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadının boşanmayla yoksulluğa düşecek olduğu gerekçesiyle kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, nafakalara gelecek yıllarda ÜFE oranında artırım uygulanmasına, kadın yararına yasal şartları oluştuğu gerekçesiyle 20.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile iştirak ve yoksulluk nafakasının miktarı yönünden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; İlk Derece Mahkemesi kararının tüm yönlerden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince belirlenen kusurların gerçekleştiği, davanın kabulüne ve kadın yararına davanın fer'îlerin karar verilmesinin isabetli olduğu ancak ortak çocuk yararına hükmedilen iştirak nafakası ile kadın yararına hükmedilen yoksulluk nafakası miktarlarının az olduğu, yine kadın yararına hükmedilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesiyle kadının yoksulluk ve iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminatların miktarına yönelik istinaf başvurusunun kabulüyle İlk Derece Mahkemesi kararının bu yönlere ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, yeniden kısmen esas hakkında hüküm kurulması suretiyle kadın yararına aylık 1.500,00 TL yoksulluk, ortak çocuk yararına aylık 1.500,00 TL iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakalara her yıl ÜFE oranında artış uygulanmasına, yine kadın yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, kadının miktara ilişkin sair, erkeğin ise tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin aylık 2.000,00 Sterlin ücretle çalıştığını ileri sürerek iştirak ve yoksulluk nafakalarının miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin sık aralıklarla Türkiye'ye gelip gitmediği yönünde yüklenen kusurun hatalı olduğunu bu yönde mahkemeden araştırma yapılması istenmesine rağmen mahkemece araştırılma yapılmadığını, ortak çocuğun beyanlarına dayalı olarak hüküm kurulmasının isabetsiz olduğunu, dosyada başkaca görgüye dayalı beyanda bulunan tanık olmadığını, erkeğin yabancı kadınla olan mesajlaşmalarının kira meselesi ile alakalı olması nedeniyle erkeğe güven sarsıcı davranışta bulunma yönünde yüklenen kusurun doğru olmadığını, erkeğin evin ve ailesinin ekonomik ihtiyaçlarını karşıladığını, aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetsiz olduğunu, miktarların fahiş olduğunu belirterek kararın kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar ile bunların miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte erkekten kaynaklı bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, tarafların kusur durumlarına göre kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesine ilişkin koşulların oluşup oluşmadığı, oluşmuş ise miktarların hakkaniyete uygun olup olmadığı ile tarafların ekonomik durumlarına göre kadın ve ortak çocuk yararına hükmedilen yoksulluk ve iştirak nafakası miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 nci ve 330 uncu maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
30.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.