Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1668 E. 2023/4487 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında ispat yükünün kimde olduğu ve davanın ispat edilip edilmediği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Hayatın olağan akışına aykırı iddiayı ileri süren tarafta ispat yükü bulunduğu, davacının ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı ve kullanıldığı iddiasını ispatlayamadığı gözetilerek, istinaf mahkemesinin davayı reddeden kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Antalya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3496 E., 2022/2976 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması

İLK DERECE MAHKEMESİ : Yeşilova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2020/60 E., 2021/113 K.

Taraflar arasındaki ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ziynet alacağı davası yönünden verilen kararının kaldırılmasına, yeniden hüküm tesisi ile ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.Davacı kadın vekili dava dilekçesinde;davalının araç ve taşınmaz alımında kullandığını belirttiği ve iade etmediği ziynet eşyalarının aynen iadesine, bunun mümkün olmaması halinde fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 90.827,00 TL'nin davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiş, yargılama aşamasında dava değerini, 33.092,90 TL artırarak 123.919,90 TL olarak ıslah etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, davacının ziynet eşyalarının bir kısmının davacının kendisinde olduğunu, bir kısmını ise davacı tarafından cezaevinde yatan kardeşinin vekalet ücretinin ödenmesi için kendisi tarafından bozdurularak ailesine verildiğini, davacının ziynet eşyalarını sürekli olarak üzerinde taşıdığını, davacının ortak konuttan ziynet eşyalarınıda alarak Denizli'ye rutin doktor kontrolüne gideceğini söyleyerek ayrıldığını, geri gönmedğini, davacının evden planlayarak ayrıldığını, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabul edilmesi gerektiğini beyanla açılan davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı tarafından düğünde takılan ve dava dilekçesinde iddia edilen ziynet eşyalarının iade edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesi ile ziynet alacağı davasının kabulü ile 10 adet 22 ayar her biri 30'ar gram ağırlığında üçlü burma bilezik (104.964,00 TL), 1 adet 22 ayar 12 gram burgu zincir kolye (4.198,56 TL) , 1 adet 14 ayar 5 gram küpe (1.117,25 TL), 1 adet 14 ayar 5 gram geniş alyans yüzük (1.117,25 TL), 1 adet 14 ayar 5 gram ince alyans yüzük (670,35 TL), 1 adet 14 ayar 3 gram tektaş yüzük (670,35 TL), 1 adet tam altın (2.484,92 TL) ve 7 adet yarım altının (8.697,22 TL) davacıya aynen iadesine, aynen iade mümkün olmadığı takdirde toplam bedeli olan 123.919,90‬ TL'nin, 90,827,00 TL'sinin dava tarihi olan 22.06.2020 tarihinden, 33.092,90 TL'sinin ise ıslah tarihi olan 17.05.2021 tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili, Mahkemenin, düğünde takılan altınların iade edildiğinin ispatlanamadığı şeklindeki gerekçesinin haksız ve hukuka aykırı olduğunu, müvekkilinin, davacının ziynetlerini hiç almadığını, bu nedenle ispat yükünün müvekkilinde değil davacı tarafta oduğunu, dinlenen tüm tanıklarının, davacının ziynet eşyalarının bir kısmını, davacı tarafından davacının kardeşinin cezaevinde olması nedeniyle vekalet ücreti ödemesi için bozdurulduğunu ve bunu bizzat davacıdan duyduklarını, geri kalan kısmının ise davacının kendisinde olduğunu beyan ettiklerini, ziynet eşyalarının bir kısmının davacı tarafından kullanıldığı bir kısmının ise davacıda olduğunun ispatlandığını, buna rağmen davanın kabulüne karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ziynet alacağı davasının kabulü yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) “İspat Yükü” başlıklı 6 ncı maddesinde; “Kanunda aksine bir hüküm bulunmadıkça, taraflardan her biri, hakkını dayandırdığı olguların varlığını ispatla yükümlüdür.” ifadesine yer verildiği, ispat yükünün hayatın olağan akışına aykırı durumu iddia eden ya da savunmada bulunan kimseye düşeceği, öte yandan, ileri sürdüğü bir olaydan kendi yararına haklar çıkarmak isteyen kimsenin iddia ettiği olayı ispatlaması gerektiği, davacı vekili tarafından sunulan dava dilekçesinde, ziynet eşyalarının davalı tarafından eşinden alınıp araç ve taşınmaz alımında kullanıldığı ve sonrasında iade edilmediği iddia edilmekte olduğu, iddianın ileri sürülüş şekline göre ispat yükünün davacıda olduğu, İlk Derece Mahkemesince, davalı tarafından düğünde takılan ve dava dilekçesinde iddia edilen ziynet eşyalarının iade edildiğinin ispatlanamadığı gerekçesiyle ziynet alacağı davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, davacıya ait ziynet eşyalarının davalı tarafından alınıp sarf edildiği ve sonrasında davacıya iade edilmediğinin davacı tarafından ne şekilde ispat edildiğinin açıklanmadığı gibi, bu hususta dinlenen davacı tanık beyanlarının soyut ve duyuma dayalı olduğu ve davanın kabulüne elverişli olmadığı, toplanan delillere göre, ziynet alacağı davasının ispatlanamadığının anlaşıldığı gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile ziynet alacağı davası hakkında Yeşilova Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesinin 2020/60 E., 2021/113 K. sayılı ilamı ile verilen kararının kaldırılarak yeniden hüküm tesisine, davacı tarafından açılan ziynet alacağı davasının reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı kadın vekili, ziynet eşyalarının davalı tarafından alındığı ve kullanıldığının tanık beyanlarıyla ispatladığını, tanığın vermiş olduğu beyanların soyut, duyuma dayalı olduğu kanaatine varılmış olmasının haksız olduğunu, müvekkilinin kardeşinin giderleri için babasının 2017 yılında bankadan kredi çektiğini ve ekte belgelerini sunduklarını, müvekkilinin ortak evden ayrılmasının ise 2019-2020 yıllarına denk geldiğini ve davalı tanık beyanları ile sabit olduğu üzere müvekkilinin kolunda takı bulunmadığının sabit olduğunu, ispat yükünün yer değiştirdiğini ve davalı tarafından ziynet eşyalarının ne amaçla kullanıldığının ispat edilemediğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ziynet alacağı davasının reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan ziynet alacağı davasında ispat yükünün hangi tarafta olduğu, davanın ispatlanıp ispatlanamadığı ve davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 220 nci, 222 nci ve 226 ncı maddesi; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,04.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.