Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1691 E. 2023/1912 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının yetersiz olduğu iddiası.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü ve ihlal edilen menfaatler gözetilerek, hükmedilen maddi ve manevi tazminat miktarlarının az olduğu ve hakkaniyete uygun olmadığı gerekçesiyle Yargıtay bozma kararı vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Aile Mahkemesi

Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davalarında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının kısmen onanmasına kısmen bozulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; davacı- karşı davalı kadın yararına maddî ve manevî tazminatlara, ortak çocuk yararına iştirak nafakasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekilleri tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı- karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ( 4721 sayılı Kanun) 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, müvekkil için aylık 2.000,00 TL, ortak çocuk için aylık 3.500,00 TL tedbir nafakasına, boşanmadan sonra da iş bu nafakanın yoksulluk ve iştirak nafakası olarak devamına, müvekkil lehine 500.000,00 TL maddî tazminatın ve 500.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı- karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, asıl davanın reddine karar verilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin 16.10.2017 tarihli ve 2020/487 Esas, 2021/253 Karar sayılı kararıyla, kadının eşine arkadaşlarının yanında küçük düşürücü sözlerde bulunduğu, erkeğin ise sadakatsiz olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile karşı davanın reddine, asıl davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince boşanmalarına, ortak çocuğun velayetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki tesisine,kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, çocuk için takdir edilen 2.000,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleştikten sonra iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın kararın kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı-karşı davacıdan alınarak, davacı-karşı davalıya verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı- karşı davalı kadın; kusur belirlemesi, tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin reddi, lehine hükmedilen tazminatların ve ortak çocuk için hükmedilen tedbir ve iştirak nafakalarının miktarları yönünden; davalı- karşı davacı erkek vekili tarafından ise her iki dava yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin 10.11.2021 tarihli ve 2021/1980 Esas, 2021/3080 Karar sayılı kararıyla; İlk Derece Mahkemesince sadakatsiz davranışlarda bulunan erkeğin daha ağır kusurlu olduğundan bahisle davasının reddine karar verilmiş ise de Mahkemenin kabulünde olduğu ve dosya kapsamı ile sübut bulduğu üzere kadının da arkadaşlarının yanında kocaya yönelik küçük düşürücü sözlerde bulunduğu bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda sadakatsiz davranışlarda bulunan erkeğin ağır kusurlu olduğu, hükmün kusura ilişkin gerekçesinin bu şekilde düzeltilmesi ve kusur durumu nazara alınarak erkeğin davasının da kabulü gerektiği, velayeti anneye verilen küçük çocukla baba arasında her hafta kurulan kişisel ilişkinin anneyi tüm hafta sonları eve bağımlı hale getireceği ve velayet görevini gereği gibi yerine getirmesine engel olacağı, ortak çocuğun üstün menfaati gözetilerek, uygun süreyle ve uygun zamanda kişisel ilişki düzenlenmesi gerekirken, anılan şekilde kişisel ilişki kurulmasının doğru olmadığı, davacı- karşı davalı kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiği, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların az olduğu gerekçesi ile tarafların istinaf başvurularının kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bölümlerinin kaldırılmasına, yerine yeniden esas hakkında karar verilmek suretiyle her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki tesisisine, kadın yararına 500,00 TL tedbir nafakası, kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminatın davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, tarafların sair istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı-karşı davalı kadın tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile tedbir ve iştirak nafakalarının miktarı, reddedilen yoksulluk nafakası talebi yönünden; davalı-karşı davacı erkek tarafından ise kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tedbir nafakaları, iştirak nafakası ve tazminatlar, ortak çocuk ile kişisel ilişkinin süresi, ortak konutun tedbiren davacı-karşı davalı kadına özgülenmesi, davacı-karşı davalı kadının tazminat taleplerinin reddedilen kısmı için vekâlet ücretine hükmedilmemesi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairece, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı-karşı davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatların ve ortak çocuğun ihtiyaçlarına nazaran takdir edilen iştirak nafakasının az olduğundan bahisle hükmün bozulmasına diğer yönlerden hükmün onanmasına karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; davacı- karşı davalı kadın yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalı- karşı davacı erkekten alınarak davacı- karşı davalı kadına verilmesine, iştirak nafakasına yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükmünün kaldırılarak yerine yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle; dava tarihinden 21.02.2020 tarihine kadar 1.500,00 TL, 21.02.2020 tarihinden boşanma hükmü kesinleşinceye kadar ve tahsilde tekerrüre neden olmamak kaydı ile aylık 2.000,00 TL tedbir nafakasının davalı - karşı davacı erkekten alınarak çocuk yararına harcanmak üzere davacı - karşı davalı kadına verilmesine, boşanmaya ilişkin hükmün kesinleşmesinden itibaren aylık 3.000,00 TL iştirak nafakasının davalı - karşı davacı erkekten alınarak çocuk yararına harcanmak üzere davacı - karşı davalı kadına verilmesine karar verilmiştir.

VI. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı- karşı davalı kadın vekili; müvekkilinin kusurunun bulunmadığını, erkeğin davasının reddi gerektiğini, dava tarihindeki tarafların ekonomik durumuna göre tazminatlara ve iştirak nafakasına hükmedilmesi gerektiğini belirterek, karşı davanın kabulü ile kusur belirlemesinin, ayrıca tazminatların ve iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; karşı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı- karşı davacı erkek vekili; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; tazminatların ve iştirak nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, tazminatların ve iştirak nafakası miktarlarının dosya kapsamı, hakkaniyete ve bozmanın amacına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .

2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı dikkate alındığında davacı- karşı davalı kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminatlar az olup bozmanın amacına da uygun görülmemiştir. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Yukarıda (2) numaralı parağrafta belirtildiği üzere temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının davacı-davalı kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarı yönlerinden BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davalı- karşı davacı erkek vekilinin tüm, davacı- karşı davalı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı onama harcının temyiz eden Alparslan'a yükletilmesine,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek hâlinde yatıran Reyhan'a iadesine,

Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.