"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/549 E., 2022/2318 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 14. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/143 E., 2022/12 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde özetle; erkeğin kendisine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret ve tehdit ettiğini, kendisini ve babasını borçlandırdığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, eve bakmadığını, cinsel şiddet uyguladığını, sürekli kavga ve tartışma çıkardığını, saygısız olduğunu, düzenli bir işinin olmadığını, sorumsuz olduğunu, eşi ve çocuğu ile ile ilgilenmediğini, kendisini evden kovduğunu iddia ederek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî tazminata ve 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek yasal süre içerisinde davaya cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının davacıya yönelik fiziksel şiddet uyguladığı, davalının davacıyı ve davacının babasını borçlandırdığı, hakaret içeren sözler söylediği, evin geçimini sağlamadığı, maddî katkıda bulunmadığı, davacıya doğru olmayan beyanlarda bulunarak davacının güvenini sarstığı, müşterek konuttan ayrıldığı, tarafların halen ayrı yaşadıkları, biraraya gelmedikleri, taraflar arasında sevginin kalmadığı, tarafların davalı erkeğin tam kusurlu davranışları nedeniyle ayrı yaşamaya başladıkları, bu durumda evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, tarafların SGK kayıtları ve mali durum araştırmaları karşılaştırıldığında davalı erkeğin tam kusurlu olarak boşanmaya sebebiyet vermesi sonucunda davacı kadının çalıştığı dönemde elde ettiği aylık gelirinin davacı kadını yoksulluktan kurtarmaya yeterli düzeyde olmadığı, ayrıca davacı kadının iş güvencesinin, düzenli ve sürekli bir işinin ve gelirinin mevcut olmadığı, bu nedenlerle davacı kadının boşanma sonrasında yoksulluğa düşeceği ve maddî durumunun evlilik hayatına nazaran daha kötüleşeceği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, hakkaniyet ilkesi, evli kaldıkları süre nazara alınarak davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin kısmen kabulüne, yoksulluk nafakasının aylık 1.000 TL olarak 12 ay üzerinden hesaplanarak toplu şekilde 12.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davalının davacıya yönelik fiziksel şiddet uygulaması ve hakaret içeren sözler söylemesi davacının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan saldırının ağırlığı, hakkaniyet ilkesi, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tarafların evli kaldıkları süre nazara alınarak boşanmak isteyen kusursuz davacı lehine 6.000,00 TL manevî tazminata, davacı kadının mevcut ve beklenen menfaatlerinin zedelenmesi, eşinin desteğinden yoksun kalması, tarafların sosyal-ekonomik durumları, zedelenen ve yoksun kalınan menfaat, evli kaldıkları süre göz önüne alınarak kusursuz davacı kadın lehine 6.000,00 TL maddî tazminata hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek istinaf dilekçesinde özetle; birliğin temelinden sarsılmasında kusurunun bulunmadığını, davacının iddialarını ispat edemediğini, asıl kusurun davacı kadında olduğunu, davacı tanıklarının soyut ve inandırıcılıktan uzak beyanları ile hüküm kurulduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, evliliğin fiilen 2 ay sürdüğünü, davacı eşi için elinden geleni yaptığını, davacının bir avukatın yanında çalıştığını ancak sigorta yaptırmadığını, nafaka ve tazminat taleplerinin reddi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek tarafından temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek temyiz dilekçesinde, istinaf dilekçesinde öne sürdüğü sebeplerle Bölge Adliye Mahkemesinin istinaf başvurusunun esastan reddi kararının hatalı olduğunu belirterek, hükmün tamamı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, bu kapsamda davacı kadının boşanma davasının kabulünün doğru olup olmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası verilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun)190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun`un 4 üncü, 6 ncı maddeleri,166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası ve 175 inci maddesi, 176 ncı maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 inci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.