"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : İzmir Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2725 E., 2022/2237 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Torbalı 1. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2017/894 E., 2020/78 K.
Taraflar arasında İlk Derece Mahkemesinde görülen ve istinaf incelemesinden geçen boşanma davasında verilen karar hakkında yapılan temyiz incelemesi sonucunda, Dairece Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesince bozmaya uyularak yeniden yapılan yargılama sonucunda; başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararı kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava ve cevaba cevap dilekçelerinde özetle; erkeğin sürekli ve aşırı alkol kullandığını, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını, müvekkiline ve müvekkilinin ailesine küfür ve hakaret ettiğini, müşterek çocuk ... Kemal'e psikolojik şiddet uyguladığını, tehdit içerikli mesajlar gönderdiğini, müvekkilinin aile fertleri ile görüşmediğini, ailesiyle vakit geçirmekten kaçınmadığı, birlik görevlerini yerine getirmediği, beddua ettiği, kapıyı açmayarak eşini ve müşterek çocukları kapının önünde beklettiği, sinirlenince yemeği tabakla birlikte çöpe attığı, sinirli olduğunu belirterek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası
uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin müvekkiline tevdi ile çocuklar yararına aylık 1.500,00' er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile faizi ile birlikte 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmolunmasını talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçelerinde özetle; kadının erkeğin ailesini istemediğini, agresif, baskıcı, geçimsiz olduğunu, hakaret ve küfür ettiğini, aşağıladığını, çocukları babasına karşı doldurduğunu, her fırsatta ortak haneyi terk ettiğini, güveni sarsıcı davranışta bulunduğunu, davacının daha önce feragat ile sonuçlanan boşanma davasından önceki olaylara dayandığını, bu sebeple müvekkiline kusur yüklenemeyeceğini belirterek, davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin 13.02.2020 tarihli ve 2017/894 Esas, 2020/78 Karar sayılı kararıyla; tarafların barışmalarından sonra dahi davalı ...'nun alkol tüketiminin artarak devam ettiği ve yoğun alkol tüketiminin tarafların geçimsizliklerinin artmasına sebep olduğu, davacı ...'nun ise müşterek evi terk ettiği ve iradesiyle müşterek eve dönmediği böylece birlikte yaşama iradesi göstermeyerek evlilik birliğinin bitmesine ve geçimsizliğin devamına sebep olduğu, tarafların tespit edilen bu kusurları nedeniyle her iki tarafın da eşit kusurlu olduğu, gerekçesi ile davanın kabulü ile, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, müşterek çocukların velâyetinin anneye tevdii ile, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, müşterek çocuk ... Kemal yararına aylık 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müşterek çocuk Özgenur Derya yararına aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın vekili, kusur belirlemesi, yatılı kişisel ilişki kurulması, tedbir, iştirak ve yoksulluk nafakası miktarları ile reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden, davalı erkek vekili katılma yolu ile kusur belirlemesi, boşanma hükmü, velâyet, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakasının şartları ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin 03.02.2022 tarihli, 2020/1379 Esas, 2022/163 Karar sayılı kararıyla; Mahkemece erkek aleyhine belirlenen ve gerçekleşen kusur sabit ise de, erkeğin, kadının 2015 yılında açtığı boşanma davasından feragat etmesi üzerine barışıp biraraya gelmelerinden sonra da, kadının ailesi ile görüşmediği, kadını ve müşterek çocuklara kapıyı açmayarak ... önünde beklettiği, müşterek çocuk ... Kemal'e telefon ederek ve mesaj göndererek pisikolojik baskı uyguladığı, tehdit ve hakaret ettiği, aşağıladığı, kadına ve ailesine küfür ve hakaretler ettiği, ailesini kötülediği, sürekli tartışma çıkardığı, alkol aldığında kadına fiziksel ve pisikolojik şiddet uyguladığı, tartışmalardan sonra çocuklarla konuşmadığı özellikle ortak tanık müşterek çocuk Kemal ...'in bizzat görgüye dayalı beyanları, davalının inkar etmediği telefon mesajları, cevap dilekçesindeki ikrar ... açıklamaları ile ispat edildiği halde, erkeğe kusur olarak yüklenmemesinin ... olmadığı, kadının en son çocukları da alarak evden ayrılması ve ardından boşanma davası açması, erkeğin ise terke dayalı açtığı bir boşanma davasının bulunmaması nedeni ile, bu olayın kadına kusur olarak yüklenemeyeceği, kadına atfı mümkün hiç bir kusur olmadığı, gerçekleşen bu durum karşısında, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu olduğu, davacı kadının ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, o halde mahkemece, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, müşterek çocuklar yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarlarının az olduğu, katılma yoluyla istinaf, asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olduğu, davacı kadın, boşanma ve velâyet düzenlemesine yönelik hükümleri istinaf etmediğine göre, erkeğin bu hükümler yönünden katılma yoluyla istinaf hakkı bulunmadığı, bu sebeple davalı erkeğin münhasıran velâyet düzenlemesine ve boşanma hükmüne yönelik katılma yolu ile istinaf dilekçesinin reddine karar vermek gerektiği, davacı kadının; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat ile iştirak nafakası miktarlarına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın bunlara ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, 30.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminatın davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğunun tespitine, müşterek çocuk Özgenur yararına aylık 650,00 TL iştirak nafakası, ... Kemal yararına aylık 950,00 TL iştirak nafakasının davalıdan alınarak küçüğe harcanmak üzere davacıya verilmesine davacı kadının diğer istinaf taleplerinin, davalı erkeğin velâyet ve boşanma hükmü dışında kalan istinaf taleplerinin esastan reddine, velâyet ve boşanma hükmüne yönelik istinaf taleplerinin ise usulden reddine karar verilmiştir.
V. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davacı kadın tarafından tazminat ve nafaka miktarları ile kişisel ilişki süresi yönünden; davalı erkek tarafından ise tüm yönlerden temyiz temyiz isteminde bulunulmuştur.
2.Dairece, Bölge Adliye Mahkemesince, erkeğin velâyet ve boşanma hükmüne ilişkin istinaf başvurularının incelenmeksizin reddine karar verilmiş ise de; Bölge Adliye Mahkemesinin de kabulünde olduğu üzere katılma yoluyla istinaf talebi asıl istinaf talebine sıkı sıkıya bağlı olup somut olayda hüküm davacı kadın tarafından istinaf edildiğine göre, erkeğin, kadının istinaf sebepleri ile bağlı olmaksızın katılma yoluyla davanın bütün yönleriyle istinaf etme hakkı bulunduğu gözetilerek , erkeğin boşanma hükmü ve velâyet yönünden katılma yoluyla istinaf taleplerinin esastan incelenmesi gerekirken yazılı şekilde davalı erkeğin katılma yoluyla istinaf dilekçesinin bu hükümler yönünden inceleme dışı bırakılarak usûlden reddi ... olmadığından bahisle hükmün bozulmasına, sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesince Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, alkol tüketiminin artarak devam etmesi, kadının ailesi ile görüşmemesi, kadına ve müşterek çocuklara kapıyı açmayarak ... önünde bekletmesi, müşterek çocuk ... Kemal'e telefon ederek ve mesaj göndererek pisikolojik baskı uygulaması, tehdit ve hakaret etmesi, aşağılaması, kadına ve ailesine küfür ve hakaretler etmesi, ailesini kötülemesi, sürekli tartışma çıkarması, alkol aldığında kadına fiziksel ve pisikolojik şiddet uygulaması, tartışmalardan sonra çocuklarla konuşmaması nedeniyle birlik görevlerini ihlal ettiği, kadının en son çocukları da alarak evden ayrılması ve ardından boşanma davası açması, erkeğin ise terke dayalı açtığı bir boşanma davasının bulunmaması nedeni ile, bu olayın kadına kusur olarak yüklenmesinin ... olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tamamen kusurlu olduğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, müşterek çocukların yaşına uyumlu ihtiyaçları, eğitim giderleri, paranın satın alma gücü ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında müşterek çocuk Özgenur yararına takdir edilen iştirak nafakası miktarının az olduğu, 09.05.2004 doğumlu müşterek çocuk ...'nun Yargıtay aşamasında 09.05.2022 tarihinde ergen olduğu anlaşılmakla, onun için talep edilen iştirak nafakası isteğinin konusu kalmadığından hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, küçüğün baştan beri anne yanında yaşaması, yaşadığı ortamdan ayrılmasının sakıncaları, annenin velâyeti kullanmasında sakıncalı bir durumunun ispat edilememesi, küçüğün velâyet tercihi ve uzmanın, velâyetin anneye verilmesinin çocuğun ... yararına olacağı yönündeki görüşü de dikkate alındığında; velâyetin anneye verilmesinde usul ve yasaya aykırılık görülmediği, uzmanın baba ile görüşmemesi sonuca etkili görülmediği, müşterek çocuk ...'nun ise dosya Yargıtay aşamasında iken ergin olması nedeni ile bu çocuk yönünden velâyet isteğinin konusu kalmadığından, hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmesi gerektiği, davacı kadın, dava dilekçesinde kendisi ve çocuklar için istediği nafakalar için faiz uygulanması talebinde bulunduğu halde; Mahkemece bu konuda olumlu ya da olumsuz bir karar verilmemesi usul ve kanuna aykırı bulunduğu, davacı kadının; kusur belirlemesi, reddedilen maddî ve manevî tazminat, müşterek çocuklara hükmedilen tedbir nafakası miktarları, müşterek çocuk Özgenur için hükmedilen iştirak nafakası miktarı ve nafakalara faiz uygulanmamasına yönelik istinaf taleplerinin kabulü ile, kararın bunlara ilişkin hüküm fıkralarının kaldırılmasına, bu hususlarda yeniden hüküm tesisine, 40.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminatın boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan alınarak davacıya verilmesine, davacı kadın yararına, aylık 600,00 TL tedbir nafakasının boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aynı miktar yoksulluk nafakası olarak devamına, tedbir nafakasına ara karar tarihi olan 19.02.2018 tarihine kadar olanlara bu tarihten, sonraki nafakalara muaccel oldukları tarihten, yoksulluk nafakasına ise boşanma hükmünün kesinleştiği tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına, nafakaların davalıdan alınarak davacıya verilmesine, müşterek çocuk Özgenur yararına, dava tarihinden 13.02.2020 tarihine kadar takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının Mahkeme kararından sonra aylık 600,00 TL 'ye yükseltilmesine, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren aylık 1.000,00TL iştirak nafakası olarak devamına, tedbir nafakasına ara karar tarihi olan 19.02.2018 tarihine kadar olanlara bu tarihten, sonraki nafakalara muaccel oldukları tarihten, iştirak nafakasına ise boşanma hükmünün kesinleştiği tarihinden geçerli olmak üzere yasal faiz uygulanmasına, nafakaların davalıdan alınarak küçüğe harcanmak üzere davacıya verilmesine, müşterek çocuk 09.05.2004 doğumlu ... yararına, dava tarihinden geçerli olmak, ergin olduğu 09.05.2022 tarihine kadar devam etmek ve mükerrer ödemeye sebebiyet vermemek koşulu ile takdir edilen aylık 700,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, nafakaya ara karar tarihi olan 19.02.2018 tarihine kadar olanlara bu tarihten, sonraki tarihlilere muaccel oldukları tarihten itibaren yasal faiz uygulanmasına, Yargıtay aşamasında 09.05.2022 tarihinde ergin olması nedeni ile hakkında; konusu kalmayan velâyet, iştirak nafakası ve kişisel ilişki hususlarında karar verilmesine yer olmadığına, boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğin tam kusurlu, kadının kusursuz olduğunun tespitine, davacı kadının diğer istinaf taleplerinin, davalı erkeğin tüm istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
VI. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili; davanın kabulü ve müvekkilinin kusurlu bulunmasının hatalı olduğu, velâyetin anneye verilmesi ile kadın yararına nafakalara ve nafakalara yönelik faize , tazminatlara hükmedilmesinin usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; boşanma, velâyet, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminat, tedbir, yoksulluk ve iştirak nafakası yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı olarak açılan boşanma ve fer'ileri istemine ilişkin davada taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, boşanma davasının kabulü kararının yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile tazminat, çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakası şartlarının somut olayda gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, velâyet düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 ncü, 6 ncı, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 ... maddesi, 176 ncı maddesi, 182 ..., 327 nci, 328 nci, 329 uncu, 330 uncu, 335-351 ... maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü ve 6 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 ... maddeleri, 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ... ve 371 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Temyiz olunan nihai kararların bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen incelenen Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmaya uygun olduğu, kararda ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak oluşturan yönlerin ise yeniden incelenmesinin hukuken mümkün olmadığı anlaşılmakla; temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VII. KARAR
Açıklanan sebeple;
Davalı erkek vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
03.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.