"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/891 E., 2022/1524 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 4. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/271 E., 2021/179 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı-davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince duruşma istemli olarak temyiz edilmiş olup kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 12.06.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
İlk Derece Mahkemesince, tazminatların miktarlarına ilişkin olarak verilen hüküm davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmeyerek kesinleşmiştir. Bu nedenle davalı-davacı kadın vekili tarafından, istinaf edilmeyerek kesinleşen bu yöne ilişkin temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.
Davacı- davalı erkek vekilinin gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten sonra belli edilen 12.06.2024 gününde duruşmalı temyiz eden davacı davalı ... vekili Av. ... ve karşı taraf temyiz eden davalı davacı ... vekili Av. ... geldiler. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen saatte Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
1.Davacı-davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2005 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağıladığını, ortak konuttan kovduğunu, erkeği başkaları ile kıyasladığını, erkeğe ve erkeğin ailesine küçük düşürücü sözler söylediğini, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocuk ...'e fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 450,00 TL tedbir nafakası, 450,00 TL iştirak nafakası, erkek yararına yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
2.Davacı-davalı erkek vekili birleşen davada sunduğu cevap dilekçesinde özetle; birleşen dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, birlik görevlerini ihmal ettiğini, aşağıladığını, ortak konuttan kovduğunu, erkeği başkaları ile kıyasladığını, erkeğe ve erkeğin ailesine küçük düşürücü sözler söylediğini, hakaret ettiğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak çocuk Nehir'e fiziksel şiddet uyguladığını iddia ederek birleşen davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesinde dayanılan vakıaların gerçeği yansıtmadığını, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, yalan söylediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel şiddet uyguladığını, iftira attığını, sık sık kadını ortak konuttan kovduğunu, kumar ve şans oyunları oynadığını iddia ederek asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı-davacı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde özetle; tarafları 2005 yılında evlendiğini, bu evliliklerinden ortak çocukları olduğunu, erkeğin, birlik görevlerini ihmal ettiğini, alkol kullandığını, yalan söylediğini, ailesinin evlilik birliğine müdahalesine sessiz kaldığını, tehdit ve hakaret ettiğini, fiziksel şiddet uyguladığını, cinsel şiddet uyguladığını, iftira attığını, sık sık kadını ortak konuttan kovduğunu, kumar ve şans oyunları oynadığını iddia ederek birleşen davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 700,00 TL tedbir nafakası, 700,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakası, 1.000,00 TL yoksulluk nafakası, yasal faizi ile birlikte 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, sürekli at yarışı ve bahis oyunları oynadığı, birlik görevlerini ihmal ettiği, kadının ise ortak çocuklara kötü davrandığı, erkeğin ortak konuta gelmesini istemediği, yemek yapmadığı, bu suretle birlik görevini ihmal ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamı ile ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocukların fiilen baba yanında kaldığı, alıştıkları bir düzen ve okul çevresinin olduğu ve üstün yararları gereği velâyetlerinin babaya verilmesine ve ortak çocuklarla anne arasında kişisel ilişki kurulmasına, erkek yargılama sırasında alınan beyanında, ortak çocuklara yönelik talep ettiği nafaka talebinde feragat etmiş olup ortak çocuklar yönünden nafaka taleplerinin reddine, tarafların ekonomik ve sosyal durumları incelendiğinde gelirlerinin birbirine denk olduğu ve kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının oluşmadığı dikkate alınarak kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, kadın yararına aylık 600,00 TL tedbir nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu dikkate alınarak tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine, ağır kusurlu olan erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğundan kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî tazminat, 20.000,00 TL manevî tazminat, ortak konutun erkeğe tahsis edilmesi yönündeki talebin ise reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı-davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve birleşen davanın reddine karar verilmesi gerektiği, kadına yararına tazminata hükmedilmesinin ve erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak konutun erkeğe tahsis edilmesi gerektiği, kadın yararına tedbir nafakası takdir edilmesinin ise hatalı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası ve ortak konutun tahsisi talebi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı - davacı kadının az, davacı - davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkân vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında davalı - davacı kadının da dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, birleşen davanın da kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince birleşen boşanma davasının da kabulünün ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı - davacı kadının az kusurlu, davacı - davalı erkeğin ise ağır kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları da gözetilerek dava tarihinden geçerli olmak üzere kadın yararına uygun miktarda tedbir nafakasına hükmedilmesi gerekmektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen karar ve nafaka miktarının da isabetli olduğu, davalı- davacı kadın tarafından 6284 sayılı Ailenin Korunması ve Kadına Karşı Şiddetin Önlenmesine Dair Kanun (6284 sayılı Kanun) kapsamında koruma kararı talep ettiği,, İlk Derece Mahkemesince, 04.05.2020 tarihli karar ile 6284 sayılı Kanunu'nun 5 inci maddesi uyarınca 6 ay süre ile verilen tedbir kararı yanında erkeğin 6 ay süre ile "...ortak konuttan veya bulunduğu yerden uzaklaştırılmasına ve ortak konutun korunan kişiye tahsisine..." karar verildiği, sürenin dolması üzerine kadının koruma kararının uzatılmasını talep ettiği, İlk Derece Mahkemesince de 06.01.2021 tarihli karar ile 04.05.2020 tarihli tedbir kararının 06.01.2021 tarihinden itibaren 3 ay uzatılmasına karar verildiği, bu karara karşı davacı- davalı erkek vekilinin itiraz ettiği, itiraz üzerine Ankara 5. Aile Mahkemesi'nin 27.01.2021 tarih ve 2021/7 Değişik İş sayılı kararı ile erkek vekilinin itirazının reddine karar verildiği, ortak konutun tahsisi kararının, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 169 uncu maddesi uyarınca boşanma veya ayrılık davasının devamı esnasında verilebilen geçici önlemlerden olduğu, boşanma davasının kesinleşmesi neticesinde boşanma davası sırasında hükmedilen geçici önlemlerin kendiliğinden kalktığı, İlk Derece Mahkemesince davacı- davalı erkeğin davasında verilen boşanma hükmü taraflarca istinaf edilmeksizin kesinleşmiş olduğundan 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca ortak konutun erkeğe tahsisine karar verilmesinin mümkün bulunmadığı gibi İlk Derece Mahkemesince 4721 sayılı Kanun'un 169 uncu maddesi uyarınca verilmiş bir tahsis kararının bulunmadığı, 6284 sayılı Kanun kapsamında verilen koruma kararlarının da itiraza tabi olduğu, istinaf yoluna başvurulamayacağı ve erkeğin davasında verilen boşanma boşanma hükmünün kesinleşmesi ile sona erdiği anlaşılmakla erkek vekilinin bu yöne ilişkin istinaf talebi yerinde olmadığı, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî ve manevî tazminat isteyen davalı- davacı kadının az kusurlu olduğu, boşanma sonucu kadın eşin, en azından erkeğin maddî desteğini yitirdiği, erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, o halde, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile kusurları ve hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak davalı- davacı kadın yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerektiği ve İlk Derece Mahkemesince davalı - davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin ve tazminat miktarının isabetli olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda ağır kusurlu olan erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de yerinde olduğu belirtilerek; davacı-davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı-davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi tarafından istinaf başvurusunun esastan reddine dair verilen kararın hatalı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, kadın yararına hükmedilen tedbir nafakası yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının, günün ekonomik koşulları, paranın alım gücü, enflasyon oranı dikkate alındığında çok az olduğu ve bu hususlar dikkate alınarak kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının güncellenmesi gerektiği belirtilerek; tazminat miktarları yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davalarında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına tedbir nafakası, maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi için gerekli şartların gerçekleşip gerçekleşmediği, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanunu'nun 189 uncu maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 6 ıncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3.Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı- davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davalı- davacı kadın vekilinin temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2. Davacı- davalı erkek vekilinin temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL. vekâlet ücretinin ...'den alınıp ...'ya verilmesine,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden ...'e yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran ...'ya iadesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine karardan bir suretinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.06.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.