"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Erzurum Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/725 E., 2022/2178 K.
KARAR : Esastan ret
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ardahan 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/280 E., 2021/75 K.
Taraflar arasındaki boşanma, davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince açılan davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı sunduğu dava dilekçesinde, sosyal medya üzerinden tanıştıklarını, davalı Çorum'da çalıştığı, davacı müvekkili ise Ardahan Üniversitesi'nde öğretim üyesi olduğu için izinlerinde görüşmüş olduklarını, taraflar evlenmeden önce ve evliliğin devamı sırasında, davalının kendisinin şirketi olduğunu (tarım ve hayvancılık üzerine) beyan ettiğinden, bu bağlamda Çorum ... Köyü'nde bulunan arazisine fenni ahır, çoban evi, fidanlık, kaz evi, tavuk kümesi, mantarlık ve sera bölümlerinden müteşekkil bir tesis yapmaya karar verdiklerini, yapılması planlanan bu tesisin proje ve resmi işlemlerini davalının kendisinin takip ettiğini beyan ettiğini, bu süreçte toplamda davalı ve davalının önceki evliliğinden olan oğlu ...'e 233.000,00 TL ödeme yapıldığını, bu bedelin 17.000,00 TL'sinin araç alımı için gönderilmiş olduğunu, müvekkili, şirket ile ilgili ve yapılan harcamalar hakkında davalıdan bilgi talep edince ve hatta şirket hisselerinin resmi olarak pay sahipleri üzerinde tescilini talep edince kavgalar ve huzursuzlukların baş göstermeye başladığını, taraflar şirketin %24'ünün davacının oğlu .... adına, %26'sının davacı müvekkili .... adına, %26'sının .... adına ve %24'nün ise ... . adına olacağı, bu belirtilen pay nispetinde tescili hususunda daha evvel mütabık kaldıklarını, davacının bu ticari faaliyeti resmiyete dökmek istediğini fakat davalının müvekkilinin bu isteğine yanaşmadığını ve rest çektiğini, bir zaman sonra ortada bir şirketin olmadığı ve her şeyin kendi ve oğlu ... üzerine olduğunun anlaşıldığını, davalının, davacı ile kurban bayramı'nın ikinci gününden itibaren irtibatı tamamen kopardığını, kendisine ulaşmak amacıyla aramış olsa da telefonlara cevap vermediğini, davalının bu güven telkin etmeyen davranışları ve haksız tutumunun evlilik birliğinin temelden sarsılmasına yol açtığını, davalının müvekkilinin iyiniyetinden faydalanmış olduğunu ve yıllara sari tüm birikimini elinden alarak kendisi ve oğlu adına olan çiftliğe harcamış olduğunu, buna mukabil davacıyı şirket ortağı yapmadığını, davacının dolandırıldığını düşünmekte olduğunu, davcıdaki güven duygusunun yerle bir olduğunu beyan ederek, davalının adına kayıtlı menkul-gayrimenkul üzerine dava sonuna kadar ihtiyati tedbir konulmasına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu(4721 sayılı Kanun)'nun 166'ıncı maddesine dayalı olarak tarafların boşanmalarına, davacı erkek lehine 233.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; sosyal medya üzerinden tanışıp evlendiklerinin doğru olduğunu, eşiyle evlenmeden önce kendisi ile ortak Çorum'da ne şirket üzerinden ne de bireysel ticari ve zirai hiçbir faaliyetlerinin olmadığını, ancak kendisinin Ardahan'da daha önce aldım dediği ve üzerine geçirmediğini söylediği Süleyman y. üzerinde olduğunu iddia ettiği, hayvanlara ortak olmasını istediğini, kabul etmediğini, 2012 yılında ata topraklarımızdan 58 dönüm tarla satın aldığını, bunun üzerinde küçük bir ahır ve küçük bir evinin olduğunu, 2012 yılından bu yana çiftçi kaydının bulunduğunu, arazisini kendi imkânlarıyla ekip biçtiğini, kümes hayvanlarının da evinin ihtiyacını karşılayacak şekilde olduğunu, köye yaptı diye idea ettiği şeylerin gerçek dışı olduğunu, fidanlık diye bahsettiği yerin Çorum'un ... ilçesinde, biri hisseli biri sadece kendisine ait olan tarla olduğunu, bu tarlalarda ceviz ağaçlarının olduğunu, evliliğimden 3-5 yıl öncesine dayandığını, davacı ile nikahtan birkaç ay önce tanıştıklarını, bu fidanlığın beyanının yıllar öncesine dayandığını, izinlerde bir araya geldiklerini, bu izinlerin çoğunu da yurt dışında geçirdiklerini, evlenmeden en üz üç yıl önce edindiği malların mevcut olduğunu, nikahtan dört-beş ay önce edindiği hiçbir şeyin olmadığını, aksine eşinin aşırı içki, kumar, gerek sanal gerekse gazinolarda yaptığı harcamaların kendilerini zorladığını, 2013 yılında aldığı, Honda marka “sıfır” aracını satmak zorunda kaldığını, evlendiklerinden bu yana kredi kartlarını yapılandırmak ve tekrar kredi çekmek zorunda kaldığını, koskoca bir profesörün noterden vekâletname verilmeden hiçbir resmi işlem yapılmayacağını bildiğini, ne kendisinin ne de oğlunun banka hesabına 233.000,00 TL gibi rakam gönderilmediğini, kendisine vekâlet vermediğini, davacının bizzat şirket kurmak için ilgili kurumlara başvurmadığını, eşinin 06.10.2019 ''evine gelmek istiyorsan gel burası senin evin'' şeklinde mesaj attığını, 07.10.2019 tarihinde ''hani gelmedin ben bekliyorum karımı burada'' diye mesaj attığını, kendisinin ''oradan heyet raporu alabilir miyiz. Seni unutmak için sevmedim sessiz kalmaz senin talebine'' diye cevap yazdığını ve doğum dünü 30 Ekim de ona sürpriz yapma hazırlığında olduğunu, davacı aradığında sarhoş olduğunu, ayın 30 da şehir dışında olacağını söylediğini, orada olacağını, biletini aldığını, iptal edemeyeceğini söylediğini, 29 Ekimde Ardahan'a lojmana geldiğini, zile bastığını, açmadığını, anahtarını çıkarıp kapıyı açtığını, kapıyı araladığı anda hakaret ederek dışarı ittiğini ve arkasına zincir taktığını,ayağının araya sıkıştığını ve kurtaramadığını, bir kadının tuvaletten içeri kaçtığını, daha önce de yüksek lisans ve doktora öğrencilerinin özellikle evli ve eşinden boşanmış kadınların evde kalmasına göz yumduğu için kızdığını, üniversite güvenliğini çağırıp ''Kapının önündeki tanımadığım kadın beni rahatsız ediyor. Çıkartın onu'' dediğini, eşi olduğunu anlayınca özür dilediklerini, bu olayla ilgili polis tutanağının ekte olduğunu, bir gün önce gelmesinin de onun planlarını bozduğunu, evde davetsiz misafir bulduğunu, evliliğini kurtarmak gayesinde olduğunu, eşinin anlattığı kurban bayramı ikinci günü kahvaltı yaptıklarını ve köye gitmeye karar verdiklerini, çocuklar gittikten sonra kendisine '' babandan aldığın para duruyor mu?'' dediğini, kurbanlık alması için kendisine 9000 TL para verdiğini, sonra kendisine üzerimde olan malları oğlum ...'a devrettim dediğini, çantasından bir boş senet çıkarttığını, kendisine 85.000,00 TL ödeyeceğim diye imzala dediğini, kabul etmediğini, kendisine tokat atarak ''bunu imzalamazsan seni pişman ederim'' dediğini, senedi imzalamazsan kumar borcunu nasıl öderim dediğini, evin anahtarını yüzüne fırlatıp çıktığını, köye babasının yanına gittiğini, eşini aradığını, telefonu açmadığını, eşinin abisi ve ablasının geldiğini, misafir ettiğini, bağımlılıklarından bahsettiğini, tedavi ettireceklerine dair söz verdiklerini, aradan zaman geçince eşiyle tekrar konuşmaya başladıklarını, onu hala sevdiğini ve vazgeçmeyeceğini söylediğini, Çorum'da 24 Ekimde hastaneden rapor yazdıklarını, tebligat kendisine gönderildiğinde Ardahan'da olduğunu, raporlu olduğu için işyerine gitmediğini, postadan haberinin olmadığını, postacının iş adresinin bağlı olduğu muhtarlığa 05.11.2019 tarihinde bırakmış olduğunu, tebligat ev adresine gelmediği için bilgisinin olmadığını, bu sebepten tebliğ tarihinin haberdar olduğu 01.12.2019 kabul edilerek dikkate almasını talep ettiğini, Ardahan'da birlikte hiç yaşamadıklarından uyuşmazlıkta Çorum Mahkemelerinin yetkili olduğunu, bu sebeple yetki itirazında bulunduğunu beyan ederek, açılan davanın reddine, lehine aylık 10.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, dinlenen tanık beyanlarından da anlaşılacağı üzere tarafların maddî bir konu üzerinde anlaşamadıkları, bunun dışında davalının davacıya yönelik evlilik birliğini temelden sarsan hiçbir atfı kabil bir kusur bulunamadığı, ayrıca tarafların fiilen ayrı yaşamaları veya aralarında maddîyattan kaynaklı anlaşmazlık olmasının tek başına evlilik birliğinin temelden sarsılmasına ilişkin boşanma gerekçesi de olamayacağı, davacının dava dilekçesinde ileri sürmüş olduğu evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı yönündeki iddialarını ispat edemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve bunun karşı tarafın kusurundan kaynaklandığı iddiasının davacı tarafça ispatlanamadığı,davalıya atfı kabil hiçbir kusurun gerçekleşmediği kanaatine varıldığı, davacı dava dilekçesinde davacı tarafından davalıya gönderilen bir miktar paranın da davalıdan tahsilini talep etmiş ise de davacının davasını ispat edemediği gerekçesi ile açılan davanın reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf başvuru dilekçesinde, ortada sürdürülebilir bir birliktelik bulunmamakta olduğunu, İlk Derece Mahkemesince müvekkilinin, istemediği ve mutlu olmayacağı bir birlikteliğe mecbur bırakıldığını, davalı eşin evlenmeden önce ve evliliğin devamı sırasında, kendisine ait şirketi olduğunu beyan ettiğini, bu bağlamda müvekkili ile davalı eş evlendikten sonra, davalı eşin Çorum ... Köyü'nde bulunan arazisine fenni ahır, çoban evi, fidanlık, kaz evi, tavuk kümesi, mantarlık ve sera bölümlerinden müteşekkil bir tesis yapmaya karar verdiklerini, yapılan tesisin proje ve resmi işlemlerini davalı eşin kendisinin takip edeceğini beyan ettiğnii, bu süreçte müvekkilinin, davalı eşin önceki evliliğinden olan oğlu ...'e 233.000,00 TL ödeme yaptığını, bu bedelin 17.000,00 TL'sinin araç alımı için gönderildiğini, davacı müvekkilinin şirket ile ilgili ve yapılan harcamalar hakkında davalıdan bilgi ve belirtilen hisseler oranında pay sahiplerine tescilini talep edince, davalı eş tarafından tartışmalar çıkartıldığını ve huzursuzlukların baş gösterdiğini, davalı eşin en son payları oranında tescil konusunda müvekkiline rest çektiğini, bunun üzerine davacı durumu araştırdığında ortada herhangi bir şirketin olmadığını ve her şeyin kendisi ve oğlu ... üzerine yapıldığını gördüğünü, bunu davalıya söyleyince davalının bütün irtibatını kopardığını, telefonlarına dahi cevap vermediğini, müvekkilindeki güven duygusunun yerle bir olduğunu, boşanma aşamasına gelmesinde kusurlu tarafın davalı eş olduğunu, davalı eşin müvekkili hakkında; "...'ın ölüsü de dirisi de para. Ben neden boşanayım. Onun kazancıda oğlunun kazancıda benimdir." sözlerini sarf ettiğini, yargılama aşamasında sunmuş oldukları banka hesap özetinde müvekkilinin gönderdiği paralar ve miktarlarının açıkça görülmekte olduğunu, ayrıca müvekkilinin belirtilen paranın bir kısmını da yıllık izne gittiğinde elden vermişolduğunu ve çiftliğe elden masraf ettiğini, ayrıca dinletmiş oldukları bütün tanıkların, müvekkilinin davalı eşe para verdiğini ve çiftlik için para gönderdiğini beyan ettiklerini, gerek banka hesap özetinden gerekse de tanık beyanlarıyla sübut bulmuş iddialarının hukuka aykırı olarak reddedildiğini belirterek kusur tespiti ve boşanma davasının reddi yönünden istinaf kanun yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz başvuru dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesinde belirttiği aynı sebeplerle davalı eşin, evlilik birliğinin başından itibaren müvekkil eşine karşı dolandırma kastı ile hareket ettiğini, evliliğini maddî menfaat elde etme konusunda bir araç olarak kullandığını, davacı eşin ağır kusurlu ve güven sarsıcı bu davranışının taraflar arasındaki basit bir maddî anlaşmazlık sayılmasının doğru olmadığını, davalı eşin, müvekkilini arayarak kendisinden çiftlik masrafları için devamlı olarak para istemekte olduğunu, müvekkilinin kendisine sık aralıklarla para göndermekte olduğunu, davalı eşine , çiftlik masraflarını için devamlı para gönderdiğinin gerek müvekkiline ait hesap özetlerinden gerekse de tanık beyanlarından açıkça anlaşılmakta olduğunu, ancak müvekkiline ait olan hesap özetlerinin yargılama aşamasında mahkemece incelenmediğini, ilgili bankalara bu konu hakkında herhangi bir müzekkere gönderilmediğini, tanık beyanlarıyla sübut bulan iddialarının yapılan eksik inceleme ve değerlendirme sonucunda reddedilmiş olduğunu, müvekkilinin söz konusu iddiasını ispatlayamadığı yönünde bir değerlendirme yapıldığını, senet alınmasının imkansız olduğu hallerde kanun koyucunun senetle ispat zorunluluğuna istisnalar getirdiğini, belli dereceden akrabalık ilişkileri bulunanlar arasında yapılan hukuki işlemlerin ispatında tanıkla ispatın mümkün olduğunu kabul ettiğini, tanıkla ispatın mümkün olduğu işbu davada mahkemenin bu hususu dikkate almadan müvekkilinin davasını ispat edemediği yönündeki değerlendirmesinin usul ve yasaya açıkça aykırı olduğunu, müvekkilinin davalı eşine duymuş olduğu güven duygusunun yerle bir olduğunu, davalı eşin, müvekkilini yıllarca söylemiş olduğu yalan ile oyalayarak çiftlik masrafları için para isteyip sonrasında 200.000,00 TL' nin üzerindeki bu parayı oğlunun ve kendisinin hesaplarında biriktirmesinin müvekkili açısından haklı bir boşanma sebebi olduğunu beyan ederek, boşanma davasının reddi ve kusur tespiti yönünden temyiz kanun yoluna başvurmuştur.
C.Gerekçe
1.Uyuşmazlık ve hukuki nitelendirme:
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, davalı kadına yüklenecek bir kusurun bulunup bulunmadığı, boşanma davasının reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2.İlgili hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 190 ıncı, 194 üncü (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,12.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.