"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1371 E., 2022/1467 K.
KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Pazar(...) 1. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/398 E., 2022/62 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılmasına, dosyanın yeniden karar verilmek üzere İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekilleri tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında yeniden hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ...'nin Gürcistan uyruklu olduğunu birbirlerini yeteri kadar tanımadan evlendiklerini, davalı tarafın davranışlarının müvekkilinin bu evlilikten beklentilerini boşa çıkardığını, davalı kadının kimlik numarası ve oturma izni aldıktan sonra tamamen müvekkille bağlarını kopardığını, karı koca hayatlarının 3 gece ile sınırlı yaşandığını, kadının kendisine ayrı ev kiraladığını, bağımsız hareket ettiğini eşine hakaret içeren davranışlarının olduğunu belirterek, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeni ile boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Dava dilekçesi ve tensip zaptı 03.09.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı sürede cevap vermemiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin11.03.2021 tarih 2019/418 Esas ve 2021/240 Karar sayılı kararı ile tarafların evlendikten sonra ...'de yaşama yönünde karar aldıkları, davalı tarafından davacının yaşadığı şehre gidilerek eşyaların toplanmasına yardım edildiği ancak davacının ...'ye gelerek ortak hayatın tesisini sağlamak için herhangi bir girişimde bulunmadığı, taraflar arasında müşterek hayatın kurulamamasında davacının ağır kusurlu olduğu davalının boşanma davasına itirazının da hakkın kötüye kullanılması kapsamında kalmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili tarafından hükmün tümü yönünden, davalı vekili tarafından yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmolunmaması yönünden istinaf başvurusunda bulunulması üzerine; Bölge Adliye Mahkemesinin 01.09.2021tarih 2021/775 Esas ve 2021/792 Karar sayılı kararı ile dava konusu uyuşmazlıkta görevli mahkeme Aile Mahkemesi olduğu, yerel mahkemenin yargı çevresi içerisinde ayrıca Aile Mahkemesi var ise Aile Mahkemesinde görülmesi gerektiğinden görevsizlik kararı verilmesi, ayrı bir Aile Mahkemesi yok ise ara kararla davaya Aile Mahkemesi sıfatıyla bakılarak işin esasının incelenip karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile hükmün kaldırılmasına dosyanın yeniden karar verilmek üzere gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra ...'de yaşama yönünde karar aldıkları, davalı tarafından davacının yaşadığı şehre gidilerek eşyaların toplanmasına yardım edildiği ancak davacının ...'ye gelerek ortak hayatın tesisini sağlamak için herhangi bir girişimde bulunmadığı, müşterek konutta ortak hayatın sağlanamamasının sebebinin davalının kusurlu hareketleri olmayıp, tarafların anlaştığı şekli ile davacının ...'ye gelip yerleşmemesi olduğu, taraflar arasında müşterek hayatın kurulamamasında davacının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın, davalı kadının maddî manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı taraf vekilleri süresinde istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B.İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; tarafların fiilen ayrı olduklarını, müvekkilinin ayrı kalınan sürede davalının farklı amaçları olduğunu anladığını, tarafların evlilik birlikteliğini sürdürme imkanının kalmadığını mahkemece boşanmaya karar verilmemesinin hatalı olduğunu, davalının delil bildirmediğini, davalı tarafın süresinde delil listesi sunmadığını, tanık bildirmediğini davalı tanıklarının dinlenilmesi ve bunların beyanlarına itibar edilerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu belirterek İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılmasına karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacının açtığı davada haksız olduğunun sabit olduğunu, davanın reddine karar verildiğini ancak müvekkili lehine tedbir ve yoksulluk nafakası hükmedilmediğini, davacının davada kötü niyetli olması nedeniyle bu nafakaların verilmesi gerektiğini belirterek yerel mahkeme kararının sadece bu yönüyle düzeltilerek onanmasına, davalı müvekkili lehine tedbir nafakasına kararın kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakasına dönüştürülmesine karar verilmesi istemiyle istinaf kanun yolu başvurusunda bulunmuştur.
C.Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği ve delile dayanmadığı, davalı tanığının dinlenmesinin hatalı olduğu istinaf konusu edilmiş ise de, bizzat davacı tanık beyanlarından da tarafların ...'de ikamet etmek üzere anlaştıkları ve bu doğrultuda hazırlık yaptıkları, taşınma hazırlıkları sırasında ortaya çıkan tartışma sebebi ile eldeki davanın açıldığı, davacı tanık anlatımları ve toplanan diğer delillere göre davacı tarafça isnad edilen ve davalıya atfı kabil kusurun kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, yerel mahkemece boşanma davasının reddine karar verilmekle davalının boşanma davasının eki niteliğindeki tazminat istemi hakkında herhangi bir hüküm kurmaması gerekirken davalının tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olması ile tedbir nafakası hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı gerekçesi ile davacı vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının b.1 alt bendi uyarınca esastan reddine, davalı vekilinin, istinaf başvurusunun kabulü ile; istinaf incelemesine konu yerel mahkeme kararının hüküm kısmının 2 numaralı bendinin kaldırılmasına, hükmün diğer kısımlarının aynen muhafazasına, yerine; "2-Dava tarihinden başlayıp hükmün kesinleşme tarihine kadar devam etmek üzere aylık 650,00 TL tedbir nafakasının davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebin reddine" şeklinde düzelterek yeniden karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; gerekçede maddî olguların değerlendirilmesinde hata edildiği, tarafların bir araya gelmediği ve gelmesinin de mümkün olmadığı, kadının tanık beyanlarından vatandaşlığı almak için bu evliliği yaptığının ispatlandığını belirterek davanın kabulüne karar verilmesi gerekirken reddine karar verilmesinin usul ve kanuna aykırı olduğunu belirterek hükmün tümü yönünden temyiz talebinde bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, davanın kabulü gerekip gerekmediği, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası. 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı, 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2.İlk Derece Mahkemesince; davacı erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının bir kusurunun ispat edilemediği gerekçesiyle davacının boşanma davasının reddine karar verilmiş hüküm her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmiştir. Bölge Adliye Mahkemesince, davalının süresinde cevap dilekçesi vermediği ve delile dayanmadığı, davalı tanığının dinlenmesinin hatalı olduğu istinaf konusu edilmiş ise de, bizzat davacı tanık beyanlarından da tarafların ...'de ikamet etmek üzere anlaştıkları ve bu doğrultuda hazırlık yaptıkları, taşınma hazırlıkları sırasında ortaya çıkan tartışma sebebi ile eldeki davanın açıldığı, davacı tanık anlatımları ve toplanan diğer delillere göre davacı tarafça isnad edilen ve davalıya atfı kabil kusurun kanıtlanamadığı anlaşıldığından, davanın reddine karar verilmesinin usul ve yasaya uygun olduğu, yerel mahkemece boşanma davasının reddine karar verilmekle davalının boşanma davasının eki niteliğindeki tazminat istemi hakkında herhangi bir hüküm kurmaması gerekirken davalının tazminat istemlerinin reddine karar verilmiş olması ile tedbir nafakası hakkında herhangi bir hüküm kurulmamış olmasının doğru olmadığı gerekçesi davacının istinaf başvurusunun esastan reddine, davalı kadının istinaf başvurusunun ise kısmen kabulüne karar verilmiştir. Mahkemece, davalı kadının cevap dilekçesi süresinde olmadığından, davalı tarafından usulüne uygun şekilde süresinde ileri sürülmeyen ve dayanılmayan vakıalar esas alınarak davacı erkeğe kusur yüklenilmesi doğru olmamıştır. O halde evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında ve boşanmaya neden olan olaylarda davacı erkeğin de kusurunun bulunmadığının kabulü gerekir. Bölge Adliye Mahkemesince, kusur belirlemesine ilişkin gerekçe doğru değil ise de hüküm sonucu itibariyle doğru olduğundan ve bu hatanın giderilmesi yeniden yargılama yapılmasını gerektirmediğinden 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin değiştirilerek ve düzeltilerek onanması gerekir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı tarafın diğer temyiz itirazlarının reddine,
2. Davacı vekilinin Bölge Adliye Mahkemesi kararına yönelik temyiz itirazının kusura ilişkin gerekçe yönünden kabulü ile Bölge Adliye Mahkemesi kararının gerekçesinin yukarıda (2.) paragrafta açıklandığı şekilde değiştirilerek DÜZELTİLEREK ONANMASINA,
Temyiz peşin harcının istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
07.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.