Logo

2. Hukuk Dairesi2023/186 E. 2023/2849 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin kusur oranı, velayet, iştirak nafakası ve tazminat miktarının belirlenmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, Bölge Adliye Mahkemesi kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek temyiz isteminin reddine ve Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2005 E., 2022/2130 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/236 E., 2022/281 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekilince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kısmen kaldırılarak bu yönlerden yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalının müvekkilini sürekli aşağıladığını, sadece para kaynağı olarak gördüğünü, üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediğini, ilgisiz davrandığını, müvekkilinin tüm maaşını elinden zorla aldığını ve harçlık vermediğini, ekonomik şiddet uyguladığını, müvekkilinin bilmediği borçlar yaptığını, dışarı çıktığında müvekkiline nereye gittiğini haber vermediğini, gittiğinde eve gelmediğini, müvekkilinin hamilelik ve doğum sonrası süreçte yanında olmadığını, sürekli ailesinin evine bir bahane ile göndermek istediğini, müvekkilinin doğum izninin bitmesinin ardından hemen işe başlattığını, işe başladığı ilk gün zorla ihtiyaç kredisi çektirdiğini ve müvekkilinin annesinde bulunan ziynet altınlarını da araba alacağını söyleyerek istediğini ve bozdurduğunu belirterek evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle tarafların boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, çocuk için aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle birlikte 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde özetle; dava dilekçesindeki iddiaları kabul etmediklerini, evlilik birliği içerisinde tüm sorumluluklarını yerine getirdiğini, davacının yanlış bir karar vererek ani kararla boşanma davası açtığını, müvekkilinin boşanmak istemediğini, eşini sevdiğini belirterek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davalı erkeğin davacı kadını aşağıladığı, baskıcı davranışlarla sevgisiz davrandığı, doğumdan sonra davacının ve müşterek çocuğun davacının kök ailesinde kaldığı bir kaç ay davalının kadını maaş günlerine yakın zamanlar dışında arayıp sormayarak eşine karşı duygusal şiddet uyguladığı, eşine ve çocuğuna karşı ilgisiz olduğu, psikolojik şiddet kapsamına giren davranışlar sergilediği, ekonomik şiddet uyguladığı, son ayrılıkta davalının araba meselesinden davacıya fiziksel şiddet uyguladığı, sinkaflı küfürler ettiği, aşağıladığı, eşine karşı sevgisiz davranışlar sergilediği ve duygusal şiddet uyguladığı, evlilik birliğinin manevî bütünlüğünü ihlal eden davranışlar sergilediği, ekonomik güveni sarsan davranışlar sergilediği, gebelik döneminde davacı ile ilgilenmediği, ona karşı duygusal şiddet uyguladığı, birlik yükümlülüklerini ihlal ettiği, davacı kadının bir kusurunun tespit edilemediği, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu gerekçesiyle davanın kabulüne, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı gereği anne bakımına muhtaç olması, annenin velâyeti almasına engel bir hal gözlemlenmemesi, sosyal inceleme raporu da dikkate alındığında velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk için aylık 600,00 TL tedbir ve aylık 750,00 TL iştirak nafakasına, davacı kadın lehine aylık 600,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası koşulları lehine oluşmakla 15.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; hükmedilen nafakaların ve tazminatların miktarının az olduğunu ileri sürerek nafakaların ve tazminatların miktarı yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkiline yüklenen kusurlarının bir kısmının affedildiğini, bir kısmının ise ispat edilemediğini, bu nedenlerle müvekkiline kusur yüklenmesinin ve kadın lehine tazminatlara hükmedilmesinin hatalı olduğunu, kadının maaşı olduğu ve boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceğini, kadın lehine yoksulluk nafakasına hükmedilmesinin hukuka aykırı olduğunu, çocuğun velâyetinin anneye bırakılması ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının çok olduğunu ileri sürerek kusur belirlemesi, nafakalar, tazminatlar ve velâyet yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının çalıştığı ve düzenli geliri olduğu, boşanmadan sonra yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle davalı erkeğin bu yöne ilişkinin istinaf itirazının kabulüne, davacı kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alındığında kadın lehine hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğu gerekçesiyle, kadının bu yöne ilişkin istinaf itirazının kabulü ile kadın lehine 25.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf itirazları yönünden ise İlk Derece Mahkemesi kararında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığından tarafların sair istinaf itirazlarının esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesinde de belirtilen sebeplerle kusur belirlemesi, iştirak nafakasının miktarı, aleyhine hükmedilen tazminatlar ve velâyet yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflar arasında görülen evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebine dayalı boşanma davasında erkeğin kusurlu olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyetin anneye verilmesinin ve iştirak nafakası ile tazminat miktarlarının dosya kapsamına uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 336 ncı maddeleri, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

01.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.