Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1883 E. 2023/1897 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Manevi tazminat davasında tazminat miktarı ve davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi hususunda uyuşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı vekilinin duruşmaya katılmamış olsa dahi dosyaya beyan dilekçesi sunması nedeniyle, manevi tazminat davasının reddedilen kısmı için davalı yararına vekalet ücretine hükmedilmemesi usul ve yasaya aykırı görülerek kararın vekalet ücreti yönünden bozulmasına, diğer yönlerden onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ :Asliye Hukuk Mahkemesi

Taraflar arasındaki manevî tazminat davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabulüne karar verilmiştir.

Mahkeme kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın dava dilekçesinde; davalı eşinin durmak bilmeyen şikayetleri nedeniyle sürekli adliyelerde, savcılıklarda, kolluklarda ömrünü geçirdiğini, sağlığının bozulduğunu, kendine saygısını ve güvenini kaybettiğini, davalı eşinin kendisine "B. E. gibi ameliyatlısın, deliksizsin, bu yüzden hiç beraber olamadık, kurusun, kısırsın, erkeklerle menfaat karşılığı olan birisin, akrep Nalan'a benziyorsun, kart kokana kirli köpek, kokana eşeği, Psikiyatrist M. K. bile seni tedavi edemez, git tedavi ol, sulanmıyor, yutmuyor içine, içi geçmiş, serbestsin git fuhuş yap, salak, ruh öküzü, seninki sulanmayınca küsüyor başkasına kazık gibi oluyor, tesettürlü alacağım, Müslüman yıpranmamış helal süt emmiş birini alacağım, sana acıdığım için evlendim, sen akıl hastasısın" şeklinde akıl almaz sözler yazdığını, toplum içinde komşular önünde yüzlerce kez dinlediğini, davalının kendisini hırsızlık ile suçladığını, evrak hırsızlığı yapmadığının belgelerden anlaşıldığını, davalı eşinin kendisi hakkında ortak konuttan hırsızlık yaptığı iddiası ile suç duyurusunda bulunduğunu, hakkında takipsizlik kararı verildiğini, davalının yüzüne yumruk attığını, eşinin kendisini yaralamaktan ceza aldığını, yalan yere tanıklığa azmettirmekten Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığına suç duyurusunda bulunduğunu ancak hakkında takipsizlik kararı verildiğini, davalının hakkında keyfi olarak suç duyurularında bulunduğunu, boşanma davası açtığını, davalının kendisi hakkında ... ... polis merkezinde akli dengesi yerinde değil, şizofrendir diye ifade verdiğini bu nedenle Malazgirt Sulh Ceza Mahkemesinin 2012/139 D iş sayılı kararı ile Muş Adli Tıp Kurumuna sevkinin yapıldığını, ... 2 Sulh Ceza Mahkemesinin 2008/837 esas sayılı dosyasında eşinin kendisi hakkında hakaret içerikli ifade verdiğini belirterek davalıdan 60.000 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı süresinde verdiği cevap dilekçesinde davanın reddini istemiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 15.05.2014 tarih ve 2012/179 Esas, 2014/167 Karar sayılı karar ile erkeğin boşanma davasının kabulüne, tarafların boşanmalarına, boşanmanın fer'ilerine; kadının birleşen maddî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde kadın, temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairenin 04.04.2016 tarih ve 2016/5742 Esas, 2016/6580 Karar sayılı kararıyla erkeğin 02.06.2014 tarihli dilekçesiyle davadan feragat ettiği, bu husus gözetilerek karar verilmesi gerektiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma sebebine göre sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1.Bozmaya uyan Mahkemece (Aile Mahkemesi Sıfatıyla) 12.07.2018 tarih ve 2016/306 Esas, 2018/269 Karar sayılı karar ile davanın feragat nedeniyle reddine, kadının boşanmanın fer'i niteliğindeki maddî ve manevî tazminat ile nafaka taleplerinin reddine; kadının birleşen maddî tazminat talebinin reddine, kadının birleşen manevî tazminat talebinin kısmen kabulü ile kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; karara karşı süresi içinde erkek ; kusur belirlemesi, boşanma davasının reddi, birleşen davadaki manevî tazminat yönünden; kadın ise erkeğin davasındaki vekâlet ücreti yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2. Dairenin 11.12.2019 tarih ve 2019/7701 Esas, 2019/12163 Karar sayılı kararı ile erkeğin boşanma davası reddedildiği halde davada kendisini vekille temsil ettiren kadın lehine karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi gereğince vekâlet ücretine hükmedilmemesinin usul ve yasaya aykırı olup bozmayı gerektirdiği; kadının, birleşen davasında erkeğin kendisine hakaret ettiğini ve asılsız yere sürekli adli makamlara şikâyet ettiğini belirterek manevî tazminat talebinde bulunduğu, Mahkemece kadın yararına 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedildiği, kadının bu talebinin 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun ikinci kitabından kaynaklanmadığı, genel hükümlere dayalı olarak istenen manevî tazminat yönünden aile mahkemesinin görevli olmadığı, görevin kamu düzenine ilişkin olduğu, yargılamanın her aşamasında hakim tarafından kendiliğinden gözetileceği, kadının manevî tazminat davası ile ilgili olarak genel mahkemelerin görevli olması nedeniyle görevsizlik kararı verilmesi gerekirken yargılamaya devamla yazılı şekilde karar verilmesinin doğru olmayıp bozmayı gerektirdiği gerekçesiyle hükmün bozulmasına, bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ise onanmasına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Dairenin kısmen bozma, kısmen onamaya dair kararı sonrasında Mahkemece bozmaya uyularak kadının manevî tazminat davası tefrik edilerek ayrı bir esasa kaydedilmiş ve görevsizlik kararı verilerek Mahkemece kadının manevî tazminat davası yönünden yargılamaya Asliye Hukuk Mahkemesi olarak devam edilmiş, Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların karşılıklı olarak adli makamlara birbirlerini şikayet ettikleri, Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1247 soruşturma sayılı dosyasında somut olayda; davalı ...'ın, ortak konuttan cep telefonunun, büro anahtarlarının ve Denizbank kredi kartının Filiz tarafından çalındığını belirterek eşini hırsızlıkla suçladığı, Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2012/408 soruşturma sayılı dosyasında somut olayda; davalının, davacının komşularının yanında kendisine hakaret ettiğini belirterek şikayetçi olduğu, her iki soruşturma dosyasından da kovuşturmaya yer olmadığına dair karar verildiği, soruşturma dosyalarında özellikle cep telefonu, büro anahtarları ve kredi kartının davacı tarafça çalındığı hususunda dosya kapsamında, oluş konusunda, davalının öznel değerlendirmeleri dışında objektif biçimde ciddi hiç bir emarenin mevcut olmadığı, buna göre; davacının kişilik hakları ile davalının şikayet hakkı arasındaki çatışan yararlar dengesi, davacı aleyhine bozulmuş ve davalı bakımından hukuka uygunluk nedeni de gerçekleşmediği, Malazgirt Cumhuriyet Başsavcılığının 2011/1102 soruşturma sayılı dosyasından davalı ... hakkında davacı ...'e yönelik “senin fahişe olduğunu anladılar, bak şimdi ev taşlamaya başladılar, sen karşı komşunun çocuğuna bisiklet verdin, yarında başkasına a.ını verirsin” demek sureti ile hakaret ettiğinden bahisle iddianame tanzim edildiği, Malazgirt Asliye Ceza Mahkemesinin 18.09.2012 tarih 2011/303 Esas 2012/446 Karar sayılı ilamı ile davalı sanık ...'nün iddianamede belirtilen şekilde davacı müşteki Filiz'e hakaret ettiğinden bahisle mahkumiyet kararı verildiği, kararın 18.09.2012 tarihinde kesinleştiği; dosyada talimat yoluyla dinlenen tarafsız tanık Yıldız'ın davalı ...'ın davacının onurunu kıracak ve ahlakının düşük olduğunu ifade edecek sözler söylediği hususunda beyanda bulunduğu, gerek kesinleşen mahkumiyet kararı ile gerekse tanık beyanıyla davacının, davalının kendisine hakaret ettiğini ispatladığı, 6098 Sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 49 uncu maddesi gereğince kusurlu ve hukuka aykırı bir fiille başkasına zarar veren bu zararı gidermekle yükümlü olduğu, 6098 sayılı Kanun'un 58. maddesine göre kişilik hakları hukuka aykırı olarak saldırıya uğrayan kimsenin manevî tazminata hükmedilmesini isteyebileceği, her ne kadar bozma öncesi yapılan yargılamada davacı lehine 25.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmiş ise de; manevî tazminatın boşanma davası ile birleşen dosyada görevsiz mahkeme tarafından verilmiş olması, davalının hükmedilen manevî tazminat yönünde temyiz yoluna başvurması nedeniyle usuli kazanılmış hak ilkesinin davacı lehine gerçekleşmemiş olduğu belirtilerek kadının manevî tazminat davasının kısmen kabulü ile kadın yararına 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiş; davalı bozma sonrası mahkememizde yapılan yargılamada kendisini bir vekil ile temsil ettirmiş ise de; davalı vekili duruşmalara katılmadığından, cevap dilekçesi sunmadığından, uyap üzerinden gönderilen 27.02.2022 tarihli beyan dilekçesi dışında emek ve mesai harcamadığından davanın reddedilen kısmı yönünden davalı lehine vekâlet ücretine hükmedilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davacı vekili; manevî tazminatın az olduğunu, daha önceki aşamalarda 25.000,00 TL manevî tazminatla ilgili Yargıtayca olumsuz değerlendirme yapılmadığı belirterek manevî tazminat miktarı yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

2.Davalı vekili; davacının asılsız şikayet ve iftiraları üzerine müvekkilinin noterlik görevinden alındığını ve 2 yıl açıkta kaldığını, müvekkilin şikayetlerinin ise yerinde olduğu ve davacının nitelikli hırsızlık ve kişisel verileri hukuka aykırı olarak ele geçirme suçlarından mahkumiyetine karar verildiğini, müvekkil lehine vekâlet ücreti takdirine yer olmadığına karar verilmesinin de açıkça hukuka aykırı olduğunu belirterek manevî tazminat ve vekâlet ücreti yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık; manevî tazminat davasının kabulü için gerekli şartların oluşup oluşmadığı, manevî tazminat miktarı ile vekâlet ücreti noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun 428 inci, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun 323 üncü maddesi, 326 ncı maddesi, 6098 sayılı Kanun'un 49 uncu maddesi, 50 nci maddesi, 51 inci maddesi, 58 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin ise aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2.Karar tarihinde yürürlükte olan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesinin 2 nci maddesinin birinci fıkrasında “… Bu Tarifede yazılı avukatlık ücreti kesin hüküm elde edilinceye kadar olan dava, iş ve işlemler ücreti karşılığıdır. Avukat tarafından takip edilen dava veya işle ilgili olarak düzenlenen dilekçe ve yapılan diğer işlemler ayrı ücreti gerektirmez.…” denilmektedir.

1136 sayılı Avukatlık Kanunu hükümlerine göre de, vekilin ücrete hak kazanabilmesi için mutlaka duruşmaya katılması koşulu aranmamaktadır. Vekilin dava açmak için dilekçe yazmış olması veya cevap vermesi de bir çalışmayı ve ücreti gerektirmektedir.

Yukarıda anlatılan yargılama sürecinde bozma sonrası aşamada davalı kendisini vekil ile temsil ettirmiştir. Her ne kadar davalı vekilinin duruşmaya katılması mümkün olmamış ise de hazırladığı beyan dilekçesi, dosyasına girmiştir. Açıklanan bu yasal düzenlemeler karşısında; davalı yararına manevî tazminat davasının reddedilen kısmı üzerinden karar tarihinde yürürlükte bulunan Avukatlık Asgari Ücret Tarifesi'nin 10 uncu maddesinin birinci ve ikinci fıkraları uyarınca nispi vekâlet ücret takdir edilmemesi doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Temyiz olunan Mahkeme kararının vekâlet ücreti yönünden davalı yararına BOZULMASINA,

2.Yukarıda (1) numaralı paragrafta belirtildiği üzere davacı vekilinin tüm, davalı vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile kararın bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin ONANMASINA,

Peşin alınan temyiz karar harcının istek halinde temyiz eden davalı ...'a iadesine,

Aşağıda yazılı temyiz gider harcının temyiz eden davacı ...'e yükletilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

26.04.2023 tarihinde oybirliği ile karar verildi.