Logo

2. Hukuk Dairesi2023/1914 E. 2023/4765 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, velayet, nafaka ve tazminat taleplerinin hukuka uygunluğu.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkemece belirlenen kusur oranları, velayet, nafaka ve tazminat miktarlarının hukuka uygun olduğu değerlendirilerek istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/165 E., 2022/2407 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Karaman 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/196 E., 2021/296 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir.

Kararın her iki taraf vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı her iki taraf vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı karşı davalı erkek vekili dava dilekçesinde özetle; kadının sürekli tartışma çıkardığını, erkeğe küfür ve hakaret ettiğini, aşağıladığını, ailesine de hakaret ettiğini, eve geldiklerinde ilgilenmediğini, davacı erkeğin de ailesi ile görüşmesini istemediğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, erkeğin annesine şiddet uyguladığını, doğumdan sonra eve gelmediğini, annesinin evine gittiğini, davacı erkeği ve annesini kovduğunu, çocukları göstermediğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davacı babaya verilmesine, faizi ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak davacı erkeğe verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı karşı davacı kadın vekili süresinde verdiği cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin iddialarının doğru olmadığını, davacı karşı davalı erkeğin sürekli alkol kullandığını, borç alıp altınları bozdurduğunu, yeni doğan çocuklarla ve kadınla ilgilenmediğini, hakaret ettiğini iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, çocukların velâyetlerinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı 500,00 TL tedbir-iştirak nafakası ile kadın için 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, ziynet eşyalarının aynen olmadığı takdirde bedelinin iadesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı karşı davacı kadının erkeğe ve ailesine hakaret ettiği, erkeğin ailesini istemediği, bayramlarda ziyarete gitmediği, "ondan adam olmaz" şeklinde söylemlerde bulunarak erkeğe yönelik küçültücü davranışta bulunduğu, sürekli boşanacağını ve eşini istemediğini söylediği, davalı karşı davacının bu davranışlarının süreklilik arz ettiği, davalı karşı davacının kayınvalidesine fiziksel şiddet uyguladığı, fiili ayrılık döneminde ortak çocukları erkeğe göstermediği, davacı karşı davalı erkeğin de fiili ayrılık döneminde kadına ve ailesine küfür ettiği, erkeğin az kadının ağır kusurlu olduğu, evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, birliğin devamında korunmaya değer bir yarar kalmadığı gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocukların yaşı, bedensel, zihinsel, ruhsal, ahlaki ve toplumsal gelişimi ile tarafların beyanları, sosyal inceleme raporu içeriği nazara alınarak velâyetlerinin davalı karşı davacı anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki kurulmasına, yargılama sırasında 25.10.2019 tarihli celsede dava tarihi olan 09.05.2019 tarihinden itibaren ortak çocuklar lehine ayrı ayrı takdir olunan aylık 250,00 TL şer tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesinden itibaren ayrı ayrı aylık 350,00 TL iştirak nafakası takdiri ile küçüklerin ihtiyaçları için harcanmak üzere davacı karşı davalı erkekten alınarak velâyet hakkı kendisine verilen karşı davacıya verilmesine, 09.05.2019 tarihinden itibaren davalı karşı davacı kadın lehine takdir olunan aylık 300,00 TL tedbir nafakasının karar kesinleşinceye kadar devamına, davalı karşı davacı kadın davacı karşı davalı erkeğe nazaran ağır kusurlu olup ağır kusurlu eş yararına yoksulluk nafakasına hükmedilemeyeceğinden kadının yoksulluk nafakası talebinin reddine, davalı karşı davacı kadının diğer eşten daha ağır kusurlu olması ve ağır kusurlu eş lehine tazminata hükmedilememesi nedeniyle maddî ve manevî taleplerinin reddine, davacı karşı davalı erkeğin boşanma sonucu diğer eşin maddî desteğini yitirdiği, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen yararlarının zedelendiği ve kişilik haklarının saldırıya uğradığı gerekçesi ile kararın kesinleşmesi tarihinden itibaren yasal faizi ile 10.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminatın davalı karşı davacı kadından alınarak davacı karşı davalı erkeğe verilmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; dosyaya ibraz edilen mesaj içeriklerinin dikkate alınmadığını, tanıkların tarafsız olmadıklarını, davacı karşı davalı erkeğin ailesinin etkisinde kaldığını, kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, asıl kusurlu olanın davacı karşı davalı erkek olduğunu belirterek; davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2. Davacı karşı davalı erkek vekili; davalı karşı davacı kadının çocuklarla yeterince ilgilenmediğini, bu nedenle velâyetlerinin davacı karşı davalı babaya verilmesi gerektiğini, davalı karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesi gerektiğini belirterek davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir nafakası ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ve davalının İlk Derece Mahkemesince kabul edilen kusurlarının gerçekleştiği, taraflara verilecek başkaca kusur bulunmadığı, boşanmaya neden olan olaylarda davacının hafif, davalının ağır kusurlu olduğu, davalı kadının 25.10.2022 tarihindeki dilekçesinde bahsettiği mesaj kayıtlarının uyap sistemi ve dosya içeriğinde mevcut olmadığı, kaldı ki mesajın varlığının kabulü halinde tanık beyanlarının hükümden düşmeyeceği anlaşılmış olup, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi, kişilik haklarına yapılan saldırı ile boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına, nafakanın niteliğine ve günün ekonomik koşullarına göre, İlk Derece Mahkemesince velâyetin anneye verilmesi, çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile erkek lehine takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarlarının makul olduğu, ağır kusurlu kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde isabetsizlik olmadığı gerekçesi ile tarafların istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde her iki taraf vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı karşı davacı kadın vekili; dosyaya ibraz edilen mesaj içeriklerinin dikkate alınmadığını, mesaj kayıtlarının 25.10.2019 tarihli dilekçe ekinde dosyaya sunulduğunu, tanıkların tarafsız olmadıklarını, davacı karşı davalı erkeğin ailesinin etkisinde kaldığını, kadına yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, asıl kusurlu olanın davacı karşı davalı erkek olduğunu belirterek; davacı karşı davalı erkeğin boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen tazminatlar, tazminat ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

2.Davacı karşı davalı erkek vekili; davalı karşı davacı kadının çocuklarla yeterince ilgilenmediğini, bu nedenle velâyetlerinin davacı karşı davalı babaya verilmesi gerektiğini, davalı karşı davacı kadının tam kusurlu olduğunu, tedbir ve yoksulluk nafakası taleplerinin reddedilmesi gerektiğini belirterek davalı karşı davacı kadının boşanma davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet, tedbir nafakası ve tazminat miktarları yönünden kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

. Uyuşmazlık, taraflarca açılan karşılıklı boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığını, tarafların boşanma davalarının kabulü, davacı karşı davalı erkek yararına maddî ve manevî tazminat, davalı karşı davacı kadın yararına tedbir nafakası koşullarının oluşup oluşmadığı, ortak çocukların velâyetlerinin davalı karşı davacı anneye verilmesinin doğru olup olmadığı, davalı karşı davacı kadının yoksulluk nafakası ve tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin doğru olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü, 6 ncı,166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 336 ncı maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,17.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.