"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2015 E., 2023/207 K.
DAVA TARİHİ : 27.10.2021
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Tarsus 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/853 E., 2022/428 K.
Taraflar arasındaki mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın hukuki yarar yokluğu sebebiyle usulden reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2004 yılında evlendiğini, ancak taraflar arasındaki geçimsizlik nedeniyle 23.07.2014 tarihinde kesinleşen kararla anlaşmalı olarak boşandıklarını, her ne kadar anlaşmalı boşanmaya dair protokolde taraflar, katılma alacağı talepleri olmadığını beyan etmişlerse de doğmamış bir haktan feragat edilemeyeceğini, dava konusu taşınmazda davacı kadının katılma alacağı hakkı olduğunu, aynı zamanda anlaşmalı boşanma protokoldeki beyanın, feragat niteliğinde olmayıp vazgeçme olduğunu, bu sebeple katılma alacağının talep edilebileceğini, dava konusu taşınmazın alımı sırasında davacı kadının ziynet eşyalarının bozdurulduğunu ve kalan bedeli için çekilen kredi bedelinin ödenmesi için davacı kadının da çalışarak destek olduğunu, taraflar arasında edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğunu iddia ederek davanın kabulü ile fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydı ile şimdilik 10.000,00 TL mal rejiminden doğan alacak hakkının davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesine, evlilik birliği içerisinde davacı kadının da katkıları ile alınan taşınmazın 1/2 hissesinin davacı kadın adına tesciline, mümkün olmaması durumunda ise karar tarihine en yakın rayiç bedelinin 1/2 sinin faizi ile birlikte davalı erkekten alınarak davacı kadına verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davanın hukuki dayanaktan yoksun olduğunu, davacı kadının, mal rejiminden kaynaklanan taleplerinin zamanaşımına uğradığını, tarafların anlaşmalı olarak boşandıklarını, boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında ve taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanmaya dair protokolde tarafların birbirlerinden herhangi bir taleplerinin olmadığının düzenlendiğini ve bu hususun mahkemece de uygun bulunduğunu, davanın kötü niyetle açıldığını ve 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 2 nci maddesine aykırılık teşkil ettiğini, ayrıca tarafların boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında alınan beyanları ile protokol hükümlerinin mahkeme içi ikrar niteliğinde olduğunu ve kesin delil teşkil edeceğini iddia ederek davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARAR
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların anlaşmalı olarak boşandıkları, boşanma davasının yapılan 04.07.2014 tarihli duruşmasında alınan beyanlarında, karşılıklı olarak birbirlerinden katkı payı, katılma alacağı talebinde bulunmadıklarını belirttikleri, 4721 sayılı Kanun'da katkı payı alacağı adı altında bir alacak kaleminin düzenlenmediği, 01.01.2002 tarihinden sonra gerçekleşen evlilikler sebebiyle açılan mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklanan alacak davalarında katkı payı alacağına yönelik beyanının değer artış payı olarak nitelendirilmesi gerektiği, taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması sırasında, taraflarca sunulan protokol hükmü, duruşmada alınan beyanları ve mahkemece taraflarca düzenlenen protokol hükümlerinin uygun bulunduğuna dair verilen karar bir arada değerlendirildiğinde, beyanların mahkeme içi ikrar olduğu, tarafları bağlayacağı, dava konusunun taraflar arasında çekişmeli olmaktan çıktığı ve davacının bu davayı açmakta hukuki yararı olmadığı gerekçesiyle davanın usulden reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, dava konusu taşınmazın evlilik birliği içerisinde edinildiği, taşınmaz bedelinin ödenebilmesi için kadının ziynet eşyalarının bozdurulduğu ve çekilen kredinin ödenebilmesi için kadının da çalıştığı, her ne kadar taraflarca düzenlenen anlaşmalı boşanma protokolünde mal rejiminden kaynaklanan alacak talebi olmadığı belirtilmişse de doğmamış haktan feragat edilemeyeceği ve davacı kadının boşanma davasının yargılaması sırasında alınan beyanlarının vazgeçme niteliğinde olduğu ve ilgili talebe dair tekrardan dava açılabileceği, dava konusu taşınmazda davacı kadının katılma alacağının mevcut olduğu ve hukuki yararı olduğu, davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek; hükmün tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların 16.05.2004 tarihinde evlendikleri, Tarsus 1. Aile Mahkemesi'nin 2021/336 Esas, 2014/395 Karar sayılı ilamı ile boşandıkları, boşanma dava tarihinin 24.06.2014, boşanmanın kesinleşme tarihinin 23.07.2014 olduğu, taraflar arasında evlendikleri tarih olan 16.05.2004 tarihinden boşanma dava tarihi olan 24.06.2014 tarihine kadar başkaca mal rejimini seçmediklerinden edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu, dava konusu Mersin ili, Tarsus ilçesi, Yeni Mahallesi, 2551 Ada, 7 Parsel, Zemin Kat, 2 numralı bağımsız bölümde kayıtlı taşınmazın davalı erkek adına satış+ipotek+birleşme yoluyla 02.06.2011 tarihinde edinildiği, tüm dosya kapsamı, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, dayandıkları belgeler, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, İlk Derece Mahkemesinin dosyadaki delillerle çelişmeyen tespitleri ve uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kurallarına göre kararın usul ve kanuna uygun olduğu belirtilerek davacı vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve yasaya aykırı olduğu, istinaf dilekçesinde ileri sürülen gerekçeler ile hükmün tamamı yönünden temyiz başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava; katılma alacağı ve değer artış payı istemine ilişkin olup uyuşmazlık, anlaşmalı boşanma dava dosyasındaki protokoldeki düzenlemeye, duruşmadaki taraf beyanlarına ve boşanma kararına göre tarafların mal rejiminin tasfiyesinden kaynaklı hakları istemelerinin mümkün olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanunu'nun 2 nci maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin üçüncü fıkrası, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
22.02.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.