Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2033 E. 2023/5628 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında, boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesi, hükmedilen yoksulluk nafakası ve maddî-manevî tazminat miktarlarının uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Davalı erkeğin, boşanma hükmüne karşı istinafta bulunmadığı, sadece fer'i konularda istinaf yoluna başvurduğu, bu nedenle boşanma hükmüne ilişkin temyiz hakkının bulunmadığı, diğer hususlarda ise yerel mahkemenin kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek, davalı erkeğin boşanma hükmüne yönelik temyiz isteminin reddine, sair konulardaki temyizinin ise esastan reddine ve yerel mahkeme kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1704 E., 2022/1990 K.

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü, yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/887 E., 2021/1031 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı; davalı erkek vekili tarafından ise kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından tamamı yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesi kararına davalı erkek vekili tarafından maddî ve manevî tazminat ile nafakalar yönünden istinaf kanun yoluna başvurduğu "boşanma hükmü" yönünden istinaf yoluna başvurulmamıştır. İlk Derece Mahkemesi kararına karşı boşanma hükmü yönünden istinaf yoluna başvurmayan erkeğin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, erkeğin, kadının boşanma davasının kabulü kararına dair temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.

Davalı erkeğin reddedilen yön dışındaki yönlerden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin müvekkiline şiddet uyguladığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, hakaret ve küfür ettiğini, davalının bu davranışlarının çocuklara da sirayet ettiğini, müvekkilinin çocuklarını koruyamayacağını anladığını iddia ederek tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, müvekkili lehine aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile yasal faiziyle 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiş, tahkikatte sunduğu 15.06.2021 tarihli dilekçesi ile de nafakanın ÜFE-TÜFE ortalaması oranında artırılmasını istemiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek vekiline dava dilekçesi ve ekleri tebliğ edilmesine rağmen davaya cevap vermemeştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, fiziksel şiddet uygulayan, evlilik birliğinden doğan sorumlulukları yerine getirmeyerek eviyle ilgilenmeyen erkeğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tam kusurlu olduğu, kadının, ev hanımı olup sabit ve düzenli bir geliri olmadığından yoksulluk nafakası şartları oluştuğu, boşanmaya sebep olan olaylarda maddî ve manevî tazminat isteyen kadının kusurunun bulunmadığı, boşanma sonucu bu eşin en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği ve erkeğin kusurlu eylemlerinin kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği gerekçesiyle kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.250,00 TL tedbir ve 1.750,00 TL yoksulluk nafakasına yoksulluk nafakasının TÜİK'in belirlediği ÜFE oranında artırılmasına, ve kadın yararına 30.000,00 TL maddî, 30.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1. Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; davalı erkeğin kusurları ve mali sosyal durumu da dikkate alındığında nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu belirterek; kusur belirlemesi, nafakaların ve tazminatların miktarı yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2. Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; müvekkilinin anlaşmalı boşanma protokolü doğrultusunda boşanacaklarını düşünerek davaya cevap vermediğini, davacı kadının tanık olan babasının çoğunlukla ...'te yaşadığını, müvekkilinin 2017 yılında başlanılan inşaat işleri nedeniyle borçlandığını, davacının ihmalkarlığının da buna sebep olduğunu, nafaka ve tazminat miktarlarının fahiş olduğunu beyan ederek kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminat, nafakalar ile yoksulluk nafakasına artış uygulanması yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkek tarafından davaya cevap dilekçesinin sunulmadığı, İlk Derece Mahkemesince de kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre davalı erkeğin boşanmaya sebep olan olaylarda tam kusurlu olduğu, davacı kadının kusurlu bir davranışının ispatlanmadığı, boşanma veya ayrılık davası açılınca hakim, davanın devamı süresince, gerekli olan, özellikle eşlerin barınmasına geçimine, malların yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri kendiliğinden (resen) alınacağından tarafların mali ve sosyal durumları, tedbir nafakasının mahiyeti de gözetildiğinde İlk Derece Mahkemesince kadın lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi ve hükmedilen tedbir nafakasının miktarının isabetli olduğu, oşanmaya neden olan olaylarda davacı kadının kusurunun bulunmadığı, davacı kadının çalışmadığı, ev hanımı olduğu, boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalı erkeğin mali ve sosyal durumu da dikkate alındığında kadın lehine yoksulluk nafakası koşullarının oluştuğu, tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakasının miktarı az olduğu, davacı kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, boşanmaya neden olan olaylarda davalıya atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, boşanma yüzünden zedelenen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamı, evlilik süresi de dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen maddî tazminat miktarının az olduğu, davalı erkeğin kusurlu davranışlarının, kadının kişilik haklarına saldırı teşkil ettiğinden, davacı kadın yararına manevî tazminata hükmedilmesi isabetli ise de, boşanmaya neden olan olaylarda davalı erkeğe atfedilen kusurlu davranışların ağırlığı, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü, evlilik süresi de dikkate alındığında davacı kadın yararına takdir edilen manevî tazminat az olduğu, kadının tahkikat aşamasında nafakalara artış talep ettiğinden artış talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar vermek gerektiği gerekçesiyle, davacı kadının istinaf başvurusunun yoksulluk nafakasının ve tazminatların miktarlarına, davalı erkeğin yoksulluk nafakasına ÜFE oranında artış uygulanmasına yönelik kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, davacı kadın lehine boşanma hükmünün kesinleştiği tarihten itibaren aylık 2.000,00 TL yoksulluk nafakasına, davacı kadının yoksulluk nafakasına ÜFE oranında artış talebi hakkında karar verilmesine yer olmadığına, kadın yararına boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte 100.000,00 maddî 100.000,00 manevî tazminata, tarafların sair istinaf taleplerinin ise 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi kararını boşanma hükmü yönünden de istinaf ettiklerini ancak Bölge Adliye Mahkemesi'nce boşanma yönünden inceleme yapılmadığını, eksik inceleme ile karar verildiğini, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini, ispat edilemediğini, davanın reddine karar verilmesi gerekirken kabul edilmesinin hatalı olduğunu, tazminatların kabulü ve miktarının çok yüksek olduğunu kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakasını ödeyebilecek gücünün olmadığını beyan ederek kararın bozularak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, istinaf sınırlamasının doğru yapılıp yapılmadığı, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî ve manevî tazminata hükmedilme yasal koşullarının oluşup oluşmadığı, yasal koşulları var ise kadın yararına hükmedilen tazminatların ve kadın yararına hükmedilen yoksulluk miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun’un 353 üncü ve 355 inci maddeleri, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddeleri fıkraları 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1. Davalı erkek vekilinin kadının boşanma davasının kabulüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2. Davalı erkek vekilinin sair hususlara yönelik temyizinin incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.