Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2207 E. 2023/2598 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tanıma işleminin üzerinden beş yıldan fazla süre geçtikten sonra açılan tanımanın iptali davasında, davanın hak düşürücü süre içerisinde açılıp açılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tanıma tarihinden itibaren beş yıllık hak düşürücü sürenin ve gecikmeyi haklı kılan sebeplerin varlığı halinde tanınan ek bir aylık sürenin de dolduğu gözetilerek, tanımanın iptali davasının reddine dair Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/1131 E., 2022/1781 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Çorlu 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/131 E., 2021/543 K.

Taraflar arasındaki tanımanın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde özetle; müvekkilinin evlilik dışı ilişki yaşadığı davalı ...'ın 24.03.2003 tarihinde Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesinde babalık davası açtığını, akabinde müvekkilini söz konusu davayı da araç olarak kullanmak suretiyle baskı ve aldatma ile Batuhan'ı müşterek çocukları olduğuna inandırdığını, sonrasında davalının söz konusu davadan feragat ettiğini, bu süreçte müvekkilini ailesi, iş ve sosyal çevresine evlilik dışı dünyaya gelen çocuğu açıklayacağını söyleyerek tehditte bulunduğunu, aynı zamanda müşterek çocukları olduğuna inandırdığını, akabinde müvekkilinin davalı ...'ı 30.07.2007 tarihinde Çorlu Nüfus Müdürlüğüne vermiş olduğu tanıma dilekçesi ile tanıdığını, aradan geçen süreçte müvekkilinin kendi çocuğu olduğuna inandığı Batuhan ile davalı ...'ın tüm maddî manevî ihtiyaçlarını karşıladığını, Batuhan'ın psikolojik destek görmesi nedeniyle bu konunun da hiç açılmadığını, ancak yaklaşık üç yıl önce davalıların Çorlu'dan taşınmaları sonrası komşularının müvekkiline Batuhan'ın müvekkilinin çocuğu olmadığını söylediklerini, tanımanın gerçekleştiği ilk anda oluşan şüphelerin tanıkların beyanları ile artık belirgin hale geldiğini, bu durumun müvekkili tarafından iki ... öncesinde öğrenildiğini iddia ederek tanımanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı vekili cevap dilekçesinde özetle; davacının Batuhan'ın babası olduğunu bildiğini, hak düşürücü sürenin dolduğunu savunarak davanın reddini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile davacının davalı ...'ı 30.04.2007 tarihinde Nüfus Müdürlüğünce onaylı tanıma senedi belgesi ile tanıdığı, davanın ise beş yıllık hak düşürücü süre dolduktan sonra 24.09.2019 tarihinde açıldığı, her ne kadar alınan ATK raporunda davacının davalı ... için biyolojik babalığı reddedilmiş ise de, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 300 üncü maddesinin birinci fıkrası gereğince hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili istinaf dilekçesinde özetle; aşamalarda sunduğu dilekçelerdeki hususları tekrarla davalı ... ile evlilik dışı ilişki yaşarken Batuhan'a hamile kaldığını ve müvekkilden olduğunu iddia ettiğini, göstermelik açtığı babalık davasında DNA testinin sonucunun ve ilamının müvekkiline tebliğ edilmesini engelleyerek hileli davranışlar içerisine girdiğini, müvekkilini evlilik dışı ilişki ve evlilik dışı çocuğu herkese anlatmakla tehdit ederek Batuhan'ın tanınmasını sağladığını, müvekkilinin ancak davalıların ilçeden taşınması sonrasında komşularından Batuhan'ın kendi öz oğlu olmadığını öğrendiğini, gecikmeden işbu davayı açtığını, müvekkili açısından gecikmeyi haklı kılacak bir sebebin varlığının tartışmasız olduğunu, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 4721 sayılı Kanun’un 300 üncü maddesine göre "Tanıyanın dava hakkı, iptal sebebinin öğrenildiği veya korkunun etkisinin ortadan kalktığı tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. İlgililerin dava hakkı, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşer. Çocuğun dava hakkı, ergin olmasından başlayarak bir yıl geçmekle düşer. Yukarıdaki süreler geçtiği hâlde gecikmeyi haklı kılan sebep varsa, sebebin ortadan kalkmasından başlayarak bir ... içinde dava açılabilir." şeklinde olduğu, somut olayda tanımanın üzerinden 5 yıldan fazla sürenin geçtiği, 4721 sayılı Kanun’un 300 üncü maddesinin dördüncü fıkrasındaki gecikmeyi haklı kılan sebebin varlığı öne sürüldüğü takdirde ek 1 aylık süre de dikkate alındığında, o tarihte başka biriyle evli olan davacının, davalı ... ile evlilik dışı ilişkisinden 08.11.2002 tarihinde dünyaya gelen Batuhan'ın davacının kendi çocuğu olduğuna inandırdığı, evlilik dışı ilişkiyi ve çocuğu herkese açıklayacağı konusunda tehditte bulunduğu, Çorlu Asliye Hukuk Mahkemesi'nin 2003/430 Esas sayılı dosyası ile babalık davası açtığı, bunun üzerine davacının 30.04.2007 tarihinde çocuğu tanıdığı, daha sonra davalıların Çorlu ilçesinden 3 yıl önce taşınması üzerine komşularından Batuhan'ın kendisinden olmadığını öğrendiği, böylelikle bu durumu dava tarihinden iki ... öncesinde öğrendiğini belirterek işbu davayı açtığı yönündeki kabulüne göre gecikmeyi haklı kılan sebebin varlığı kabul edilse dahi bu süre sonrasında da 4721 sayılı Kanun’un 300 üncü maddesinde öngörülen ek 1 aylık sürenin de dolduğu ve eldeki davanın hak düşürücü süre geçtikten sonra açıldığı, mahkemece davanın reddine ilişkin kararda usul ve esas yönlerinden bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesini tekrarla, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tanımanın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın hak düşürücü süre içinde açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 300 üncü maddesi. 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 ... ve 371 ... maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine ,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

23.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.