Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2263 E. 2023/4880 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylarda kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde; yerel mahkeme kararında usul ve yasaya aykırılık bulunmadığı gözetilerek istinaf mahkemesinin davayı esastan red kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 28. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1602 E., 2022/1997 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara Batı 3. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/296 E., 2021/424 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın da kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2018 yılında evlendiğini, bu evlilikten ortak çocukları olduğunu, erkeğin, aşırı kıskanç ve agresif olduğunu, hakaret ettiğini, yatağını ayırdığını, fiziksel, ekonomik ve psikolojik şiddet uyguladığını, kadının eşyalarına zarar verdiğini, yalan söylediğini, iftira attığını, müsrif olduğunu, birlik görevini ihmal ettiğini, hürriyetinden yoksun bıraktığını, kadının babasını arayarak kadını gelip almasını istediğini, düğünde kadına takılan ziynet eşyalarını kadının elinden zorla aldığını, kadını ortak konuttan kovduğunu, tehdit ettiğini, iddia ederek asıl davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 2.000,00 TL tedbir nafakası, 2.000,00 TL iştirak nafakası, kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 100.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı erkek cevap, karşı dava dilekçesinde özetle; asıl dava dilekçesinde dayanılan vakaların gerçeği yansıtmadığını, kadının, yalan söylediğini, sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evlenmeden önce başka erkeklerle cinsel ilişki kurduğunu erkekten gizlediğini, kadının ve kadının ailesinin erkeğe hakaret ettiğini, intihara teşebbüs ettiğini, fiziksel ve cinsel şiddet uyguladığını, iftira attığını, ortak konutun eşyalarına zarar verdiğini, birlik görevini ihmal ettiğini, müsrif olduğunu, aile arasında kalması gerekenleri başkaları ile paylaştığını, tehdit ettiğini, borçlandırdığını iddia ederek karşı davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, asıl davanın reddine, erkek yararına yasal faizi ile birlikte kadından alınmak üzere 150.000,00 TL maddî tazminat, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin, fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, kadını ve kadının annesini odaya kilitlediği ve dışarı çıkmalarına izin vermediği, ortak konuttan kovarak birlikte yaşamaktan kaçındığı, kadının babasını arayarak "...gel kızını götür ya o beni ya da ben onu öldüreceğim..." dediği, kadının ise fiziksel şiddet uyguladığı, hakaret ettiği, intihara teşebbüs ettiği, bu hususun tüm dosya kapsamından ispatlandığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına nazaran ağır kusurlu olduğu gerekçesiyle her iki davanın da kabulü ile tarafların evlilik birliğinin sarsılması hukuki sebebiyle boşanmalarına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, alınan sosyal inceleme raporu içeriği dikkate alındığında ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine ve ortak çocukla baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuğun yaşı, ihtiyaçları, tarafların ekonomik ve sosyal durumları dikkate alınarak ortak çocuk yararına aylık 500,00 TL tedbir nafakası, 750,00 TL iştirak nafakası, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğu, kusurlu davranışının kadının kişilik haklarına saldırı niteliğinde olduğu, tarafların ekonomik ve sosyal durumları, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak kadın yararına yasal faizi ile birlikte erkekten alınmak üzere 45.000,00 TL maddî tazminat, 30.000,00 TL manevî tazminat, yasal şartları oluşmadığından erkeğin tazminat isteminin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesi tarafından verilen kararın hatalı olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda kadının tam kusurlu olduğu ve kadının davasının kabulüne karar verilmesinin hatalı olduğu, erkeğin savunma hakkının kısıtlandığı, tam kusurlu olan kadının tazminat talebinin kabulü ile erkeğin tazminat isteminin reddine karar verilmesinin hatalı olduğu, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin usul ve yasaya aykırı olduğu belirtilerek; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile her ne kadar davalı-karşı davacı vekili, erkeğin karşı davada cevaba cevap dilekçesi sunma süresinin uzatılması talebinin İlk Derece Mahkemesince değerlendirilmediği, bu nedenle erkeğin savunma hakkının ihlal edildiği yönünde istinaf itirazında bulunmuş ise de; davalı-karşı davacı erkek vekilinin, İlk Derece Mahkemesinin 05.11.2020 tarihli celsesinde verdiği imzalı beyanı ile "...dosyada yapılmış bulunan usuli muameleleri bir itirazımız yoktur, celp edilen belgelere bir itirazımız yoktur, teati işlemleri tamamlanmıştır..." şeklindeki beyanı karşısında, davalı-karşı davacı erkek vekilinin bu yöne ilişkin istinaf başvurusunun isabetli olmadığı ve reddine karar verilmesi gerektiği, tüm dosya kapsamından; İlk Derece Mahkemesince kabul edilen ve gerçekleşen kusurlu davranışlara göre boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğu, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizliğin mevcut ve sabit olduğu, olayların akışı karşısında kadının dava açmakta haklı olduğu, bu şartlar altında eşleri birlikte yaşamaya zorlamanın artık kanunen mümkün görülmemesine göre, kadının davasının kabulü ile boşanmaya karar verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince de asıl davada verilen boşanma kararının ve evlilik birliğinin sarsılmasında davalı-karşı davacı erkeğin ağır, davacı-karşı davalı kadının az kusurlu olduğuna ilişkin belirlemenin isabetli olduğu, dosya kapsamından; ortak çocuğun 2019 doğumlu olduğu, halen anneyle birlikte yaşadığı, anne bakım ve şefkatine muhtaç yaşta olduğu, İlk Derece Mahkemesince alınan uzman raporu ile çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun menfaatine uygun olduğunun rapor edildiği, çocuğun anne yanında kalmasının bedeni, fikri, ahlaki gelişimine engel olacağı yönünde bir iddia ve delil bulunmadığı, çocuğun üstün yararı gereğince velâyetinin anneye verilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince bu hususta verilen kararın isabetli olduğu, yine velâyet kendisine verilmeyen baba ile ortak çocuk arasında kurulan kişisel ilişkinin uygun olduğu, İlk Derece Mahkemesince ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesi ve hükmedilen nafaka miktarlarının usul ve yasaya uygun olduğu, davacı-karşı davalı kadının boşanmaya sebep olan olaylarda erkeğe oranla daha az kusurlu olduğu, boşanma yüzünden mevcut ve beklenen menfaatleri zedelenen ve boşanmaya sebep olan olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, İlk Derece Mahkemesince kadın yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesinin isabetli olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ile tazminata esas olan fiillerin ağırlığı ve hakkaniyet ilkesi de dikkate alındığında kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının da isabetli olduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalı-karşı davacı erkek, kadına oranla daha ağır kusurlu olduğundan, erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin de isabetli olduğu, İlk Derece Mahkemesince taraflarca bildirilen delillerin toplandığı, delillerin usul ve yasaya uygun olarak tartışıldığı, verilen kararın usul ve yasaya uygun olduğu belirtilerek davalı-karşı davacı erkek vekilinin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-karşı davacı erkek vekili tarafından Bölge Adliye Mahkemesinin esastan ret kararının hatalı olduğu belirtilerek; istinaf dilekçesinde ileri sürülen sebeplerle kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar, nafakalar yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulması talep edilmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulüne karar verilmesinin yerinde olup olmadığı, kadın yararına maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, ortak çocuk yararına nafakaya hükmedilmesinin ve hükmedilen nafaka miktarlarının dosya kapsamına ve hakkaniyete uygun olup olmadığı, erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinin yerinde olup olmadığı ve davalı-karşı davacı erkeğin savunma hakkının kısıtlanıp kısıtlanmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 27 inci maddesi, 136 ncı maddesi, 190 ıncı madde, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ve 371 inci maddesi; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ıncı maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 182 nci maddesi, 327 inci maddesi, 328 inci maddesi, 330 uncu maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı-karşı davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,19.10.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.