"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2155 E., 2022/2189 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2020/256 E., 2021/621 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı açılan boşanma davalarından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek tarafından kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönlerinden ve davalı-davacı kadın vekili tarafından erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk Derece Mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine Bölge Adliye Mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya İlk Derece Mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde İlk Derece Mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı sadece davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, erkek tarafından istinafa başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden İlk Derece Mahkemesi kararından farklı, erkek aleyhine yeni bir hüküm tesis edilmemiştir. Hâl böyle iken İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan erkeğin Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, erkeğin reddedilen tazminat talepleri ve velâyet yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, erkeğin kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velâyete yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.
... erkeğin reddedilen yön dışındaki ve davalı-davacı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
... erkek dava ve karşı davaya cevap dilekçesinde; karşı çıkmasına rağmen kadının ailesine yakın bir yerde oturduklarını, kadının ve ailenin tehdit ve hakaretleri olduğunu, ev işlerini yapmadığını, çocukla ilgilenmediğini, büyü ve muska gibi işlerle uğraştığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine ve erkek yararına 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı-davacı kadın vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde; erkeğin sadakatsiz olduğunu, büyü işleri ile uğraşanın erkek olduğunu, eşine fiziksel şiddet uyguladığını, hakaret edip aşağıladığını, çalışmaya zorladığını, maaşını elinden aldığını, geç geldiğini, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadını ve ailesini sürekli evden kovduğunu, erkeğin kardeşinin evlenene kadar taraflarla yaşadığını, aldattığı kadının evindeyken kadının eşine yakalandığını ve olay hakkında adli soruşturma olduğunu iddia ederek; erkeğin davasının reddini istemiş, karşı davanın kabulü ile tarafların öncelilke zina, mümkün olmazsa pek kötü ve onur kırıcı davranış ve evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakası ile kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 200.000,00 TL maddî, 200.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda sadakatsiz davranarak zina yapan erkeğin ağır, eşine küfürlü konuşarak "şerefsiz, p...venk" diyen, kardeşinin erkeği "seni öldüreceğim" diyerek tehdit etmesine sessiz kalan kadının az kusurlu olduğu; erkeğin zinasının sübut bulduğu; kadının davası terditli olduğundan ve öncelikle zina sebebiyle boşanma talep ettiğinden kadının diğer sebeplerle boşanma talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı; az kusurlu olan kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği ve ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına uygun olduğu gerekçesi ile; erkeğin davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, kadının davasının kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 161 inci maddesi uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk Ayşe Sude'nin velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına ara karar ile aylık 200,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 350,00 TL iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına ara karar ile aylık 200,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının aylık 300,00 TL'ye çıkarılmasına ve kararın kesinleşmesinden sonra aylık 350,00 TL yoksulluk nafakası olarak devamına, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, kadın yararına 13.000,00 TL maddî ve 13.000,00 TL manevî tazminata ve her iki davanın davalı tarafının davacı tarafına 4.080,00 TL maktu vekâlet ücreti ödemesine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı-davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kendisini vekil ile temsil ettirmeyen erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin kanuna aykırı olduğunu, kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşmediğini, tanık beyanları esas alındığında hakaretler sonrasında evlilik birliğinin devam ettiğini, kadının kusursuz olması nedeniyle erkeğin davasının reddi gerektiğini, erkeğin ekonomik durumunun iyi olması sebebiyle nafaka ve tazminat miktarlarının düşük kaldığını belirterek; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücreti yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları ve nafakanın niteliği ve günün ekonomik koşulları dikkate alındığında tedbir nafakaları ile iştirak ve yoksulluk nafakası miktarının az olduğu, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve kusur derecesi dikkate alındığında kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminat miktarının az olduğu ve yargılamada kendisini vekil ile temsil ettirmeyen erkek yararına vekâlet ücretine hükmedilmesinin doğru olmadığı gerekçesi ile; kadının erkeğin davasının kabulü ve kusur belirlemesine yönelik istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının tazminatlar ile nafakaların miktarı ve aleyhe hükmedilen vekâlet ücretine yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle ortak çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek ve davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. ... erkek temyiz dilekçesinde özetle; kendisine yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşmediğini, evlilik birliğinin eşinin kusurlu davranışları nedeniyle sarsılması nedeniyle kadının davasının reddine ve kendisi yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiğini, çocuğun velâyetinin babaya verilmesinin üstün yararına olacağını, işsiz olduğunu ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, nafakalar ve velâyet yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadına yüklenen kusurlu davranışların gerçekleşmediğini, tanık beyanları esas alındığında hakaretler sonrasında evlilik birliğinin devam ettiğini, kadının kusursuz olması nedeniyle erkeğin davasının reddi gerektiğini, erkeğin ekonomik durumunun iyi olması sebebiyle nafaka ve tazminat miktarlarının düşük kaldığını ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; erkeğin davasının kabulü, kusur belirlemesi, tazminatlar ile nafakaların miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadının boşanma davasındaki boşanma hükmü erkek tarafından istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleşmiş olmakla, kadına yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, kadının kusurlarının çıkarılıp çıkarılamayacağı ve buna bağlı olarak erkeğin davasının kabulünün doğru olup olmadığı ve kadın ve ortak çocuk lehine hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 nci ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları 329 uncu ve 330 uncu maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre ... erkeğin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafın kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında kadın yararına hükmolunan maddî ve manevî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci maddesi hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî ve manevî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. ... erkeğin kadının davasının kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve velâyete yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Tarafların diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
a) Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminatın miktarı yönlerinden BOZULMASINA,
b) Davacı-davacı erkeğin tüm, davalı-davacı kadın vekilinin sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden Süfyan'a yükletilmesine,
Peşin harcın istek halinde yatıran ...ya iadesine,
Dosyanın Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.