"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/2289 E., 2022/2290 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bor Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/369 E., 2022/668 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen esastan reddi ve kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmünün ilgili bölümleri kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, reddedilen tazminatlar ve yoksulluk nafakasının miktarı; davalı erkek vekili tarafından nafakalar, velâyet ve erkeğin tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmemesi yönlerinden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle, istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmamaktadır.
Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen karara karşı sadece davalı erkek tarafından istinaf yoluna başvurulmuş, kadın tarafından istinafa başvurulmamıştır. Bölge Adliye Mahkemesince yoksulluk nafakası yönünden, İlk Derece Mahkemesi kararından farklı kadın aleyhine yeni bir hüküm tesis edilmemiştir. Hâl böyle iken, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf yoluna başvurmayan kadının Bölge Adliye Mahkemesi kararına karşı yoksulluk nafakası yönünden temyiz hakkı bulunmamaktadır. Açıklanan nedenlerle, kadının yoksulluk nafakasının miktarına dair temyiz isteminin reddine karar vermek gerekir.
Davacı kadın vekilinin reddedilen yön dışındaki ve davalı erkek vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin kadına hakaret edip aşağıladığını, fiziksel şiddet uyguladığını, kadını ve ailesini tehdit ettiğini, kadının annesinin üstüne yürüdüğünü, evden kovduğunu, kadının daha önceden açtığı boşanma davasının reddedildiğini ve tarafların dava tarihi olan 13.04.2017 tarihinden itibaren biraraya gelmedikleri iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; kadının önceki boşanma davasındaki vakılara dayanamayacağını, o davada verilen kararın maddî anlamda kesin hüküm teşkil ettiğini, kadının boşanmak istemesinin nedeninin erkeğin parasını ve işini kaybetmiş olması olduğunu, kadının eşi tutuklandığında ziyarete gitmediğini, çocuğu göstermediğini, erkeğin işinden ihraç edilmesine rağmen lüks isteklerinin olduğunu, hakaret ettiğini ve çocuğu göstermeyeceğini ve babasına düşman edeceğini söylediğini iddia ederek; ortak çocuğun velâyetinin babaya verilmesine, erkek yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda eşine fiziksel şiddet uygulayıp onu tehdit eden erkeğin tam kusurlu olduğu, kadının boşanmakla yoksulluğa düşeceği ve boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, erkeğin harcı yatırılarak usulüne göre açtığı bir karşı davası olmadığından tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı ve uzman görüşü, ortak çocuğun yaşı ve anneye bağımlılığı dikkate alındığında çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile babası arasındaki kişisel ilişkinin babanın vasisi ... aracılığı ile gerçekleştirilmesine, çocuğun kişisel ilişki günlerinde ...'a teslim edilmesine, çocuk yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî, 15.000,00 TL manevî tazminata ve erkeğin talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kadın tarafından daha önceden açılan boşanma davasının reddedildiğini, kararın maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmesine rağmen kadının reddedilen davadaki vakıaları ileri sürerek işbu davayı açtığını, bu sebeple erkeğe kusur yüklenemeyeceğini, erkeğin hiçbir geliri olmamasına rağmen aleyhine nafakaya hükmedilmesinin doğru olmadığını ve erkeğe eksik harçları yatırması için süre verilmeden talepleri hakkında karar verilmemesinin doğru olmadığını belirterek; kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar, nafakalar, velâyet ve erkeğin tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmemesi yönlerinden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının işbu davadan önce açtığı ve reddedilen boşanma davasında tehdit ve fiziksel şiddet vakıalarına dayandığı, işbu davada dayanılan vakıların da aynı olduğu, tarafların ilk açılan boşanma davasından sonra biraraya gelmediklerini kabul ettikleri ve tüm bu nedenlerle ispatlanamayan ve kesinleşen aynı vakıalar nedeniyle erkeğe kusur yüklenemeyeceği, erkeğin boşanmaya sebebiyet verecek kusurlu bir davranışının bulunmadığı, davalı erkeğin kusurunun bulunmamasına karşın boşanma hükmünün istinafa başvurulmamak suretiyle kesinleştiği, erkeğin kusursuz olması nedeniyle aleyhine maddî ve manevî tazminata hükmedilemeyeceği, erkeğin tutuklu veya hükümlü olmasının yoksulluk nafakası ile sorumlu tutulmasını engellemeyeceği ve geliri bulunmayan kadın yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin doğru olduğu ve ortak çocuk ile baba arasında kurulacak kişisel ilişkinin sürelerinin belirlenmemesinin usul ve kanuna uygun olmadığı gerekçesi ile; erkeğin istinaf başvurusunun kusur belirlemesi, aleyhe hükmedilen tazminatlar ve kişisel ilişki yönlerinden kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili bentlerinin kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle kadının maddî ve manevî tazminat talebinin reddine, ortak çocuk ile baba arasında her ayın birinci ve üçüncü pazar günü saat 12.00 ile 18.00 arasında ve dini bayramların ikinci günü saat 12.00 ile 18.00 arasında kişisel ilişki kurulmasına ve erkeğin sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; taraflar arasında önceden görülen boşanma davasının usulden reddedilmesinin kesin hüküm teşkil etmeyeceğini, erkeğin kusurlarının tanık beyanları ile ispatlandığını, yoksulluk nafakasının miktarının az olduğunu ve kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, reddedilen tazminat talepleri ve yoksulluk nafakasının miktarı yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
2. Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; erkeğin kusursuz olduğuna hükmedilmiş olmasına karşın yoksulluk nafakası ödemekle yükümlü tutulmasının doğru olmadığını, erkeğin hükümlü olup çalışma olanağının olmadığını, kadının ise çalışabileceğini, hiçbir geliri olmayan erkeğin nafaka ödemekle yükümlü tutulduğunu, erkeğe nafaka ve tazminat talepleri için gerekli harcı yatırması için süre verilmediğini ve bu nedenlerle kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; nafakalar, velâyet ve erkeğin tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmemesi yönlerinden kararın bozulmasını talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kusur belirlemesinin doğru yapılıp yapılamadığı, kusur belirlemesine bağlı olarak kadının tazminat taleplerinin reddinin doğru olup olmadığı, kadının tedbir ve yoksulluk nafakasına hak kazanıp kazanmadığı, erkeğin tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmemesinin usul ve kanuna uygun olup olmadığı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olup olmadığı, uygun ise çocuk yararına tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesinin ve miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu’nun 4 üncü ve 6 ncı maddeleri, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü, 175 inci, 182 nci maddeleri, 327 nci ve 328 inci maddelerinin birinci fıkraları, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk Hakları Sözleşmesinin 3 üncü, 9 uncu ve 12 nci maddeleri, Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesinin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle, erkeğin süresinde sunduğu cevap dilekçesi ile talep ettiği boşanmanın eki niteliğindeki tazminat ve nafaka talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığı kararı verilmesi doğru değil ise de boşanmaya sebebiyet veren olaylardaki kusur durumuna göre erkeğin bu yönlerden temyiz başvurusunun kabul edilmesinin sonuca etkili olmayacağının anlaşılmasına göre, usul ve kanuna uygun olup davacı kadın ve davalı erkek vekillerinin temyiz dilekçelerinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Davacı kadın vekilinin yoksulluk nafakasının miktarına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,
2.Davalı erkek vekilinin tüm, davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
21.09.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.