"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1891 E., 2022/3048 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Kumluca 2. Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/315 E., 2021/121 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava dilekçesinde; davalının S.G. adlı bir kadınla birlikte olduğunu, kadına ayrı bir ev tutup birlikte yaşamaya başladıklarını, davalının eve gece çok geç saatlerde geldiğini, eve ve çocuklarına bakmadığını, şiddetli geçimsizlik nedeniyle davalı ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, çocuk lehine 500,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendi lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesi 04.12.2019 tarihinde tebliğ edilmiş, davalı erkek vekili 06.01.2020 tarihinde sunduğu dilekçesinde; davacının iddialarının asılsız olduğunu, müvekkilinin herhangi bir sadakatsizliğinin bulunmadığını, ortak ev ve çocukları ile ilgilendiğini, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklediği sorumlulukları yerine getirmemek için evi terk ettiğini beyanla, davacının davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; tanıkların bizzat görgüye dayalı beyanlarına göre davalının sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığı, davacı ve ortak evle ilgilenmediği, davanın bu kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve devamında hukuki menfaatlerinin kalmadığı, davacının boşanmakla yoksulluğa düşeceği, davalının kusurlu davranışlarının davacının kişilik hakkını ihlal ettiği, buna göre davacının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat taleplerinin, tarafların sosyal ve ekonomik durumları ve hakkaniyet ilkesi gereğince kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davalı babaya verilmesine, çocuk ile davacı anne arasında kişisel ilişki tesisine, davacının iştirak nafakası talebinin reddine, davacı lehine 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 25,000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek vekili, davanın zinaya dayalı boşanma davası olduğunu, başka sebep ileri sürülmediğini, hak düşürücü sürenin ise geçtiğini, hukuki nitelemenin hatalı yapıldığı gibi aradan geçen süre nedeniyle davacı tarafından müvekkilinin affedilmiş sayılacağından davanın dinlenilmemesi gerektiğini, müvekkilinin sadakatsizliğinin bulunmadığını, tanık beyanlarının ise gerçek olmadığını, şüpheden uzak ve kesin delilin bulunmadığını, nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını ve miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; dosyadaki yazılara, kararın dayandığı delillerle kanuna uygun sebeplere ve özellikle delillerin takdirinde bir yanlışlık görülmemesine göre, İlk Derece Mahkemesi kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile davalı erkek vekilinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili, davanın zinaya dayalı boşanma davası olduğunu, başka sebep ileri sürülmediğini, hak düşürücü sürenin ise geçtiğini, hukuki nitelemenin hatalı yapıldığı gibi aradan geçen süre nedeniyle davacı tarafından müvekkilinin affedilmiş sayılacağından davanın dinlenilmemesi gerektiğini, müvekkilinin sadakatsizliğinin bulunmadığını, tanık beyanlarının ise gerçek olmadığını, şüpheden uzak ve kesin delilin bulunmadığını, nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını ve miktarlarının fahiş olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında hukuki nitelendirmenin doğru yapılıp yapılmadığı, af olgusunun gerçekleşip gerçekleşmediği, taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacı kadın lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
01.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.