"İçtihat Metni"
İNCELENEN KARARIN
MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/207 E., 2022/490 K.
DAVA TARİHİ : 16.11.2009
KARAR : Kısmen kabul kısmen ret
Taraflar arasındaki tapu iptali ve tescil, mümkün olmaması halinde katılma alacağı ile ziynet eşyalarının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin tahsili davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece davanın kısmen kabul kısmen reddine karar verilmiştir.
Mahkeme kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin katkılarıyla davalı erkek adına iki adet taşınmaz alındığını belirterek fazlaya ilişkin talep ve dava hakları saklı kalmak kaydıyla 8.500,00 TL değerindeki ziynet eşyasının aynen, mümkün olmaması halinde bedelinin ödeme günündeki rayiç değerinin tahsilini, evlilik birliği içinde edinilen yaklaşık değeri 150.000,00 TL olan taşınmazların ½ hissesinin müvekkili adına tescilini, mümkün olmaması halinde bedelinin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep etmiş; davacı kadın vekili 17.03.2010 tarihli dilekçesinde arsanın 20.000,00 TL'ye, dükkanın 87.000,00 TL'ye alındığını açıklamış; davacı kadın vekili 10.05.2022 tarihli dilekçesiyle talep miktarını 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden dava dilekçesindeki talep miktarının 30.000,00 TL olduğunu açıklayarak işbu taşınmaz yönünden talep miktarını toplam 664.716,85 TL'ye yükseltmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap dilekçesinde; ziynet eşyasının tamamının davacı tarafından götürüldüğünü, alınan taşınmazlarda ise davacının hiçbir katkısının olmadığını, taşınmazların müvekkilinin evlenmeden önce hak kazandığı ödül parası ve kazancıyla alındığını belirterek davanın reddini savunmuştur.
III. MAHKEME KARARI
Mahkemenin 04.06.2013 tarihli ve 2009/1527 Esas ve 2013/756 Karar sayılı kararı ile, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın boşanma dava tarihinden sonra edinildiği, 31731 ada 13 parsel 13 nolu bağımsız bölümün evlilik birliği içinde edinilmiş ise de davalının evlenme tarihinden önce kazandığı şampiyonluk ödül parası ile alındığı, davacının katkısını ispatlayamadığı, ziynet eşyalarının da davalıda kaldığının ispatlanamadığı gerekçesiyle davanın reddine karar verilmiştir.
IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ
A. Bozma Kararı
1. Mahkeme kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
2. Yargıtay 8. Hukuk Dairesinin 24.11.2015 tarihli ve 2014/25884 Esas, 2015/21128 Karar sayılı ilamı ile, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın evveliyatında 30729 ada 6 parsel sayılı taşınmaz iken davalının 2/9 hisseyi evlilik birliği içinde satın aldığı, imar ile taşınmazın 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 113/1082 hissenin oluştuğu, işbu taşınmazla ilgili davacının katılma alacağı bakımından olumlu ya da olumsuz bir karar verilmesi gerekirken edinme tarihinin yanlış belirlenerek davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğu belirtilerek hükmün 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmaz yönünden bozulmasına; dosya muhtevasına, dava evrakı ile yargılama tutanakları münderecatına, mevcut deliller mahkemece takdir edilerek karar verildiğine ve takdirde bir isabetsizlik bulunmadığına, dava konusu taşınmazlardan 31731 ada 13 parselde 13 nolu bağımsız bölümün davalının evlenme öncesi kişisel mal niteliğinde kazandığı ödüllerle alındığının anlaşıldığına, hayat deneylerine göre olağan olanın, ziynet eşyalarının kadının üzerinde olması ya da evde saklanması, muhafaza edilmesi olup, bunların davalı tarafın zilyetlik ve korumasına terk edilmesinin olağan durumla bağdaşmadığına, diğer taraftan ziynet eşyası rahatlıkla saklanabilen, taşınabilen, götürülebilen türden eşyalardan olduğundan evden ayrılmayı tasarlayan kadının bunları önceden yanında götürmesi, gizlemesi her zaman mümkün olduğu gibi evden ayrılırken üzerinde götürmesinin de mümkün bulunduğuna, neticede normal koşullarda ziynet eşyalarının kadının üzerinde olduğunun kabulü gerektiğine, aksini ispat yükü davacı kadında olup davacının iddiasını kanıtlayamadığı belirtilerek davacı vekilinin 31731 ada 13 parsel 13 nolu bağımsız bölüm ve ziynet eşyalarına yönelik temyiz itirazlarının reddine karar verilmiştir.
B. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar
Mahkemenin yukarıda başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararıyla, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazda 113/1082 hissenin 21.07.2005 tarihinde edinilmiş mallara katılma rejiminin geçerli olduğu dönemde edinildiği, taşınmazın edinme tarihindeki değerinin 14.690,00 TL, güncel değerinin 791.000,00 TL olduğu, taşınmazın edinme değerinin 10.000,00 TL'sinin davacıya abisi tarafından gönderildiği, bu paranın davacının evlilik birliğinden önce biriktirdiği abisine borç olarak verdiği para olduğu, buna göre davacının taşınmazın edinilmesine % 68,07 oranında kişisel malı ile olan katkısı nedeniyle 538.433,70 TL değer artış payı alacağı bulunduğu, edinilmiş maldan karşılanan kalan kısım yönünden de 126.283,15 TL katılma alacağı bulunduğu, taşınmazın üzerinde yapılan binanın mal rejimi sona erdikten sonra yapıldığından davalının kişisel malı olduğu; davacının ayni hak talep edemeyeceği gerekçesiyle davanın kısmen kabulüyle 31731 ada 13 parsel 13 nolu bağımsız bölüm ve ziynet eşyaları ile ilgili temyiz itirazları yerinde görülmeyip Mahkemece verilen davanın reddi kararı kesinleştiğinden bu talepler yönünden karar verilmesine yer olmadığına, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 113/1082 payı bakımından tapu iptali ve tescili talebinin reddine, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın 113/1082 payı bakımından 538.433,70 TL değer artış payı alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline, 34441 ada, 3 parsel sayılı taşınmazın 113/1082 payı bakımından 126.283,15 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davalıdan tahsiline karar verilmiştir
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuran
Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; taşınmazın edinilmesinde kullanıldığı kabul edilen paranın taşınmaz satın alındıktan yaklaşık bir ay sonra gönderildiğini, taşınmaz için kullanıldığının ispatlanamadığını, paranın açıklama olmadan gönderildiğini, hangi amaçla gönderildiğinin ispatlanamadığını, taraflar arasında şiddetli geçimsizliğin olduğu dönemde gönderilen paranın sırf müvekkilinin şahsi geliri ile aldığı taşınmazlarda ihtilaf oluşturulmaya çalışıldığını, bozma öncesi gerekçeli kararda da paranın taşınmazın alınmasında kullanıldığının ispatlanamadığının belirtildiğini, hesaplamanın 113 metrekare yer için yapılması gerektiğini, 113 metrekareye bir ev düşmediğini, tüm daire değeri üzerinden değer tespiti yapılmasının hatalı olduğunu, bilirkişi raporlarına itirazlarının dikkate alınmadığını, müvekkilinin evlilik öncesi maddî kazanımlarının belli olduğunu, davacının 10.000,00 TL arsa alımında kullanıldığı iddialarının doğru olmadığını, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini ileri sürerek kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmalık, ispat, kişisel mal savunması, taşınmazın değeri ve alacak miktarı noktasında toplanmaktadır.. Dava, değer artış payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.
2. İlgili Hukuk
6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi, 438 inci maddesinin yedi, sekiz ve dokuzuncu fıkraları ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası; 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 6 ncı maddesi, 219 uncu maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası, 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi.
3. Değerlendirme
1. Temyizen incelenen Mahkeme kararında ve kararın gerekçesinde hukuk kurallarının somut olaya uygulanmasında bir isabetsizlik bulunmadığı, bozmaya uyulmakla karşı taraf yararına kazanılmış hak durumunu oluşturan yönlerin ve bozma kapsamı dışında kalarak kesinleşen yönlerin yeniden incelenmesinin hukuken mümkün bulunmadığı anlaşılmakla; davalı erkek vekilinin aşağıdaki paragraflar kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Eşler, 31.07.2004 tarihinde evlenmiş, 06.03.2006 tarihinde açılan boşanma davasının kabulüne ilişkin hükmün, 17.11.2008 tarihinde kesinleşmesiyle boşanmışlardır. Mal rejimi boşanma davasının açıldığı tarih itibarıyla sona ermiştir (4721 sayılı Kanun md. 225/2). Sözleşmeyle başka mal rejiminin seçildiği ileri sürülmediğinden evlilik tarihinden mal rejiminin sona erdiği tarihe kadar edinilmiş mallara katılma rejimi geçerlidir (4721 sayılı Kanun md. 202/1). Tasfiyeye konu 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazda bulunan 113/1082 hissenin 10.05.2006 tarihinde yapılan imar uygulamasından önce evveliyatında 30729 ada 6 parsel sayılı taşınmaz iken 2/9 hissesinin 21.07.2005 tarihinde satın alınarak davalı erkek adına tescil edilmiş; 31371 ada 13 parsel 13 nolu bağımsız bölümün de 01.09.2005 tarihinde satın alınarak davalı erkek adına tescil edilmiştir.
3. Somut olayda, Mahkemece, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın bedelinin davacının abisinin gönderdiği para ve bakiye kısmın edinilmiş maldan karşılandığı kabul edilerek davacının değer artış payı ve katılma alacağının kabulüne karar verilmiş ise de, karar dosya kapsamı ile örtüşmemektedir. Şöyle ki, öncelikle tasfiyeye konu 34441 ada 3 parsel (eski 30729 ada 6 parsel) sayılı taşınmazın 21.07.2005 tarihinde satın alındığı, davacı kadının abisinin taşınmaz alındıktan sonra 26.08.2005 tarihinde 7.000,00 TL, 29.08.2005 tarihinde 3.000,00 TL olmak üzere toplam 10.000,00 TL gönderdiği, tasfiyeye konu diğer taşınmazın da 01.09.2005 tarihinde satın alındığı; tapu kayıtlarına göre 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın peşinen alındığı, aksinin iddia ve ispat edilmediği, öncelik-sonralık ilişkisi göz önünde bulundurduğunda da taşınmaz alındıktan sonra gönderilen paranın taşınmazın edinilmesinde kullanıldığının kabulünün de hayatın akışına uygun olmadığı, davacı kadının mevcut delil ve oluşa göre abisi tarafından gönderilen paranın tasfiyeye konu 30729 ada 6 parsel sayılı taşınmazın edinilmesinde kullanıldığını ispatlayamadığı anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davacı kadının değer artış payı alacağı yönünden talebinin reddine karar verilmesi gerekirken yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
4. Diğer yandan, davalı erkeğin tasfiye konusu taşınmazların evlilik öncesi hak kazandığı ödül paraları ve kazancı ile aldığını savunduğu, davalı erkeğin evlenme tarihine kadar katıldığı birçok müsabakada hak kazandığı ödüllerinin olduğu, Mahkemece davalı erkeğin kişisel mal savunması yönünden bir değerlendirme yapılmadan karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, davalı erkeğin kişisel mal savunması yönünden bir karar verilmesi gerekirken, eksik inceleme ile karar verilmesi de hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
5. Somut olayda, 34441 ada 3 parsel sayılı taşınmazın sadece 113/1082 hisseye yönelik 113 metrekaresinin tasfiyeye konu olduğu, bozmadan önce alınan 25.05.2012 tarihli bilirkişi raporunda taşınmazın 113 metrekaresinin 16.11.2009 tarihindeki değerinin 19.775,00 TL, 19.04.2012 tarihindeki değerinin 22.600,00 TL olarak belirlendiği; bozmadan sonra alınan 10.12.2018 tarihli raporda taşınmazda bulunan her biri 169/1082 arsa paylı 17 ve 18 nolu bağımsız bölümlerin 17.11.2008 tarihinde her birinin 78.000,00 TL, 16.11.2009 tarihinde her birinin 98.000,00 TL, 10.09.2018 tarihinde her birinin 190.000,00 TL olarak belirlendiği; 07.07.2021 tarihli raporda da taşınmazda bulunan her biri 169/1082 arsa paylı 17 ve 18 nolu bağımsız bölümlerin 06.03.2006 tarihinde her birinin 65.000,00 TL, 17.11.2008 tarihinde her birinin 80.000,00 TL, 24.06.2021 tarihinde her birinin 300.000,00 TL olarak belirlendiği; son olarak da 24.03.2022 tarihli raporda taşınmazın 113 metrekaresinin 21.07.2005 tarihindeki değerinin 14.690,00 TL, Mart/2022 tarihindeki değerinin 791.000,00 TL olarak belirlendiği; 24.06.2021 tarihli raporda davalı erkeğin boşanma dava tarihinde sonra da satın aldığı hisselerin toplamı karşılığı aldığı her biri 169/1082 arsa paylı 17 ve 18 nolu bağımsız bölümlerin her birinin 24.06.2021 tarihindeki arsa+bina değerinin 300.000,00 TL, 24.03.2022 tarihli raporda 113/1082 hissenin sadece arsa değerinin Mart/2022 tarihindeki değerinin 791.000,00 TL olarak belirlenmesinin iki rapor arasında taşınmaz değerleri arasında fahiş farklılık olduğu, iki rapor arasında çelişki giderilmeden karar verildiği Mahkemece 24.03.2022 tarihli rapor hükme esas alınarak karar verildiği anlaşılmaktadır. O halde, Mahkemece, dosya kapsamındaki önceki raporlar arasındaki çelişkileri giderecek şekilde yeni bir rapor alınarak taşınmazın boşanma dava tarihinde mevcut hali olan 113/1082 hisseye karşılık gelen 113 m2 arsa niteliğindeki değeri belirlenerek sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde eksik araştırma ve inceleme ile karar verilmesi de hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1. Davacı erkek vekilinin bozma kapsamı dışında kalan temyiz itirazlarının REDDİNE,
2. Temyiz olunan Mahkeme kararının değer artış payı alacağı, kişisel mal savunması ve taşınmazın değeri yönünden BOZULMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana iadesine,
Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,
Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,
13.04.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.