Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2346 E. 2023/5382 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasındaki boşanma davasında, boşanmaya sebep olan olaylardaki kusur dağılımı, velayet, nafaka ve tazminat konularında yerel mahkeme kararının doğru olup olmadığı.

Gerekçe ve Sonuç: Dosyadaki deliller, tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, uygulanması gereken hukuk kuralları ve yerel mahkeme kararındaki gerekçeler usul ve yasaya uygun bulunarak Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Kayseri Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2023/146 E., 2023/145 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Kayseri 2. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/631 E., 2022/751 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; erkeğin fiziksel ve sözel şiddet uyguladığını, ailesi ile görüşmesine izin vermediğini, yatakları ayırdığını ve cinsel şiddet uyguladığını, sadakatsiz davrandığını, ortak çocuklara şiddet uyguladığını ve maddî ihtiyaçları cimriliğinden karşılamadığını iddia ederek; tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocukların her biri yararına ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 2.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına ve 50.000,00 TL, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; davacı kadının iddialarının asılsız ve gerçek dışı olduğunu, iddia edilen vakıalardan sonra (kabul etmemekle birlikte) kadının dava dilekçesinde de ikrar ettiği üzere affettiği beyanı ile iddia edilen kusurların müvekkiline kusur olarak yüklenemeyeceğini, evlilik birlikteliğinin bu hale gelmesinde kadının tam ve ağır kusurlu olduğunu beyan ederek davanın ve kadının tüm taleplerinin reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde ortak çocukların velâyetinin babalarına verilmesini, evlilik birliğinin çekilmez hale gelmesinde kadının kusurlu olması nedeniyle 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, erkeğin davacı kadını istemediği halde ailesinin evine zorla götürdüğü, kadına ve çocuklara bağırdığı, çocukları tartakladığı, eşiyle ve çocuklarıyla ilgilenmediği, onlarla muhabbet etmediği, onlara karşı ilgisiz davrandığı, ortak çocuk Kemal'e hamile iken kadına fiziksel şiddet uyguladığı aradan geçen süre dikkate alındığında şiddetin af kapsamında kaldığı, kadının dosyaya sunduğu video kaydından erkeğin mastürbasyon yaptığı ve başka bir şahsın ismini söylerek güven sarsıcı davranışta bulunduğu, kadının ise agrasif tavırlar sergilediği, sosyal medyada uzun vakit geçirdiği boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin kadına oranla daha ağır kusurlu olduğu, boşanma sebebiyle mevcut veya beklenen menfaatleri zedelenen ve erkeğin kusurlu davranışları neticesinde kişilik hakları saldırıya uğrayan kadın eş yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacı kadının fabrikada işçi olarak asgari ücretle çalıştığı, erkeğin ise il sağlık müdürlüğünde sağlık memuru olarak çalıştığı, tarafların ekonomik sosyal durumları, paranın alım gücü ve hakkaniyet ilkesi, Yargıtay içtihatları gereğince asgari ücretle çalışmanın yoksulluk nafakasına engel olmadığı göz önüne alınarak kadının yoksulluğa düşeceği kanaatiyle kadın yararına yoksulluk nafakasına karar verildiği, ortak çocuğun yaşı ve beyanı uzman raporu ve tüm dosya kapsamı birlikte değerlendirildiğinde velâyetinin anneye verilmesinin üstün yararına olacağı ve velâyet kendisine verilmeyen eşin çocukların bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmakla yükümlü olduğu gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocuk ...n velâyetinin anneye verilmesine, çocuk ile baba arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk yararına dava tarihinden itibaren aylık 450,00 TL tedbir 700,00 TL iştirak nafakasına, kadın yararına aylık 700,00 TL tedbir nafakasına, karar tarihi itibariyle aylık 350,00 TL'ye düşürülerek karar kesinleşinceye kadar devamına, kararın kesinleşmesine müteakip yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına 35.000,00 TL maddî ve 35.000,00 manevî tazminata, davalı erkeğin ağır kusurlu olması nedeniyle tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; yerel mahkeme kararının usul ve yasaya aykırı olduğunu, müvekkiline yüklenebilecek hiç bir hususun ispatlanmadığını, kabul etmemekle birlikte, davacının tüm olaylardan sonra tarafların fiilen devam ettiklerini ikrar ettiğini ve davacının müvekkilini affetmiş olduğunu evlilik birlikteliğinin geçimsiz hale gelmesinde kadının tam ve ağır kusurlu olduğunu iddia ederek davanın reddine karar verilmesi gerektiğini, yerel mahkeme kararının kusur tespiti, velâyet, nafaka ve kadın lehine hükmedilen tazminatlar ile reddedilen tazminat talepleri yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak talepleri doğrultusunda karar verilmesi istemi ile istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tarafından temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; istinaf dilekçesindeki kanun yolu itirazlarını tekrar ederek kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; hükmün tamamı yönünden bozulmasına karar verilmesi için temyiz kanun yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri taraflardan beklenmeyecek derecede temelinden sarsılıp sarsılmadığı, sarsılmış ise erkeğe yüklenen kusurların gerçekleşip gerçekleşmediği, davanın ve kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kabulünün usul ve kanuna uygun olup olmadığı, uygun ise miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı kadının yoksulluğa düşüp düşmediği, kadın ve çocuk yararına hükmedilen nafakanın miktarı, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesinin çocuğun üstün yararına olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 182 nci, 330 uncu ve 336 ncı maddeleri. Birleşmiş Milletler Çocuk hakları Sözleşmesi'nin 3 üncü ve 12 nci maddesi. Çocuk Haklarının Kullanılmasına Dair Avrupa Sözleşmesi'nin 3 üncü, 4 üncü ve 6 ncı maddeleri. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

09.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.