"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : Konya Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/2733 E., 2022/2384 K.
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulması
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ermenek Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/181 E., 2021/277 K.
Taraflar arasındaki boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davasının kabulüne, ziynet davasının reddine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı, davacı kadın vekili ve davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin mehir olarak ev vermeyi taahhüt etmesine rağmen bu taahhüdünü yerine getirmediğini, erkeğin ilk evliliğinden olan çocuklarının erkeğin annesinin yanında yaşayacağının kararlaştırılmasına rağmen çocukların ortak konutta yaşadıklarını, çocukların kadına yönelik saygısız davranışlarına erkeğin sessiz kaldığını, psikolojik şiddet uyguladığını, annesinin evlilik birliğine müdahalesine de sessiz kaldığını, hamilelik ve doğum sonrası dönemde ilgisiz olduğunu, sadakat yükümlülüğüne aykırı davrandığını, birlik görevlerini yerine getirmediğini, kadına ev kredisi kullanma konusunda baskı yaptığını, ekonomik şiddet uyguladığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, çocuk yararına aylık 700,00 TL tedbir ve iştirak, davacı kadın yararına aylık 500,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakalarına, davacı kadın yararına yasal faizleriyle birlikte 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, düğünde kadına takılan ve düğün sonrası masraflar için erkek tarafından el konulan ziynet eşyası bedellerinin erkekten tahsiline karar verilmesini talep etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap dilekçesinde; iddiaların asılsız olduğunu, annesinin yaşı ilerleyince çocuklarına bakamadığını, bu nedenle ilk evliliğinden olan çocuklarını yanına aldığını, davacı kadının çocuklarını istemediğini, çocuklarına kötü davrandığını, hem psikolojik hem de fiziksel şiddet uyguladığını, haber vermeden tayinini başka bir şehre istediğini, önemli hiçbir konuda fikrini sormadığını, ailesini istemediğini ileri sürerek davanın reddine, boşanmaya karar verilmesi halinde, ortak çocuğun velâyetinin kendisine verilmesine, yararına 150.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin mehir sözünü yerine getirmediği, önceki evliliğinden olma çocuklarının annesi ile yaşayacağını söylemesine rağmen ortak konuta getirdiği, kadının ise erkeğin önceki evliliğinden olma çocuklarına baskı ve şiddet uyguladığı, erkeğin önceki evliliğinden olma çocuklarını istemediği, boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları, ortak çocuğun yaşı, dava sürecinde anne yanında olması, çocuğun yüksek menfaati gereğince velâyetinin annesine verilmesi, babası ile arasında kişisel ilişki kurulması gerektiği, boşanma davası açılınca hakimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu, eşit kusurlu tarafların tazminat taleplerinin reddi gerektiği, boşanmakla yoksulluğa düşmeyeceği anlaşılan kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilme koşulları oluşmadığı, ziynet davasının ispat edilemediği gerekçesi ile davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin annesine verilmesine, ortak çocuk yararına aylık 450,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı kadının nafaka, tazminat ve ziynet bedeli taleplerinin ayrı ayrı reddine, davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1. Davacı kadın vekili, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, ziynet alacağı talebinin reddi yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, tazminat taleplerinin reddi, nafakalar yönlerinden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesince kadına yüklenen kusurların gerçekleştiği, kadının gerçekleşen kusurlarının yanında erkeğin aile fertlerini eve istememe kusurunu da işlediği, erkeğe yüklenen kusurların hatalı olduğu, erkeğin mehir sözünü yerine getirmediği sabit ise de bu durumun tarafların geçimsizliğinde nasıl bir rol oynadığı, etkisinin ne olduğu hususunda dosyaya yansımış delil bulunmadığı, erkeğin önceki evliliğinden olma çocuklarını aralarındaki anlaşmaya aykırı biçimde ortak konuta getirdiği hususunda dosyaya yansımış bir delil bulunmadığı tanıklar ... ve ...'ın beyanlarının kadından duyuma dayalı olduğu, kaldı ki bir kısım davalı tanıklarının tarafların aralarında anlaşarak erkeğin ilk evliliğinden olan çocukları ortak konuta aldıklarını dile getirdikleri bu nedenle erkeğe yüklenen kusurların erkekten kaldırılmasının gerektiği, ancak erkeğin kadının hamilelik ve doğumdan sonraki dönemde kadınla ve çocukla ilgilenmediği sabit olmasına rağmen anılan kusurun erkeğe yüklememesinin hatalı olduğu, erkeğe mezkur kusurun yüklenmesinin gerektiği, gerçekleşen olaylarda kadının ağır, erkeğin az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin sarsılmasına sebep olan olaylarda tazminat isteyen davalı erkeğin ağır ya da eşit kusurlu olmadığı, bu olayların onun kişilik haklarına saldırı teşkil ettiği ve boşanma sonucu bu eşin, en azından diğerinin maddî desteğini yitirdiği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları dikkate alınarak erkek yararına uygun miktarda maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi gerektiği, boşanma davası açılınca hâkimin davanın devamı süresince, özellikle eşlerin barınmasına, geçimine, eşlerin mallarının yönetimine ve çocukların bakım ve korunmasına ilişkin geçici önlemleri re'sen alması gerektiği, çocuk yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinin koşulları oluştuğu, miktarının hakkaniyete uygun olduğu, velâyetin kullanılması kendisine verilmeyen eşin çocuğun bakım ve eğitim giderlerine gücü oranında katılmak zorunda olduğu, çocuk yararına iştirak nafakası koşulları oluştuğu, miktarının makul olduğu gerekçesi ile ziynet alacağı davasının tefrik edilmesine, istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle, kusur gerekçesinin düzeltilmesine, davalı erkek yararına 20.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata, tarafların diğer istinaf taleplerinin esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili ve davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1. Davacı kadın vekili; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, erkek yararına hükmedilen tazminatlar, tazminat taleplerinin reddi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2. Davalı erkek; Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kusur belirlemesi, maddî ve manevî tazminatların miktarı yönlerinden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Dava, boşanma davası olup, uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkek yararına tazminata hükmedilmesinin yasal koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarlarının dosya kapsamına, hakkaniyete, tarafların sosyal ve ekonomik durumlarına uygun olup olmadığı, kadının tazminat taleplerinin reddinin isabetli olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı ve 174 üncü, maddeleri; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci ile 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre davalı erkeğin tüm, davacı kadının aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.
2. Evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda, Mahkemece taraflara yüklenen ve gerçekleşen kusurlu davranışların yanında ayrıcı davalı erkeğin verdiği mehir sözünü tutmayarak güven sarstığı ve kadına ekonomik şiddet uyguladığı anlaşılmaktadır. O hâlde boşanmaya sebep olan olaylarda tarafların eşit kusurlu olduklarının kabulü gerekirken, yanılgılı değerlendirmelerle yazılı şekilde karar verilmesi doğru görülmemiştir.
3. Yukarıdaki (2.) nolu paragrafta açıklandığı üzere boşanmaya sebep olan olaylarda taraflar eşit kusurludur. Boşanmaya sebep olan olaylarda eşit kusurlu eş yararına maddî ve manevî tazminata karar verilemez. Erkek yararına 4721 sayılı Kanun'un 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrasında düzenlenen koşullar oluşmamıştır. O halde davalı erkeğin maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar vermek gerekirken, hatalı kusur belirlemesinin sonucu olarak yazılı şekilde hüküm kurulması doğru olmayıp, bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
1.Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının kusur belirlemesi ve erkek yararına hükmedilen maddî-manevî tazminatlar yönünden davacı kadın yararına BOZULMASINA,
2.Davalı erkeğin tüm, davacı kadının sair temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozma kapsamı dışında kalan temyize konu bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz eden davalıya yükletilmesine,
Peşin alınan harcın istek halinde yatıran davacıya geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
05.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...