Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2417 E. 2023/3532 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Karşılıklı boşanma davasında tarafların kusur oranlarının belirlenmesi, boşanmaya sebep olan olayların tespiti ve davalı kadının maddi-manevi tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin değerlendirilmesi uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, erkeğin açtığı boşanma davasının hukuki dayanağının hatalı belirlenmesi, taraflar arasındaki kusur belirlemesinin eksik yapılması, erkeğin fiili ayrılığa dayalı boşanma davasında önceki davanın kusur durumunun dikkate alınmaması ve tüm davaların birlikte değerlendirilerek nihai bir kusur belirlemesi yapılmaması, usuli kazanılmış haklar gözetilmeden karar verilmesi hatalı görülerek bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ :Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/307 E., 2022/855 K.

KARAR : Bozmaya uyularak hüküm kurma

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı bozma sonrası yapılan yargılama sonunda, Mahkemece erkeğin asıl davasının 4721 sayılı Türk medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 162 nci maddesi uyarınca, birleşen davasının aynı kanunun 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca, kadının birleşen boşanma davasının ise aynı kanunun 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın ferilerine karar verilmiştir.

Mahkeme kararı davalı-davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikler yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların hayat görüşlerinin birbirinden farklı olması nedeniyle defalarca tartıştıklarını, 1999 yılından beri ayrı yaşadıklarını, erkeğin 2008 yılında Fatih 3. Aile Mahkemesinin 2008/478 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını ancak etrafındaki baskılardan dolayı davayı takip edemediğini, erkeğin hastalığında ortak çocukların ve kadının erkek ile ilgilenmediğini, ... erkeğin ... 5. Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas sayılı dosyası ile boşanma davası açtığını, bu dava devam ederken kadının erkeğe hakaretler ettiğini, ... hareketleriyle erkeği çevresine karşı mahcup ettiğini, sürekli evden kovduğunu, kadının ve ortak çocukların maddi kaygılar ile hareket ettiklerini, bu evlilik birliğinin devam etmemesinde kusurun tamamen kadında olduğunu iddia ederek 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

2.... erkek vekili tarafından dairenin ikinci bozma kararından sonra ... 8. Aile Mahkemesi'nin 2020/274 Esas sayılı dosyası ile açılan boşanma dava dilekçesinde özetle; Taraflar arasında ... 5. Aile Mahkemesi'nin 2013/755 Esas sayılı dava dosyasında görülen boşanma davasının ret kararının kesinleşmesinden itibaren 3 yılı ... zaman geçtiğini ileri sürerek tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

1.Davalı-davacı kadın vekili cevap dilekçesinde; erkeğin ... 5. Aile Mahkemesinde açmış olduğu 2013/755 Esas, 2015/265 Karar sayılı davanın temyiz aşamasında olup kesinleşmediğini, ... 5. Aile Mahkemesi nezdinde açılan dava ile bu davanın aynı nedenlere dayandırıldığını, 2013 yılında açılan davada dinlenen tanıkların taraflar arsında geçimsizlik olmadığını beyan ettiğini, ... erkeğin bakıma muhtaç olacak düzeyde bir hastalığının bulunmadığını, tarafların yetmişli yıllarda İsviçre'ye gittiklerini ve her ikisinin birlikte çalıştığını 1986 yılında ...'a döndüklerini, davacı-erkeğin evlilik birliği içerisinde edinilen mal varlıklarını dilediği gibi sattığını, biriktirilen paraları harcadığını, ortak çocuklara ve kadına maddi konularda bilgi vermediğini beyan ederek davanın derdestlik nedeniyle reddine, esasa ait itirzaları neticesinde davanın reddine, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep etmiştir.

2. Davalı-davacı kadın vekili dairenin ilk bozma kararından sonra 29.04.2019 tarihinde açtığı birleşen dava dilekçesiyle; erkeğin evlilik birliği içinde sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, ortak konutu terk ettikten sonra adına kayıtlı taşınmazları satmaya başlayıp bakıcısı olan kadınla birlikte yaşamaya başladığını, erkeğin bu dönemde adına kayıtlı gayrimenkulleri satarak, ortak alınan mal varlığını kadından kaçırdığını belirterek asıl davanın reddine, birleşen davanın kabulü ile 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesi uyarınca tarafların boşanmalarına, kadın lehine 200.000,00 TL maddi, 200.000,00 TL manevi tazminat ile aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına hükmedilmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. MAHKEME KARARI

Mahkemece verilen 16.03.2016 tarihli ve 2015/405 Esas, 2016/190 Karar sayılı kararla; tarafların 1999 yılından beri ayrı yaşadıkları, o tarihten sonra tarafların bir araya gelmedikleri, ... 5. Aile Mahkemesi'nde açılan 2013/755 Esasına kayıtlı dosyanın henüz kesinleşmemiş olduğu, bu davadan sonra tarafların bir araya gelmediği ve yeni geçimsizlik nedenlerinin ortaya çıkmamış olması nedeniyle derdestlik yönünden erkeğin davasının usulden reddine karar verilmiştir.

IV. BOZMA VE BOZMADAN SONRAKİ YARGILAMA SÜRECİ

A. Bozma Kararı

1.Mahkeme kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili davanın reddi yönünden temyiz isteminde bulunmuştur.

2.Dairemizin 08.02.2018 tarihli ve 2016/10369 Esas, 2018/1592 Karar sayılı kararıyla; erkek tarafından ... 5. Aile Mahkemesi'nde açılmış olan ve derdestliğe esas alınan davanın tarafları ve sebebi aynı ise de, eldeki davada ileri sürülen vakıaların birbirinden farklı olduğu, bu sebeple derdest davadan bahsedilemeyeceği, delillerin toplanıp işin esası ile ilgili bir hüküm tesis edilmek üzere kararın bozulmasına karar verilmiştir.

B. İkinci Bozma Kararı

1. Bozmaya uyan Mahkemenin 02.05.2019 tarihli ve 2018/217 Esas, 2019/377 Karar sayılı kararıyla; taraflara tahkikatin bitirileceğinin hatırlatıldığı ve kadın tarafından tahkikati gerektiren başkaca delilinin olduğunun bildirilmediği, bu nedenle sözlü yargılama aşamasına geçildikten sonra kadın tarafından kararın verileceği tarihe yakın bir tarihte dava açılmasının iyi niyet kurallarıyla bağdaşmadığı, böylelikle kadının açmış olduğu birleşen dava ile asıl davanın tahkikatlerinin birlikte görülerek bitirilmesine ilişkin talebinin reddine, ... 5. Aile Mahkemesi'nin 2013/755 Esas ve 2015/265 Karar sayılı ilamı ile; erkek tarafından açılmış olan boşanma davasının gerekçesinde erkeğin davasını ispat edememiş olduğu ve erkeğin başka bir kadın ile birlikte yaşadığının belirtildiği, bu kararın kesinleşmiş olduğu ve mahkemeyi bağlayıcı hüküm ifade ettiği, bununla beraber tarafların ayrı yaşadıkları dönemde her ne kadar taraflar bir araya gelmemişlerse de dosyaya delil olarak sunulan ... 50. Asliye Ceza Mahkemesinin 2015/129 Esas, 2015/640 Karar sayılı dosyasında davalı-davacı kadın aleyhine mahkumiyet hükmü verilmiş olduğu, bu kararın 17.12.2015 tarihinde kesinleşmiş olduğu, bu nedenlerle tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı, dosyaya sunulan ve kesinleşen ... 50. Asliye Ceza Mahkemesi'nin kararında da kadının erkeğe karşı kusurlu davranışlarının tespit edildiği ve kararın kesinleştiği anlaşılığından tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı ve evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında tarafların kusurlarının eşit olduğundan bahisle asıl ve birleşen davanın kabulüyle 4721 sayılı Kanun'ın 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, tarafların eşit kusurlu olmaları nedeniyle kadının birleşen davada talep ettiği maddi ve manevi tazminat taleplerinin reddine, tarafların gelirlerinin birbirlerine yakın olması nedeniyle kadının yoksulluk nafakasına ilişkin talebinin reddine karar verilmiş, bu karara karşı davalı-davacı kadın tarafından her iki dava ve fer'îleri yönünden, ... erkek tarafından ise katılma yoluyla kusur belirlemesi, yönünden temyiz edilmiştir.

2. Dairemizin 28.01.2020 tarihli ve 2019/5477 Esas, 2020/446 Karar sayılı ilamıyla; mahkemece yapılan yargılama sonunda taraflara tahkikatin biritileceğinin hatırlatıldığı, kadın tarafından tahkikati gerektiren başkaca delili olduğu konusunda herhangi bir talep iletilmediği, sözlü yargılama aşamasına geçildiği, kadın tarafından kararın verileceği tarihe yakın 29.04.2019 tarihinde başka bir boşanma davası açılmış olmasının iyiniyet kuralları ile bağdaşmadığı, eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilen ve davalı kadın tarafından ... 11. Aile Mahkemesi'nin 2019/301 Esas sayılı dosyası ile açılan boşanma davasında davalı-davacı kadın tarafından tahtikatin birleşen dosya yönünden de yapılıp, öyle bitirilmesi talebinin, sözlü yargılama günü verildikten sonra yeniden tahkikat yapılmasının usule uygun olmadığı değerlendirilerek yazılı şekilde karar verilmiş ise de; bu yöndeki mahkeme gerekçesinden kadının birleşen boşanma davası yönünden tahkikatin yapılmadığının anlaşıldığı, mahkemece kadın tarafından daha sonradan açılan birleşen boşanma davasındaki dava dilekçesinin eldeki davanın karar duruşmasında davacı erkek vekiline elden tebliğ edilmişse de; birleşen dava ile ilgili olarak taraflara iddia ve savunma imkanı tanınmadığı gibi davalı-davacı kadına da ispat hakkının da kullandırılmamış olduğu, mahkemece öncelikle kadının birleşen boşanma davasına yönelik olarak dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanması, ardından ön inceleme duruşmasına tarafların usulünce davet edilmesinden sonra tahkikate geçilmesi, tarafların delil göstermeleri halinde bu delillerin toplanmasından sonra gerçekleşecek sonuca göre bir karar verilmek üzere hüküm kurulması gerekirken hukuki dinlenilme hakkını ihlal edecek şekilde karar verilmesinin hatalı olduğundan bahisle kararın bozulmasına, bozma sebebine göre tarafların sair temyiz itirazlarının incelenmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

C. Mahkemece Bozmaya Uyularak Verilen Karar

Mahkemenin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararıyla; asıl dava yönünden davalı-davacı kadının eşine karşı sürekli hakaret edici, aşağılayıcı sözler sarf ettiği, pek kötü fena muamele ve onur kırıcı davranışlarda bulunduğu, her ne kadar ... 5. Aile Mahkemesi'nin kararıyla dava reddedilmişse de bu davanın konusunun farklı olması ve kusurlu hareketin de sabit olması nedeniyle erkeğin asıl davasının 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, erkeğin birleşen boşanma davası yönünden ... 5. Aile Mahkemesi'nin 2013/755 Esas, 2015/265 Karar sayılı kararıyla boşanma davasının reddine karar verildiği ve boşanma davasının kesinleşmesinden itibaren tarafların 3 yılı ... süre ile bir araya gelmediği, evlilik birliğinin yeniden kurulmadığı gerekçesiyle erkeğin birleşen davasının 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası uyarınca kabulüyle tarafların boşanmalarına, kadının birleşen davası yönünden yapılan değerlendirmede tarafların 10 yıldan fazla süredir ayrı yaşadıkları, ve tarafların bir araya gelmedikleri, boşanma kararı kesinleşinceye kadar eşlerin sadakat yükümlülüğünün devam ettiği ancak davalı-davacı erkeğin halen başka bir kadınla beraber yaşadığı ve sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiği gerekçesiyle kadının birleşen davasının kabulüyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda erkeğin ağır kusurlu olduğundan bahisle ve yasal koşulları oluştuğu gerekçesiyle kadın yararına 100.000,00 TL maddi tazminat ile, 20.000,00 TL manevi tazminat ödenmesine, kadının hem İsviçre'den hem de Türkiye'den emekli olması nedeniyle yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuran

Mahkemenin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı-davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı-davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde; pek kötü muamele ve onur kırıcı davranış şeklinde bir kusurun gerçekleşmediğini, erkeğin davasının kabulünün hatalı olduğunu, erkeğin evş terk ederek başka bir kadın ile beraber yaşadığının erkek tarafından açılarak reddedilen ... 5. Aile Mahkemesi dosyası ile sabit olduğunu, boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğunu, hükmedilen tazminat miktarlarının az olduğunu, erkeğin mal varlığının fazla olduğunu ve mal kaçırma gayesi ile hareket ettiğini, kadının İsviçre'den emekli olmadığını, boşanma ile yoksulluğa düşeceğini ileri sürerek kararın erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca açtığı davanın kabulü, kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, taraflarca karşılıklı olarak açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak nitelikte davalı-davacı kadından kaynaklı geçimsizlik olup olmadığı, erkeğin 4721 sayılı Kanun'un 162 nci maddesi uyarınca asıl davasının kabulünün doğru olup olmadığı, kadın yararına hükmedilen tazminat miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmiş olmasının yerinde olup olmadığı noktasında toplanmaktadır

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 162 nci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun geçici 3 üncü maddesinin ikinci fıkrası atfıyla uygulanmasına devam olunan mülga 1086 sayılı Hukuk Usulü Muhakemeleri Kanunu'nun (1086 sayılı Kanun) 428 inci maddesi ile 439 uncu maddesinin ikinci fıkrası. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Taraflar arasında görülen boşanma davasının yapılan yargılaması neticesinde ... 7. Aile Mahkemesince kurulan 16.03.2016 tarihli ilk hükümle; tarafların arasında ... 5. Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas numaralı boşanma davasının henüz kesinleşmemiş olması nedeniyle derdestlik yönünden davanın usulden reddine karar verilmiş, kararın erkek vekili tarafından temyiz edilmesi üzerine Dairemizin 08.02.2018 tarihli ve 2016/10369 Esas, 2018/1592 Karar sayılı ilamı ile, erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasının derdestlik nedeniyle usulden reddine karar verilmiş ise de Mahkemece derdestliğe esas alınan dava ile eldeki davanın tarafları ve sebebinin aynı olduğu ancak davalarda ileri sürülen vakıaların birbirinden farklı olduğu gerekçesiyle davalar arasında derdestlikten bahsedilemeyeceği belirtilerek hükmün bozulmasına karar verilmiştir. O halde bozma ilamında erkek tarafından açılan davanın 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında düzenlenen evlilik birliğinin temelinde sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davası olduğu belirlendiği halde Mahkemece kurulan son hükümde erkek tarafından açılan asıl davanın 4721 sayılı Kanun 162 nci maddesine dayalı olduğunun kabulü ile yazılı şekilde hüküm kurulması hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

2.... erkek tarafından evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak ... 7. Aile Mahkemesinin 2020/307 Esas sayılı dosyasına kayden açılan davanın yargılaması devam ederken davalı-davacı kadın tarafından ... 11. Aile Mahkemesinin 2019/301 Esas sayılı dosyası ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış, bu iki davanın birleştirilerek yapılan yargılaması devam ederken ise ... erkek tarafından ... 8. Aile Mahkemesi'nin 2020/274 Esas sayılı dosyasına kayden fiili ayrılık nedenine dayalı olarak boşanma davası açılmış bu davanın da eldeki dava dosyası ile birleştirilmesine karar verilmiştir. Mahkemece, erkeğin asıl boşanma davası ile kadının birleşen boşanma davasında ayrı ayrı kusur belirlemesi yapılmış, erkeğin fiili ayrılık hukuki nedenine dayalı olarak açılan boşanma davasında ise bu davaya dayanak yapılan ... 5. Aile Mahkemesinin 2013/755 Esas sayılı dosyasındaki kusur belirlemesine ilişkin herhangi bir değerlendirme yapılmamıştır. O halde Mahkemece tarafların asıl ve birleşen davalarında usuli kazanılmış haklar da gözetilmek suretiyle kusur belirlemesi yapılarak ve erkeğin birleşen davasına dayanak davasındaki kesinleşen kusur durumu da dikkate alınarak tüm davaların birlikte değerlendirilmesiyle kusurun harmanlaması sonucu nihai kusurun belirlenmesi gerekmektedir. Nihai kusur belirlemesi akabinde her bir davanın hangi hukuki sebebe göre kabul veya reddedildiği hükümde belirtilerek kadının birleşen boşanma davası ile erkeğin birleşen boşanma davasında boşanmaya yönelik verilen hükmün temyiz edilmemesi suretiyle, boşanmanın kesinleştiği hususu da dikkate alınarak, karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmiş olması doğru görülmemiş ve bozmayı gerektirmiştir.

V. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Mahkeme kararının BOZULMASINA, bozma sebebine göre kadının kusur belirlemesi, tazminatların miktarı ve yoksulluk nafakası talebinin reddi yönündeki sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın Mahkemesine gönderilmesine,

Kararın tebliğinden itibaren 15 gün içinde karar düzeltme yolu açık olmak üzere,

21.06.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.