"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1848 E., 2022/2687 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2021/12 E., 2022/37 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davalı erkek tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava, vekili ise cevaba cevap dilekçesinde; davalının, davacı ve çocuklara hakaret edip tehdit ettiğini ve fiziki şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, on yedi yıldır birlikteliklerinin olmadığını, davalının sadakat yükümlülüğünü ihlal ettiğini, evden kovduğunu, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin davacıya verilmesine, çocuk lehine 750,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davacı lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının iddialarını kabul etmediğini, davacının ailesinin evlilik birliğine müdahale ettiğini, sabıkası olan yeğeninin adresi olarak ortak konutu gösterdiğini, bu nedenle eve polis baskını yapıldığını ve mağdur olduklarını, davacının, akrabalarının evde uzun süre kalmalarına izin verdiğini ve huzursuzluğa sebebiyet verdiğini, davacının kendisinin evi terk ettiğini beyanla davanın ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 19.03.2019 tarih ve 2018/989 Esas, 2019/231 Karar sayılı kararı ile; davacının dava dilekçesinde, davalı aleyhine kusur olarak ileri sürdüğü vakıaların ispatına yönelik delillerini bildirmediğinden davacıya delillerini bildirmesi için ayrıca süre verilmediği, davacı tarafından ise davanın ispat edilemediği gerekçesi ile davanın reddine, dava tarihinden itibaren davacı lehine aylık 400,00 TL, ortak çocuk Doğukan lehine aylık 350,00 TL tedbir nafakasına karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın tarafından,
davanın reddi, kusur belirlemesi, nafaka ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 24.11.2021 tarih ve 2019/1207 Esas, 2021/2030 Karar sayılı kararı ile; davalının cevap dilekçesinin, davacıya tebliğine ilişkin tebligat işleminin, beyanda bulunanın isminin belirtilmemesi sebebiyle usulsüz olduğu, bu sebeple dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşamasının tamamlanmadığı, dilekçelerin karşılıklı verilmesi aşaması tamamlanmadan işin esası hakkında karar verilmesinin davacının hukuki dinlenilme hakkının ihlali niteliğinde olduğu gerekçesi ile, İlk Derece Mahkemesi kararının tamamen kaldırılmasına, usulüne uygun şekilde yargılama yapılması için doyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının eşine sürekli küfür ve hakaretlerde bulunduğu, davacı ve çocuklara fiziki şiddet uyguladığı, eşini tehdit ettiği, eşinden ayrı yattığı, sosyal medyada kadınlarla yazışmak suretiyle güven sarsıcı davranışta bulunduğu, 02.08.2018 tarihinde davacı eşini ortak konuttan kovarak ayrılığa neden olduğu, davacının ise eşinin bilgisi dışında uyuşturucudan aranan yeğeninin adresi olarak ortak konutu nüfusta gösterdiği, akrabalarının uzun süreli olarak ortak konutta kalmasına neden olduğu, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına davacının az, davalının ağır kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 400,00 TL olarak hükmedilen tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren aylık 1.000,00 TL'ye çıkarılmasına, hükmün kesinleşmesinden sonra yoksulluk nafakası olarak devamına, ortak çocuk ergin olduğundan velâyeti konusunda karar verilmesine yer olmadığına, davacı lehine yasal faiziyle birlikte 35.000,00 TL maddî ve 30.000,00 TL manevî tazminata, fazlaya ilişkin talebin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davalı erkek, davacının cevaba cevap dilekçesini kabul etmediğini, davacının kendi ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve geçimsizliğe sebep olduğunu, davacının kusurlu olduğunu, ortak çocukların kendisine husumeti nedeniyle tanık olarak dinlenmesinin hatalı olduğunu, nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu ve ödeme gücünün bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, davalının gerçekleşen kusurlu davranışları sebebiyle, davacı bakımından evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının sabit olduğu, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemleri kendiliğinden alınmasının zorunda olduğu, davacı ve ergin olmayan ortak çocuk lehine tedbir nafakasına karar verilmesinde ve nafakaların miktarında, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davacı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinde ve nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davacı lehine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davacı lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davalı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek, ilk Mahkeme kararını istinaf eden davacının, davaya cevap dilekçesinden haberdar olduğunu ve sonradan verdiği cevaba cevap dilekçesinin usulsüz olduğu ve kabul etmediğini, davacının kendi ailesinin evliliğe müdahale ettiğini ve geçimsizliğe sebep olduğunu, ortak çocukların davacı ile yaşadıklarından yanlı beyanda bulunduklarını, davacının kusurlu olduğunu, nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu ve ödeme gücünün bulunmadığını, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte davalı erkekten kaynaklanan bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davacının cevaba cevap dilekçesinin süresinde verilip verilmediği, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.