Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2420 E. 2023/5263 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında erkeğin ıslah dilekçesiyle ileri sürdüğü kadının güven sarsıcı davranışları vakıasının mahkemece değerlendirilmemesi nedeniyle eksik inceleme yapılıp yapılmadığı uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Erkeğin, zina sebebine dayalı boşanma talebi bulunmadığı, ıslah dilekçesiyle kadının güven sarsıcı davranışları vakıasını da ileri sürdüğü, mahkemenin ise bu hususta bir değerlendirme yapmadığı gözetilerek eksik inceleme ile hüküm kurulduğu gerekçesiyle karar bozulmuştur.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1397 E., 2022/2650 K.

KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... Batı 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/23 E., 2021/419 K.

Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma ve ziynet alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince boşanma davalarının kabulü ile boşanma ve fer'ilerine karar verilmiş, ziynet alacağı davasının ise reddine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince boşanma ve fer'ileri yönünden tarafların başvurusunun esastan reddine, ... erkek tarafından ziynet alacağı davası istinaf edilmediğinden, katılma yolu ile ziynet alacağı davasının istinaf edilemeyeceği gerekçesi ile davalı-davacı kadının ziynet alacağı davası yönünden katılma yoluyla yapmış olduğu istinaf başvurusunun reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı ... erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1.... erkek vekili dava ile cevaba ve karşı davaya cevap ve ıslah dilekçesinde; kadının ev hanımı olarak evin temizliği, günlük yemeği, düzeni gibi hususlarda özen göstermediğini, müvekkilinin yakın mesafedeki annesinde kahvaltı yapmak ve akşam yemeğini annesinde yemek zorunda kaldığını, ev işlerinden kaçındığını ve yükümlülüklerini süreklilik arz edecek şekilde ihlal ettiğini, akşamları sürekli telefon ile oyun oynayıp salonda tek başına uyuduğunu, gündüzleri ise sürekli mahalle bakkalının hanımı ile bakkaliye içerisinde vakit geçirdiğini, konuşmalarında sürekli para konusunu gündeme getirdiğini, istediklerini yapamadığından, daha iyi şartlarda yaşamak istediğinden, mevcut evlerini satıp daha lüks ve geniş bir ev almaktan bahsettiğini, kadının evini ve müvekkilini benimsemediğini, ortak çocuk ve eşi ile ilgilenmediğini, çocuğa psikolojik şiddet uyguladığını, müvekkilinin ailesine gerekli özen ve saygıyı göstermediğini, görüşme taleplerini reddettiğini, müvekkilini, üçüncü kişilerin de yanında rencide ettiğini, kadının 17 Aralık 2019 tarihinde ortak konutu terk ettiğini ve bu tarihten itibaren tarafların ayrı yaşadığını, kadının iddialarının gerçek olmadığını ve kabul etmediklerini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata, kadının karşı davasının ve taleplerinin reddine karar verilmesini talep ve dava etmiş, ıslah dilekçesi ile kadının, dava tarihinden önce başka erkeklerle telefonundan mesajlaştığını, görüştüğünü, sohbet ettiğini öğrendiklerini, bu hususun dinletilen tanık beyanı ile de sabit olduğunu, kadının dava dilekçesinde belirttikleri kusurları yanında güven sarsıcı davranış içerisinde bulunduğunu beyanla, ıslah talebinin kabulü ile 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 161 inci ve 166 ncı maddesindeki güven sarsıcı davranışları nedeniyle de evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, 50.000,00 TL maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-davacı kadın vekili davaya cevap ile karşı dava ve cevaba cevap dilekçesinde; erkeğin iddilarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, erkeğin müvekkiline karşı ilgisiz olduğunu, birlikte zaman gerçirmediğini, sohbet etmediğini, müvekkilinin istek arzularını yerine getirmekten kaçındığını, müvekkilinin kiloları ile alay ettiğini ve aşağıladığını, ne kadar maaş aldığını dahi müvekkiline söylemediğini ve ekonomik şiddet uyguladığını, ortak çocuğa karşı sorumsuzca davrandığını, erkeğin annesinin müvekkilinin yapmış olduğu işlere karıştığını, beğenmediğini, sürekli kendi ailesiyle zaman geçirdiğini, ailesinin etkisi altında kaldığını, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebiyle davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuk lehine 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 150.000,00 TL manevî tazminata, ziynet eşyalarının fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla şimdilik 1.000,00 TL sinin dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte tahsiline, erkeğin davasının reddine karar verilmesini talep ve dava etmiş, erkeğin davayı ıslahına cevap dilekçesinde ise, erkeğin iddialarının gerçeği yansıtmadığını ve kabul etmediklerini beyan etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadının, evde üzerine düşen sorumlulukları yerine getirmediği, temizlik, yemek, ütü yapmadığı, ortak çocukla ilgilenmediği, lüks bir yaşam istediği, sürekli telefon ile oyun oynadığı, erkeğin ise eşine karşı ilgisiz davrandığı, eşinin kiloları ile dalga geçtiği, eşine aylık kazancını söylemediği, çocuğu da alarak sürekli annesinin evine gittiği, yatmadan yatmaya eve geldiği, annesinin evliliklerine müdahale ettiği, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne, 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, çocuk lehine aylık 350,00 TL tedbir, aylık 400,00 TL iştirak nafakasına, kadın lehine aylık 350,00 TL tedbir, aylık 400,00 TL yoksulluk nafakasına, tarafların maddî ve manevî tazminat talepleri ile kadının ziynet alacağı davasının reddine, erkeğin zina sebebine dayalı davası ispatlanamadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.... erkek vekili, ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde belirttikleri kadının kusurlu davranışlarına ilaveten güven sarsıcı davranışları ile evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini beyan ettiklerini, zina sebebine dayalı bir davalarının ve taleplerinin bulunmadığını, sırf madde numarasından hareketle ıslah taleplerinin hatalı değerlendirilerek talep ve dava dışında kanuna aykırı karar verildiğini, ancak kadının diğer kusurlu davranışları yanında güven sarsıcı davranışının da ispatlandığını ve kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini ve ispatlanamadığını, aksi halde dahi tanıkların çok eski tarihli vakıaları beyan ettiklerini ve evlilik birliği devam ettiği için af kapsamında olduğunu, kadının ortak çocukla ilgilenmediği kusuru kadına yüklenmesine rağmen velâyetin kadına verilmesinin yanlış olduğunu, velâyet düzenlemesini kabul etmediklerini, kadının ispatlanan kusurlu davranışları nedeniyle müvekkili lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının olduğunu ve taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarları, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı-davacı kadın vekili katılma yoluyla ile, erkeğin tam kusurlu olduğunu, ziynet alacağı davası yönünden verilen ara kararın yanılgıya sebebiyet verdiğinden yerine getirilemediğini, bu nedenle davanın reddine karar verilmesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla;kusur belirlemesi ve ziynet alacağı davasının reddi yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanma ve ziynet alacağı davalarının ayrı birer dava olduğu, erkeğin İlk Derece Mahkemesi kararına karşı kadının ziynet alacağı davası yönünden istinaf talebinin olmadığı, kadının ise katılma yolu ile istinaf talebinde bulunduğu, buna göre erkeğin ziynet alacağı davasına yönelik istinaf istemi bulunmadığından kadının ziynet alacağı davasına yönelik katılma yoluyla istinaf talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davaların esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, tarafların boşanmalarına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, ortak çocuğun yaşı, anne ilgi ve sevgisine ihtiyacının olması, velâyet hususundaki beyanları, fiili durum, dosya içerisindeki denetime elverişli sosyal inceleme raporu dikkate alındığında, çocuğun üstün yararına uygun olduğu anlaşılan velâyete dair yapılan düzenlemede, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda tarafların eşit derecede kusurlu oldukları, kanuni koşulların erkek lehine oluşmadığı anlaşıldığından maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesinde, herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı, anlaşıldığından, kararın usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin boşanma davaları ve fer'ilerine yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince ayrı ayrı esastan reddine, kadın vekilinin katılma yoluyla ziynet alacağı davasına yönelik istinaf talebinin reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde ... erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

... erkek vekili, ıslah dilekçesi ile dava dilekçesinde belirttikleri kadının kusurlu davranışlarına ilaveten güven sarsıcı davranışları ile evlilik birliğini çekilmez hale getirdiğini beyan ettiklerini, zina sebebine dayalı bir davalarının ve taleplerinin bulunmadığını, sırf madde numarasından hareketle ıslah taleplerinin hatalı değerlendirilerek talep ve dava dışında kanuna aykırı karar verildiğini, ancak kadının diğer kusurlu davranışları yanında güven sarsıcı davranışının da ispatlandığını ve kadının tam kusurlu olduğunu, müvekkiline yüklenen kusurların gerçekleşmediğini ve ispatlanamadığını, aksi halde dahi tanıkların çok eski tarihli vakıaları beyan ettiklerini ve evlilik birliği devam ettiği için af kapsamında olduğunu, kadının ortak çocukla ilgilenmediği kusuru kadına yüklenmesine rağmen velâyetin kadına verilmesinin yanlış olduğunu, velâyet düzenlemesini kabul etmediklerini, kadının ispatlanan kusurlu davranışları nedeniyle müvekkili lehine maddî ve manevî tazminat koşullarının olduğunu ve taleplerinin kabul edilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kadının karşı davasının kabulü, kusur belirlemesi, velâyet düzenlemesi, ortak çocuk lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası ve miktarları, erkeğin reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, asıl boşanma davasında erkeğin ıslah dilekçesi ile yeni vakıa ileri sürülüp sürülmediği, zina sebebine dayalı boşanma talebi bulunup bulunmadığı, erkeğe yüklenen kusurların af kapsamında kalıp kalmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadının karşı davasının kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, velâyet düzenlemesinin yerinde olup olmadığı, ortak çocuk lehine tedbir ve iştirak nafakası ile kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı, erkeğin reddedilen maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 6 ncı maddesi, 161 inci maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi, 182 nci maddesi, 327 inci, 328 inci ve 330 uncu maddesi, 336 ncı maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 176 ncı, 177 nci, 180 inci ve 181 inci maddesi, 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrasında, evlilik birliği, ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsılmış olursa, eşlerin her birinin boşanma davası açabileceği hükme bağlanmıştır.

2.6100 sayılı Kanun'un 176 ncı maddesinde, taraflardan her birinin, yapmış olduğu usul işlemlerini kısmen veya tamamen ıslah edebileceği, Kanun'un 177 nci maddesinde ıslahın tahkikatın sona ermesine kadar yapılabileceği, yine aynı Kanun'un 180 inci maddesinde davanın tamamen, 181 inci maddesinde ise, davanın kısmen ıslah edilebileceği düzenlenmiştir.

3.Açıklanan düzenlemelere göre; Mahkemece, boşanmaya karar verilebilmesi için davalının az da olsa kusurunun belirlenmesi kaçınılmazdır. Yine taraflardan her biri, açmış oldukları boşanma davalarını tamamen veya kısmen ıslah edebilecek ve yeni vakıa ileri sürebilecektir.

4.Somut Uyuşmazlıkta; taraflar, şiddetli geçimsizlik sebebiyle evliklik birliğinin temelinden sarsıldığı gerekçesi ile karşılıklı boşanma davası açmış, erkeğin tahkikat aşamasında verdiği ıslah dilekçesi ile kadının, açtıkları boşanma davası öncesi güven sarsıcı davranışları olduğunun öğrenildiğini, dava dilekçesinde belirtilen kusurlu davranışları ile birlikte kadının güven sarsıcı davranışları nedeniyle 4721 sayılı Kanunun 161 inci ve 166 ıncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir. Mahkemece, erkeğin zina sebebine dayalı davasının ispatlanamadığı gerekçesi ile reddine, tarafların eşit kusurlu davranışları nedeniyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığının anlaşıldığı gerekçesi ile asıl ve karşı davanın kabulüne karar verilmişir. Mahkemece, erkeğin evlilik birliğinin temelinden sasılması sebebine dayalı boşanma davasında, "güven sarsıcı davranış" vakıası yönünden bir değerlendirme yapılmadığı görülmektedir. Oysa erkek tarafından ıslah dilekçesi ile, kadının zinasına dayalı ayrı bir boşanma talebinde bulunulduğu gibi, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açtığı boşanma davasında da kadın yönünden güven sarsıcı davranış vakıasını da ileri sürdüğü, diğer bir ifade ile kadına güven sarsıcı davranış kusurunu atfettiği anlaşılmaktadır. Bu hale göre, evlilik birliğinin temelinden sarsılması sebebi ile açtığı boşanma davasında, erkeğin ıslah dilekçesi ile ileri sürdüğü "güven sarsıcı davranış" vakıası yönünden bir değerlendirme yapılmadan eksik inceleme ile hüküm kurulması doğru görülmemiş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.... erkek vekilinin temyiz itirazlarının kabulü ile temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının KALDIRILMASINA,

2.İlk Derece Mahkemesi kararının BOZULMASINA,

3.Bozma sebebine göre, yeniden hüküm kurulması gerekli hale geldiğinden sair temyiz itirazlarının şimdilik incelenmesine yer olmadığına,

Peşin alınan temyiz karar harcının temyiz eden ... erkeğe iadesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesi Hukuk Dairesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.