"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 1. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2022/1382 E., 2022/2641 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yerköy Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2021/143 E., 2022/101 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir. Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne karar verilmiştir. Kararın davalı kadın tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak dosyanın Mahkemesine ikinci kez gönderilmesine karar verilmiştir.
Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda, İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava dilekçesinde; tarafların 1987 yılında evlendiklerini, bu evliliklerinden ergin iki çocuklarının olduğunu, tarafların 2000 yılından itibaren ayrı yaşadıklarını, taraflar arasındaki ... 11. Aile Mahkemesinin 2006/133 Esas, 2006/1041 Karar sayılı boşanma dava dosyası ve ... 8. Aile Mahkemesinin 2010/954 Esas, 2010/1562 Karar sayılı boşanma dava dosyasının reddedildiğini ve kesinleştiğini, üç yıl içerisinde ortak hayatın tekrar kurulamadığını, fiili ayrılık nedeniyle kanuni şartların oluştuğunu beyanla tarafların boşanmalarına karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın cevap dilekçesinde; davacının evlilik hayatı boyunca kendisini darp ettiğini, hakaret ve işkence ettiğini, aşırı alkol aldığını, yıllarca çocuklarına tek başına baktığını, kendisine herhangi bir yardımda bulunmadığını, maddî ve manevî olarak yıprattığını, davacının evi terk ettiğini ve 2000 yılından beri ayrı yaşadıklarını beyanla, davanın reddine karar verilmesini, boşanmaya karar verilmesi halinde lehine 1.000,00 TLyoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 28.09.2027 tarih ve 2016/1097 Esas, 2017/676 Karar sayılı kararı ile; davacının alkol problemleri olduğu, eşini aldattığı ve evlilik birliği sorumluluklarını yerine getirmediğinin anlaşıldığı, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda davacının kusurlu olduğu ve kusurlu tarafın dava hakkı bulunmadığı gerekçesi ile davanın reddine karar verilmiştir.
B. Bölge Adliye Mahkemesinin Birinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili, fiili ayrılık nedeniyle kanuni şartların oluştuğunu ve davanın kabulüne karar verilmesi gerektiğini beyanla; davanın reddi ve kusur belirlemesi yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 22.04.2019 tarih ve 2017/2477 Esas, 2019/727 Karar sayılı kararı ile; dilekçeler aşaması tamamlanmadan işin esası hakkında karar verilemeyeceği gibi fiili ayrılık nedeniyle kanuni şartların oluşmasının boşanma kararı verilmesi için yeterli olduğu, kusur belirlemesinin ise boşanmanın fer'îleri yönünden önemli olduğu hususunun düşünülmemesinin doğru olmadığı gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına, açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
C. İlk Derece Mahkemesinin İkinci Kararı
İlk Derece Mahkemesinin 17.09.2020 tarih ve 2019/217 Esas, 2029/219 Karar sayılı kararı ile; davacı tarafından açılarak reddedilen davanın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıllık sürenin geçtiği, tarafların ortak hayatı tekrar kuramadığı, fiili ayrılık sebebi ile boşanma için kanuni şartların oluştuğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, daha önce davalı lehine ... 5. Asliye Hukuk Mahkemesi tarafından nafaka bağlandığından bu hususta karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.
D. Bölge Adliye Mahkemesinin İkinci Gönderme Kararı
1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın, kararın usul ve kanuna aykırı olduğunu beyanla; hüküm tamamı yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
2. Bölge Adliye Mahkemesinin 25.03.2021 tarih ve 2020/1084 Esas, 2021/609 Karar sayılı kararı ile; tarafların kusur durumunun belirlenmediği ve davalının cevap dilekçesinde talep ettiği boşanmanın fer'îsi niteliğindeki talepleri hakkında hüküm kurulmadığı gibi, davalı lehine tedbir nafakasına hükmedilmesi gerektiğinin düşünülmemesinin doğru görülmediği gerekçesi ile istinaf başvurusunun kabulü ile Mahkeme kararının tamamının kaldırılmasına, açıklanan şekilde yeniden yargılama yapılmak üzere dosyanın Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.
E.İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, davacı tarafından açılarak reddedilen davanın kesinleşme tarihinden itibaren üç yıllık sürenin geçtiği, tarafların ortak hayatı tekrar kuramadığı, fiili ayrılık sebebi ile boşanma için kanuni şartların oluştuğu, davacının alkol problemi olduğu, davalıya karşı fiziki şiddet eylemlerinde bulunduğu, evlilik birliği içinde eşinin ve özellikle çocuklarının geçim ve bakımı ile ilgilemediği, ortak haneye başka kadınlarla gelerek sadakat yükümlülüğüne uymadığı ve davalı kadını uzun yıllar boyunca çocuklarının bakımı ve yetiştirilmesi hususunda tek başına bıraktığı ve bu konuda hiçbir emek sarf etmediği, boşanmaya sebbeiyet veren olaylarda davacının kusurlu olduğu gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davalı lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 75.000,00 TL maddî, 75.000,00 TL manevî tazminata, yoksulluk nafakasının her yıl ÜFE oranında artırılmasına, infazda tereddüt yaşanmaması için varsa davacıdan tahsil edilen nafakanın mahsubuna karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı erkek vekili, müvekkilinin emekli maaşından başka bir gelirinin ve malvarlığını bulunmadığını, davalını sigortalı çalıştığını, davalı lehine nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, nafakanın talep bulunmadığı halde ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin toplanıp değerlendirildiği, usuli işlemlerin kanununa uygun olarak yerine getirildiği, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, bu itibarla, tarafların boşanmaya sebep olan olaylarda kusur durumlarına ilişkin yapılan değerlendirmede, boşanma davasının kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmesinde, boşanma veya ayrılık davası açılınca geçici önlemleri kendiliğinden alınmasının zorunda olduğu, davalı lehine tedbir nafakasına karar verilmesinde ve nafakaların miktarında, kendisini yoksulluktan kurtaracak miktarda bir geliri ve malvarlığı bulunmayan, boşanma yüzünden yoksulluğa düşeceği anlaşılan ve boşanmaya neden olan olaylarda ağır kusurlu olmayan davalı lehine yoksulluk nafakasına karar verilmesinde ve nafakanın miktarında, boşanmaya sebep olan olaylarda daha ziyade veya eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, mevcut veya beklenen menfaatleri boşanma yüzünden zedelenen, en azından eşinin maddî desteğini yitiren davalı lehine tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve beklenen menfaatlerin kapsamı birlikte değerlendirildiğinde, maddî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda ağır ya da eşit kusurlu olmadığı anlaşılan, bu olaylar nedeniyle kişilik hakları saldırıya uğrayan davalı lehine, tarafların boşanmaya neden olan olaylardaki kusur dereceleri, tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, paranın alım gücü ve tazminata esas olan fiilin ağırlığı ile hakkaniyet kuralları birlikte değerlendirildiğinde, manevî tazminat takdir edilmesinde ve takdir edilen tazminatın miktarında herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı gerekçesi ile davacı erkeğin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı erkek vekili, müvekkilinin emekli maaşından başka bir gelirinin ve malvarlığını bulunmadığını, davalını sigortalı çalıştığını, davalı lehine nafaka ve tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, nafakanın talep bulunmadığı halde ÜFE oranında artırılmasına karar verildiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, davalı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin dördüncü fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.
3. Değerlendirme
1.Bölge Adliye Mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması, 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, İlk Derece Mahkemesince karar verilen "varsa infazda tereddüt yaşanmaması açısından davacıdan tahsil edilen nafakanın mahsubuna" ilişkin hükmünün, taraflar arasında daha önce görülerek karar verilen tedbir nafakasını da kapsadığı anlaşıldığından usul ve kanuna uygun olup davacı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeple;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.