Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2443 E. 2023/5266 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında kusur belirlemesi, maddi tazminat şartlarının oluşup oluşmadığı, miktarının uygunluğu ve vekâlet ücretine hükmedilmesi gerektiği hususlarında ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların iddia ve savunmaları, deliller, uygulanması gereken hukuk kuralları, hukuki ilişkinin nitelendirilmesi, dava şartları, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre, usul ve yasaya uygunluk gözetilerek, Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1432 E., 2023/50 K.

KARAR : İstinaf başvurularının kısmen kabulü ile yeniden hüküm tesisi

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 8. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2020/317 E., 2021/312 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvuruların kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm tesis edilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde; davalının eve bakmadığını, müvekkilinin kendi çabalarıyla apartman daireleri temizleyerek evinin geçimini sağladığını, davalının alkol kullandığını, müvekkiline fiziki ve psikolojik şiddet uyguladığını, hakaret ve küfür ettiğini, ölümle tehdit ettiğini, eve gelmemeye başlamadığını ve Ağustos 2017 yılında evi terk ettiğini, evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, müvekkili lehine 1.000,00 TL yoksulluk nafakası ile 100.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı ekek vekili cevap dilekçesinde; davacının iddia ve taleplerini kabul etmediklerini, davacının hastalığını gizlediğini, müvekkiline karşı "Allah belanı versin, el gibi eve bakamıyorsun, bana az para veriyorsun, ben anneme de bakmak zorundayım, defol git bu evden" şeklinde söylerek ortak evden kovduğunu, davacının kız kardeşinin müvekkilini iteklediğini, erkek kardeşinin müvekkilini tehdit ettiğini beyanla, tarafların boşanmalarına, davacının diğer taleplerinin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalının, eve bakmadığı, evin ihtiyaçlarını gidermediği, davacıya karşı "seni istemiyorum, sevmiyorum, git" şeklinde söyleyerek sevgisizliğini ortaya koyduğu, boşanmaya sebep olan olaylarda davalının tam kusurlu olduğu, tarafların ekonomik durum araştırmasına göre geliri bulunmayan davacının boşanma ile yoksulluğa düşeceği, evlilikten mevcut ve beklenen menfaatinin zedeleneceği, boşanmaya sebep olan olaylar nedeni ile kişilik haklarının ihlal edildiği, buna göre tarafların ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, kişilik haklarına yapılan saldırı ile ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaat, evlilikte geçen süre dikkate alınarak davacının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat taleplerinin kısmen kabulüne karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, davacı lehine aylık 750,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 15.000,00 TL maddî ve 15.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı kadın vekili, müvekkili lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının az olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davacı lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

2.Davalı erkek vekili, delil olarak bildirdikleri soruşturma dosyasının dosyaya getirtilmeden eksik inceleme ile karar verildiğini, davacı tanıklarının yakınları olduğu ve yanlı beyanda bulunduklarını, tanıklarının beyanlarının ise değerlendirilmediğini, müvekkiline yüklenen kusurların geçekleşmediğini, davacı lehine tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarlarının fahiş olduğunu, lehlerine vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, davacı lehine hükmedilen tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî, manevî tazminat ve miktarları, vekâlet ücreti yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince davalıya yüklenen "seni istemiyorum, git diyerek sevgisizliğini ortaya koyduğu" şeklindeki vakıaya davacının dilekçeler aşamasında dayanmadığı ve davalıya kusur olarak yüklenemeyeceği, davacının 01.08.2017 tarihinde "defol git" şeklinde söyleyerek eşini evden kovduğunun anlaşıldığı, gerçekleşen bu durum karşısında evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına yol açan olaylarda davalının ağır, davacının ise daha az kusurlu olduğu, bu nedenle hüküm gerekçesinin düzeltilmesi gerektiği, boşanma yüzünden kadının mevcut veya beklenen menfaatlerinin zarar göreceği belirtilerek kadın yararına maddî tazminata hükmolunmasının isabetli olduğu, ancak tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, paranın alım gücü, ihlâl edilen mevcut ve beklenen menfaat dikkate alındığında davacı lehine takdir edilen maddî tazminat miktarının az olduğu, hakkaniyet ilkesi dikkate alınarak uygun mikatrada maddî tazminata hükmedilmesi gerektiği, davacınınn dosya içerisinde yer alan SGK hizmet dökümlerine göre 01.05.2020 tarihinde bir otelde çalışmaya başladığı, düzenli sayılabilecek nitelikte sigortalı çalışmasının bulunduğu ve yargılama sırasında 16.03.2021 tarihinde çalıştığı iş yerinden istifa ederek ayrıldığı, buna göre asgari ücret karşılığı çalışır iken kendi isteği ile çalıştığı iş yerinden istifa eden davacının yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesi gerektiği, davalının boşanmaya neden olan kusurunun davacının kişilik haklarına saldırı oluşturmadığı ve manevî tazminat talebinin reddine karar verilmesi gerektiği gerekçesi ile, davalının kusur belirlemesi, yoksulluk nafakası ve manevî tazminata yönelik istinaf talebinin kabulü ile hükmün kusur belirlemesine ilişkin gerekçesinin yukarıdaki şekilde düzeltilmesine, hükmün manevî tazminat ile yoksulluk nafakasına ilişkin kısmının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacının yoksulluk nafakası ve manevî tazminat talebinin reddine, davacının maddî tazminatın miktarına yönelik istinaf talebinin kabulü ile hükmün maddî tazminata ilişkin kısmının kaldırılmasına ve yeniden esas hakkında hüküm tesisine, davacının maddî tazminat talebinin kısmen kabulü ile 30.000,00 TL maddî tazminatın davalıdan alınarak davacıya verilmesine, fazlaya ilişkin talebinin reddine, taraf vekillerinin sair istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili, davacının müvekkilini evden kovması ve kardeşlerinin baskı nedeniyle evden ayrılmak zorunda kaldığını, kusurlu tarafın davacı olduğunu, davacı lehine maddî tazminat şartlarının oluşmadığını, miktarının fahiş olduğunu, müvekkili lehine vekâlet ücretine karar verilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî tazminat ve miktarı ile lehe vekâlet ücreti verilmemesi yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, kadın lehine maddî tazminat verilmesi şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, miktarının uygun olup olmadığı, davalı erkek lehine vekâlet ücretine hükmedilmesi gerekip gerekmediği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci fıkrası; 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 326 ncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddesi.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

08.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.