"İçtihat Metni"
...
MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2020/1444 E., 2022/1955 K.
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında karar
İLK DERECE MAHKEMESİ : Bakırköy 5. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/542 E., 2019/830 K.
Taraflar arasındaki davacı kadın tarafından açılan boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın davacı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince davacı kadın vekilinin istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi hükmü kaldırılarak yeniden esas hakkında hüküm kurulmak suretiyle karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde özetle; erkeğin ilgisiz, kayıtsız ve sadakatsiz tavrına maruz kaldığını sorumlulukları yerine getirmediğini, kazandığı parayı yalnızca kendi giyim ve özel lüks ihtiyaçları için harcadığını,kendine yönelik yaptıkları harcamalarının giderek arttığını, sık sık icra dairelerinden ödenmemiş borçlara ilişkin ödeme/icra emirlerinin gelmeye başladığını, haciz memurlarının geldiği vakitlerde evden uzaklaştığını, birkaç gün evden ayrıldıktan sonra tekrar ortak konuta geri döndüğünü, davalının yürüttüğü şirketin kurulduğu tarihten itibaren zarar ettiğini, kar ettiği dönemlerde ise bu gelirlerin yalnızca davalının kendi özel ihtiyaçları için harcandığını, şirketin vergi ve SGK borçlarının ödenmediğini, şirkette sekreter olarak çalışan kadınla beraber yaşamaya başladığını, kız isteme, nişan ve düğün gibi prosedürleri dahi kendi aralarında yerine getirdiklerini, bu kadınla çekilen fotoğrafları sosyal medyada paylaştığını iddia ederek 4721 sayılı Türk Medeni Kanun'un (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesi gereğince davasının kabulüne tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 25.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, kadın yararına 100.000,00 TL maddî ve 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkeğe dava dilekçesinin tebliğ edildiği, süresince cevap dilekçesi sunmadığı anlaşılmıştır.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile erkeğin maddî sıkıntıya rağmen özel harcamalarından taviz vermediği, şirket kurup borçları ile kadını başbaşa bıraktığı, eşi ve çocuklarına maddî-manevî ilgi göstermediği, borçlanarak evi terk ettiği, başka bir kadınla yaşadığı, sorumluluklarını yerine getirmediği, boşanmaya neden olan olaylarda kusurlu olduğu gerekçesi ile 4721 sayılı Kanun’un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince davanın kabulüne, tarafların boşanmalarına, kadın yararına aylık 1.200,00 TL tedbir ve aylık 800,00 TL yoksulluk nafakası ile 45.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre nafaka ve tazminat miktarlarının az olduğunu ileri sürerek kararın tedbir ve yoksulluk nafakası, maddî ve manevî tazminat miktarları yönünden kaldırılmasına yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların dosyaya yansıyan sosyal ve ekonomik durumları, gerçekleşen kusur dereceleri, kadının kişilik haklarına yapılan saldırının niteliği ve ağırlığı, paranın alım gücü, kadının ihlal edilen mevcut veya beklenen maddî menfaatlerinin kapsamı, fiili evlilik süresi, kadının ihtiyaçları hakkaniyet ilkesi ile 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu’nun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve devamı maddeleri hükümleri nazara alınarak Mahkemece hüküm altına alınan tedbir nafakası miktarı uygun olduğu gerekçesi kadın vekilinin tedbir nafakasının miktarına yönelik istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin (1) inci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine; kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarlarının erkeğin gerçekleşen kusur derecesi, belirlenen geliri, mal varlığı ile hakkaniyet ilkesine göre az olduğu; kadının, dava dilekçesinde maddî ve manevî tazminatlar yönünden yasal faiz talebi hakkında olumlu veya olumsuz bir hüküm kurulmamasının isabetli olmadığı, kadının bu yöne ilişkin açıkça istinaf talebinde bulunmadığı; Yargıtay 2. Hukuk Dairesi'nin 23.02.2022 tarihli 2021/10728 Esas 2022/1687 Karar sayılı ilamı doğrultusunda kadının tazminatların az olduğuna yönelik istinaf talebi faize karar verilmemesine yönelik istinaf isteğini de içerdiğinin kabulünü gerektirdiği gerekçesi ile 6100 sayılı Kanun’un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (2) inci alt bendi gereğince kadın vekilinin istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurmak suretiyle kadın yararına aylık 1.000,00 TL yoksulluk nafakasına, kadın yararına 60.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın boşanma kararının kesinleşme tarihinden itibaren işleyecek yasal faiziyle birlikte tahsiline karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davacı kadın vekili temyiz başvuru dilekçesinde özetle; belirlenen ve gerçekleşen kusurlara göre tazminat ve nafaka miktarının az olduğunu ileri sürerek Bölge Adliye Mahkemesi kararının tazminat ve nafaka miktarları yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, kadın yararına hükmedilen tazminat ve nafaka miktarlarının uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesi, 175 inci maddesi. 6100 sayılı Kanun’un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 inci maddesi ile 371 inci maddesi. 6098 sayılı Kanun’un 50 nci ve 51 inci maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kurallarına, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir .
2.Tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumlarına, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur derecelerine, paranın alım gücüne, ihlal edilen mevcut ve beklenen menfaatlerin kapsamına nazaran, kadın yararına hükmolunan maddî tazminat azdır. 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesindeki hakkaniyet ilkesi ile 174 üncü maddesinin birinci fıkrası, 6098 sayılı Kanun'un 50 nci ve 51 inci madde hükümleri nazara alınarak, daha uygun miktarda maddî tazminat takdiri gerekirken, yazılı şekilde hüküm kurulması bozmayı gerektirmiştir.
3.Tarafların gerçekleşen sosyal ve ekonomik durumlarına, nafakanın niteliğine, günün ekonomik koşullarına göre kadın yararına takdir edilen yoksulluk nafakası azdır. Mahkemece 4721 sayılı Kanun'un "hakkaniyet ilkesi" ile ilgili 4 üncü maddesinin de dikkate alınarak daha uygun miktarda nafakaya hükmedilmesi gerekir. Bu yön gözetilmeden yazılı şekilde hüküm kurulması usul ve kanuna aykırı olup bozmayı gerektirmiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
1.Yukarıda (2) ve (3) numaralı paragraflarda belirtildiği üzere, Bölge Adliye Mahkemesi kararının yoksulluk nafakası ile maddî tazminat miktarı yönünden BOZULMASINA,
2.Yukarıdaki (1) numaralı paragrafta açıklandığı üzere davacı kadın vekilinin diğer temyiz itirazlarının reddi ile temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozmanın kapsamı dışında kalan temyize konu diğer bölümlerinin 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,
Dosyanın kararı veren Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...