Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2479 E. 2023/6172 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasında, boşanmaya sebep olan kusurun kimde olduğu, velâyetin kime verileceği, iştirak nafakası miktarı ve kişisel ilişki tesisi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkeme, taraflar arasındaki geçimsizliğin evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olduğu, davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, velayet, kişisel ilişki ve iştirak nafakasına ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi'nin eksik inceleme nedeniyle gönderme kararının kesin olduğu, davalı erkeğin diğer temyiz itirazlarının ise yerinde olmadığı gözetilerek, ilk derece mahkemesinin boşanma kararının onanmasına karar vermiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 38. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1761 E., 2022/1971 K.

...

KARAR : Gönderme - Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul Anadolu 22. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2019/183 E., 2021/727 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı asıl tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile velâyet, kişisel ilişki tesisi ile iştirak nafakasına yönelik kararın kaldırılarak eksiklikler giderildikten sonra yeniden karar verilmek üzere dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine, sair talepler yönünden istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı tarafından temyiz edilmekle; yapılan ön inceleme sonucunda gereği düşünüldü:

Bölge Adliye Mahkemesince, velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası hakkında verilen İlk Derece Mahkemesine gönderme kararı 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi gereğince verilen kararlardan olup, 6100 sayılı Kanun'un 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi uyarınca temyize tabi olmayıp, kesin niteliktedir. Bu sebeple, davalı erkek vekilinin bu taleplere ilişkin gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekmiştir.

Davalı erkek vekilinin reddedilen yön dışındaki itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hakimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı dava dilekçesinde özetle; önce anlaşmalı boşanma talebinde bulunmuş, devam eden süreçte anlaşmanın sağlanamaması nedeni ile sunulan dilekçesi ile davalı ile sadece 8 ay bir arada kaldıklarını, çok yoğun fiziksel ve psikolojik şiddete maruz kaldığını, tayinini İstanbul'a aldırması için baskı yaptığını, kendisi ve ortak çocuğa karşı aşağılayıcı sözler söylediğini, defalarca istemediğini ve boşanmak istediğini söylediği, başka kadınla güven sarsıcı nitelikte mesajları olduğunu, eş ve çocukla maddî manevî ilgilenmediği, psikolojik ve fiziksel şiddet uyguladığını belirterek tarafların boşanmalarına, velâyetin kendisine verilmesine, çocuk için aylık 400,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı cevap dilekçesinde özetle; iddiaların asılsız olduğunu, eşinin annesinin etkisinde kaldığını, bu nedenle dava açtığını, eşinden boşanmak istemediğini, hiç bir somut delile dayanmayan dava ve taleplerin reddine karar verilmesini istemiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile tarafların evlendikten sonra 8 ay birlikte yaşadıkları, taraflar Silopi'de yaşarken davalının davacıyı İstanbul'a ailesinin yanına gönderdiği, tarafların daha sonra bir araya gelmediği, davalının davacının üzerine yürüdüğü, kolundan tutup hırpaladığı, davalının davacıyı İstanbul'a gönderdikten sonra davacı ve çocuğu ile ilgilenmediği, davacı tarafından sunulan whatsapp mesaj kayıtlarına göre, davalının davacıya "tek dileğim inşallah ölürsün, köpek oğlu köpek, yetimsin, nankör, seni istemiyorum, çocuğun da geberir inşallah, senin de çocuğunun da Allah belasını versin, lanet olsun sana da senin çocuğuna da, 1 tokatla beni bırakacaksan bırak, kendine sana bağırıp çağırmayan 1 kere bile tokat atmayacak bir erkek bul...." şeklinde mesajlar göndererek hakaret ettiği ve davalının davacıya tokat attığı, davacı tanığı İ. Y. Ç.'in anlatımlarına göre, davalının Bartın'a tayini çıktığında tanığı arayarak davacıyı ve çocuğu istemediğini söylediği, davacı tanığı S. Y.'ın anlatımlarına göre, davalının İstanbul'a tayini çıktığında, davalının davacının haberi olmadan ev tuttuğu, davacının eve gitmek istediği ancak davalının sürekli davacıyı oyaladığı ve davacıya "seni istemiyorum, bu evlilik bitecek" dediği, whatsapp mesaj kayıtlarına göre davalının davacıya "seni benim evim de asla yerin de yok duydun mu beni, zaten yanıma ev arkadaşı aldım..." şeklinde mesajlar gönderdiği, bu nedenle davalının davacıyı evinde istemediği anlaşılmış olup davalının ileri sürdüğü iddiaları ve boşanmaya ve kusur belirlemesine esas alınabilecek diğer iddialarını ispatlayamadığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasında davalı erkeğin tam kusurlu olduğu, davalının tazminat taleplerinin süresinde yapılmadığı gerekçesi ile; davanın kabulü ile tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocuğun velâyetinin anneye verilmesine, baba ile yatılı olmayacak şekilde kişisel ilişki tesisine, çocuk yararına hükmolunan aylık 400,00 TL tedbir nafakasının iştirak nafakası olarak devamına, davalı erkeğin süresinde talep edilmeyen maddî ve manevî tazminat talepleri hakkında karar verilmesine yer olmadığına karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı asıl istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, kadının ağır psikyatrik ilaçlar kullandığını, bu durumun çocukla yeterli şekilde ilgilenmesine mani olacağı, yeniden rapor alınması gerektiği, çocuğun bakımı ile ilgilenen anneanne hakkında da inceleme yapılması gerektiği, anlaşmalı açılan boşanma davalarından barışma nedeni ile feragat edildiği bu nedenle önceki olaylara dayanılamayacağını belirterek; davanın kabulü, velâyet, kişisel ilişki ve süresi, nafakalar ile tazminat talepleri yönünden istinaf talebinde bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, erkeğin kusurlu, kadının kusursuz olduğunun kabulü ile boşanma kararı verilmesinde isabetsizlik görülmediği, erkeğin süresinde olmayan tazminat talepleri hakkında verilen kararın yerinde olduğu, velâyet ve kişisel ilişki tesisinin kamu düzenine ilişkin olup re'sen araştırma ilkesinin geçerli olduğu, yargılama sırasında meydana gelen gelişmelerin bile göz önüne alınması gerektiği, gelinen aşamada çocuğun ulaştığı yaş, tarafların bu konudaki iddia ve savunmaları, yaşam alanlarında sosyal inceleme yapılmamış olması, yasal mevzuat, uluslararası sözleşmeler ile çocuğun üstün yararı ilkesi gözetildiğinde, eksik inceleme, yetersiz gerekçe ile yazılı şekilde hüküm tesis edildiği, Mahkemece yapılacak işin re'sen seçilecek psikolog, pedagog ile sosyal inceleme uzmanından oluşan bilirkişi heyetinden, tarafların, ortak çocuğun, varsa yaşam alanlarında bulunan diğer kişilerin dinlenilmesi, yaşam alanlarında, gerektiğinde çocuğun okulunda inceleme yapılmak suretiyle hazırlanacak rapor, tüm dosya kapsamı, yeni gelişen olaylar ile yasal mevzuat, uluslararası sözleşmeler ile çocuğun üstün yararı ilkesi birlikte değerlendirilerek sonucu uyarınca yeniden velâyet ve kişisel ilişki tesisi yönünden denetime elverişli ve gerekçeli şekilde hüküm kurulması gerektiği gerekçesi ile davalının velâyet, kişisel ilişki tesisi ile iştirak nafakasına yönelik istinaf talebinin esası incelenilmeksizin kabulü ile ilgili bentlerin kaldırılarak açıklanan şekilde eksiklikler giderildikten sonra yeniden hüküm tesisi için dosyanın İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine; davalı erkeğin diğer istinaf taleplerinin ise esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı asıl temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı asıl temyiz dilekçesinde özetle; kusurların ispatının olmadığı, asıl kusurlu olanın kadın olduğunu, kadının ağır psikotik ilaçlar kullandığı ve bu nedenle velâyet konusunda yeniden rapor alınması gerektiği, önceki boşanma davalarından feragatin evliliğe devam kararı alınması sebebi ile olduğu, bu nedenle önceki olaylara dayanılamayacağı, tazminat taleplerinin kabulüne karar verilmesi gerektiği, nafaka miktarının fazla olduğu, kişisel ilişkinin kısa olduğunu, davanın reddine karar verilmesi gerektiğini belirterek kararı tüm yönlerden temyiz etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, karşılıklı açılan boşanma davalarında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, erkeğin tazminat talepleri konusunda verilen kararın yerinde olup olmadığı, tedbir nafakasının miktarının hakkaniyete uygun olup olmadığı, velâyet, kişisel ilişki ve iştirak nafakası yönünden verilen gönderme kararının temyizen incelenip incelenemeyeceği noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun 166 ncı, 174 üncü maddesinin ikinci fıkrası, 169 uncu ve 175 inci maddeleri. 6100 sayılı Kanun'un 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (a) bendi, 362 nci maddesinin birinci fıkrasının (g) bendi, 369 uncu 370 inci ve 371 inci maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı vekilinin temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

1.Davalı erkek vekilinin gönderme kararına yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Sair temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...