"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1319 E., 2022/1917 K.
...
...
KARAR : İstinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurma
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 6. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2018/172 E., 2021/425 K.
Taraflar arasındaki karşılıklı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince her iki davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'ilerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurusunun kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm kurulmasına karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı taraf vekillerince temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı karşı davalı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; tarafların 2017 yılı Ekim ayından itibaren ayrı yaşadıklarını, erkeğin sürekli alkol kullandığını, eve geç ve alkollü olarak geldiğini, anne ve babasının aynı binada oturduklarını ve evlilik birliğine müdahale ettiklerini, sürekli hakaret ettiğini, evlilik birliğinin yüklediği sorumlulukları yerine getirmediğini, sorumsuz davrandığını, 2017 yılının 7. ve 8. aylarında eve bir kadın getirip sadakatsiz davrandığını, 2017 yılında Ekim ayında çıkan tartışmada annesinin müvekkiline fiziksel şiddet uyguladığını, erkeğin annesinin, erkeğe "ara, gelsinler, kızlarını alıp götürsünler" demesi üzerine erkeğin müvekkilinin babasını aradığını, müvekkilinin o olaydan sonra müşterek evden ayrıldığını iddia ederek, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 1.000,00'er TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili yararına aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakasına, yasal faizi ile birlikte 50.000,00 maddî, 50.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı karşı davacı erkek vekili cevap ve karşı dava dilekçesinde özetle; kadının 2017 yılı ekim ayında ortada hiçbir sebep yokken müşterek konutu terk ettiğini, kadının haftanın üç günü ailesinde kaldığını, diğer günlerde de kadının ailesinin müşterek konuta geldiğini, kadının erkeğe "sen ne biçim adamsın, senden adam olmaz, baba olmaz" diyerek hakaret ettiğini, 2017 yılı Ekim ayında gerçekleşen olayda kadın ve müvekkilinin annesi arasında arbede çıktığını, kadının eline rastgele bir bıçak alarak kendi bacağına saplamaya çalıştığını, kadının babasının geldiğini, kadını ve çocukları alıp götürdüğünü, evlilik birliği içinde kadının ailesinin yönlendirmesiyle hareket ettiğini, sorumluluklarını yerine getirmediğini, hakaretler ettiğini, bazı günler erkeği eve almadığını, evden dışarı attığını, en ufak tartışmayı dahi ailesine anlattığını iddia ederek, asıl davanın reddine, tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, çocukların velâyetinin babaya verilmesine, müvekkili yararına yasal faiziyle birlikte 50.000,00 TL maddî 50.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin alkol kullandığı, üzerine düşen yükümlülükleri yerine getirmediği, eşi ve çocuğu ile gerektiği şekilde ilgilenmediği, eşine hakaret ettiği, kadının küçük çocuğuna doğum yaptıktan kısa bir süre sonra erkeğin geç saatte eve gelmesi nedeniyle tartıştıkları, erkeğin ailesinin tarafların evine geldiği, erkeğin, kadının ailesini arayarak "kızınızı alın" dediği, kadının ailesinin tarafların evine gittiği, kadının ailesi ile birlikte çocuklarını alarak evden ayrıldığı, bu tartışmada kadının, erkeğe hakaret ettiği, halen tarafların ayrı yaşadıkları, taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelinden sarsıldığı her iki tarafında evlilik birliğini devam ettirmek istemediği, bundan sonra tarafların bir araya gelerek evlilik birliğini sürdürmelerinin mümkün olmadığı, boşanma davasının açılmasına neden olan olaylarda kadının, erkeğe hakaret ettiği, kusurlu olduğu, erkeğin ise yükümlülüklerini yerine getirmediği, kadına hakaret ettiği, alkol kullandığı, ailesini arayarak "kızınızı alın" dediği, buna göre daha ziyade kusurlu olduğu, tarafların ortak çocuklarının ayrılıktan itibaren anne yanında olduğu anlaşıldığından ortak çocukların yaşı daha ziyade anne bakım ve şevkatine ihtiyacının olması nedeniyle bilirkişi raporu nazara alınarak ortak çocukların velâyetinin anneye verildiği, eşlerin güçleri oranında ortak çocukların giderlerine katılmaları gerektiğinden ortak çocukların yaşı, ihtiyaçları, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları nazara alınarak tedbir ve iştirak nafakası talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, boşanmakla kadının mevcut ve muhtemel menfaatlerinin zedelendiği, en azından eşinin desteğini kayıp edeceği ve boşanmaya neden olan olaylarda erkeğin daha ziyade kusurlu olduğu, kadının kişilik haklarını zedelediği, tarafların sosyal ve ekonomik durumları, kusurun ağırlığına göre kadının maddî ve manevî tazminat talebinin kısmen kabulüne karar verildiği, erkeğin maddî ve manevî tazminat talebinin yasal şartları oluşmadığından reddine karar verildiği, kadının gelirinin olmadığı, boşanmakla da yoksulluğa düşeceği anlaşıldığından tedbir nafakası ve yoksulluk nafakası talebinin tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumlarına göre kısmen kabulüne karar verildiği gerekçesi ile her iki davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için aylık 300,00'er TL tedbir nafakasının, karar tarihinden itibaren aylık 350,00'şer TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştikten sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, kadın yararına takdir edilen aylık 400,00 TL tedbir nafakasının karar tarihinden itibaren, aylık 450,00 TL'ye çıkartılmasına, karar kesinleştiğinde yoksulluk nafakası olarak devamına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 20.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, erkeğin tazminat taleplerinin reddine hükmedilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince istinaf başvurusunda bulunulmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle, nafaka ve tazminatların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, velâyet düzenlemesi yönünden İlk Derece Mahkemesinin kararının lehine kaldırılmasını talep ederek istinaf yoluna başvurmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile hükmün istinafa konu sair yönlerinin usul ve kanuna uygun olduğunu ancak, tarafların tespit edilen ekonomik ve sosyal durumları, boşanmaya yol açan olaylardaki kusur dereceleri, evlilik süresi, paranın alım gücü, beklenen menfaatlerin kapsamı ve erkeğin kusurlu davranışlarının kadının kişilik haklarına saldırı niteliği dikkate alındığında, kadın yararına takdir edilen maddî ve manevî tazminatın az olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, nafakanın niteliği, günün ekonomik koşulları, kadının zorunlu giderleri, ortak çocukların yaşları ile orantılı zaruri ihtiyaçları ve hakkaniyet ilkesi birlikte değerlendirildiğinde, kadın lehine hükmedilen yoksulluk nafakası ile ortak çocuklar lehine hükmedilen iştirak nafakası miktarlarının yetersiz olduğu gerekçesi ile erkeğin istinaf başvurusunun esastan reddine, kadının istinaf başvurusunun kısmen kabulü ile İlk Derece Mahkemesi kararının ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, kadın yararına yasal faizi ile birlikte 35.000,00 TL maddî ve 25.000,00 TL manevî tazminata, kadın yararına aylık 800,00 TL yoksulluk nafakasına, ortak çocuk ...için aylık 750,00 TL, ... için 550,00 TL iştirak nafakasına, erkeğin tüm, kadının sair istinaf başvurusunun ise esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
1.Davacı karşı davalı kadın vekili katılma yolu ile temyiz dilekçesinde özetle, nafakaların miktarı yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
2.Davalı karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle, kusur belirlemesi, aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar, reddedilen tazminat talepleri, velâyet düzenlemesi yönünden Bölge Adliye Mahkemesi kararının bozulmasını talep etmiştir.
C.Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadın yararına tedbir ve yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının oluşup oluşmadığı ve miktarları ile ortak çocukların velâyet düzenlemesi ile ortak çocuklar için hüküm altına alınan nafakalar ve erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilmesi koşullarının gerçekleşip gerçekleşmediği noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu fıkrası, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci ve 176 ncı maddesi, 182 nci maddesi, 327 nci, 328 inci, 330 uncu, 335 inci, 336 ncı maddesi, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci maddesinin birinci fıkrası ve 371 inci maddesi; 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun 50 nci ve 51 inci maddeleri
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup taraf vekillerince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
25.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.
...
...