Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2525 E. 2023/5203 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Taraflar arasında boşanma davasında kusur oranı, velayet, nafaka miktarı ve tazminat taleplerinin reddinin hukuka uygunluğu uyuşmazlığı.

Gerekçe ve Sonuç: Tarafların karşılıklı iddia ve savunmaları, deliller ve dosya kapsamına göre, yerel mahkeme kararında usul ve hukuka aykırılık bulunmadığı gözetilerek, istinaf mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/739 E., 2022/1876 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : ... 30. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/87 E., 2022/141 K.

Taraflar arasındaki davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından açılan asıl ve davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından açılan karşı boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince asıl ve karşı davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile kişisel ilişki düzenlenmesine,kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası ile çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, tarafların tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmiştir.

Kararın taraflarca istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince istinaf başvurularının ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından kusur belirlemesi, yoksulluk-tedbir ve iştirak nafakası takdiri ve miktarları, tazminat taleplerinin reddi, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi yönünden, davalı-karşı davacı kadın vekili tarafından kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, tazminat taleplerinin reddi,nafaka yönünden temyiz edilmekle; kesinlik, süre temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda;

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) öngördüğü yargılama sistemine göre ilk derece mahkemesinin kesin olmayan kararına karşı önce istinaf yoluna başvurulabilmektedir. İstinaf başvurusu üzerine bölge adliye mahkemesince, başvuran tarafın istinaf başvurusunun usulden ya da esastan reddine karar verilebilir veya ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeniden hüküm kurulabilir. Bu durumda bölge adliye mahkemesi kararına karşı, istinaf başvurusu reddedilen tarafın ya da istinaf incelemesi sonucunda ilk derece mahkemesi kararı kaldırılarak yeni hüküm kurulması hâlinde aleyhine karar verilen tarafın temyiz hakkı bulunmaktadır. Başka bir deyişle istinaf başvurusunun reddi hâlinde bölge adliye mahkemesi kararına karşı temyiz hakkı sadece istinaf başvurusu reddedilen tarafa ait olup bu hâlde ilk derece mahkemesi kararını istinaf etmeyen tarafın temyiz hakkı bulunmadığı gibi ilk derece mahkemesi kararını sınırlı olarak istinafa getiren tarafın açıkça istinaf etmediği konularda da temyiz hakkı bulunmamaktadır.

Somut uyuşmazlıkta, İlk Derece Mahkemesince verilen iştirak ve tedbir nafakalarına ilişkin hüküm davacı-karşı davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmediğinden kesinleşmekle davacı-karşı davalı erkeğin iştirak ve tedbir nafakaları hükmü yönünden temyiz dilekçesinin reddine karar vermek gerekir.

Davacı-karşı davalı erkek vekilinin iştirak nafakası ve tedbir nafakaları dışındaki, davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm temyiz itirazları yönünden gerekli şartları taşıdığı anlaşılan temyiz dilekçelerinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenildikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı-karşı davalı erkek vekili dava ve cevaba cevap-karşı davaya cevap dilekçesinde özetle; kadının evliliğin ilk günlerinden itibaren karı-koca ilişkisi yaşamaktan kaçındığını, tedavi olmayı reddettiğini, sürekli kavga çıkardığını, evin ihtiyaçlarıyla ilgilenmediğini, erkeğe küçük düşürücü sözler söylediğini, küfür ve tehdit ettiğini, erkeği evde istemediğini, iş gezisi dönüşünde erkeğin yüzüne bile bakmadığını, ailenin mahrem konularını çevresi ile paylaştığını, erkeğe ve onun ailesine hakaret ettiğini, "uçurtma" diye lakap taktığını, kuzeni ve kardeşine erkeği dövdürteceğini söylediğini iddia ederek asıl davanın kabulüne karşı davanın reddine, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin erkeğe verilmesine, 50.000,00 TL maddî ve 50.000,00 TL manevî tazminatın kadından alınarak erkeğe verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalı-karşı davacı kadın vekili cevap-karşı dava ve ikinci cevap-karşı dava cevaba cevap dilekçesinde özetle; tarafların İstanbul'da yaşadıkları dönemde erkeğin sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, cebindeki bir bilette başka bir kadınla birlikte isminin bulunduğunu, bu olay nedeniyle çıkan tartışmada kadını bıçakla tehdit ettiğini, sonrasında ...'ya taşındıklarını, erkeğin kadını yanında istemediğini, gittiği yerlere götürmediğini, kadına her zaman soğuk davrandığını, onu rencide edici davranışlarda bulunduğunu, kadının kuzenleri ile oluşturduğu whatsapp kayıtlarını kadından gizli ele geçirip kullanarak özel hayatın gizliliğini ihlal ettiğini, evlilik boyunca sözel ve fiziksel şiddet uyguladığını, aile fertlerini ziyaretinde tartışmalar çıkardığını, küfür ettiğini, erkek kardeşlerinin yanında kadına fiziksel şiddet uyguladığını, kadını evden gönderdiğini, boşanacağını söylediğini, kadına ve halasına iki kere aldattığını itiraf ettiğini, kadının ailesini evden kovduğunu, son 3 yıldır yatağını ayırdığını, ihtiyaçları karşılamadığını, evlilik boyunca kadından gelirlerini sakladığını, her zaman cimri davrandığını, kadının telefonu ile kendi telefonunu kadından gizli eşleştirdiğini, kadının bilgisi dışında edinilmiş mesaj kayıtlarını tüm aile fertlerine okuduğunu, kadına aile fertleri tarafından baskı kurulduğunu ve evi terk etmesinin istendiğini iddia ederek asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne, evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesine, ortak çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 2.000,00 TL tedbir-iştirak nafakası, kadın yararına aylık 5.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakası, 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminatın erkekten alınarak kadına verilmesine hükmedilmesini dava ve talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; erkeğin; kadına "salak, geri zekalı" şeklinde sözler söyleyerek hakaret ettiği, küfür ettiği, yine kadının da erkeğe ve annesine hitaben "şerefsiz, köpek" şeklinde sözlerle hakaret ettiğinin sabit olduğu, her ne kadar erkeğin, kadına 2012 yılında ve 2017 yılında fiziksel şiddet uyguladığından bahsedilse de her iki davanın da 2020 yılında açıldığı, bu olaylardan sonra tarafların aynı evde yaşadıkları, evliliğin devam ettiği göz önünde bulundurulduğunda kadının erkeği affettiği en azından hoşgörüyle karşıladığı, bu nedenle bu vakıanın kusur belirlemesinde dikkate alınamayacağı göz önünde bulundurularak karşılıklı birbirine hakaret eden tarafların boşanmaya neden olan olaylarda eşit kusurlu oldukları kanaatine varıldığı, sosyal inceleme raporu dikkate alınarak ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesi, ortak çocuklar yararına tedbir ve iştirak nafakası takdiri, kadının düzenli ve sürekli geliri bulunmadığından tedbir ve yoksulluk nafakası talebinin kabulü, taraflar eşit kusurlu olduğundan karşılıklı tazminat taleplerinin reddi gerektiği gerekçesi ile asıl davanın ve karşı davanın kabulüne, tarafların evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, baba ile çocuklar arasında kişisel ilişki tesisine, çocuklar yararına ayrı ayrı aylık 500,00 TL tedbir-iştirak nafakasının, kadın yararına aylık 1.000,00 TL tedbir-yoksulluk nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, taraflar eşit kusurlu olduğundan karşılıklı tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraflar istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

1.Davacı-karşı davalı erkek vekili katılma yoluyla istinaf dilekçesinde özetle; erkeğe yüklenen kusurların ispatlanmadığını, kadının kusurunun eksik tespit edildiğini, erkek lehine tazminat koşullarının oluştuğunu, ortak çocuklar ile baba arasında düzenlenen kişisel ilişki süresinin yeterli olmadığını, velâyetin babaya verilmesi gerektiğini, kadın yararına yoksulluk nafakası koşullarının oluşmadığını, hükmedilen miktarların yüksek olduğunu beyanla, İlk Derece Mahkemesi kararının istinaf sebepleri doğrultusunda kaldırılarak, talepleri uyarınca karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili istinaf başvuru dilekçesinde özetle; davacı karşı davalı erkeğin kusurlarının eksik tespit edildiği, kusur değerlendirmesini kabul etmedikleri, asıl davanın reddi ile karşı davanın kabulüne karar verilmesi gerektiği, kadın lehine tazminat koşullarının oluştuğu, hükmedilen nafakaların miktarı yönünden İlk Derece Mahkemesi kararının kaldırılarak, asıl davanın reddine, karşı davanın kabulüne karar verilmesi istemi ile istinaf yoluna başvurulmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince taraflara yüklenen kusurlu davranışların gerçekleştiği, kusur belirlemesinde hata yapılmadığı anlaşılmakla, asıl ve karşı davanın kabulü ile evlilik birliğinin temelinden sarsılması nedeniyle tarafların boşanmasına karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, müşterek çocukların yaşı, henüz anne bakım, şefkat ve gözetimine ihtiyaç duyduğu çağda olmaları,kadının velâyetten kaynaklanan yetki ve görevlerini ihmal ettiği ya da kötüye kullandığı yönünde delil bulunmaması, anne yanında bulunan çocukların mevcut düzenlerinde mutlu olmaları ve dosya kapsamında bulunan sosyal inceleme raporuna yansıyan beyan, gözlem ve tespitler dikkate alındığında, ortak çocukların velâyetinin kadına verilmesinde ve erkek ile ortak çocuklar arasında düzenlenen kişisel ilişki sürelerinde, boşanma hükmünün kesinleştiği tarihe kadar kadın ve ortak çocuklar yararına tedbir nafakasına hükmedilmesinde ve nafakanın miktarında, kadın yararına yoksulluk nafakasına hükmedilmesinde, yine ortak çocuklar yararına iştirak nafakasına hükmedilmesinde ve nafakaların miktarında,maddî ve manevî tazminat koşulları oluşmadığından tarafların maddî ve manevî tazminat taleplerinin ayrı ayrı reddine karar verilmesinde herhangi bir isabetsizlik bulunmadığı anlaşıldığından usul ve kanuna uygun olan hükme karşı tarafların istinaf taleplerinin ayrı ayrı esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekillerince temyiz isteminde bulunulmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

1.Davalı-karşı davacı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, yoksulluk-tedbir ve iştirak nafakası ile miktarları, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi ile velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesine dair hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

2.Davalı-karşı davacı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; kusur belirlemesi, asıl davanın kabulü, nafaka miktarları, maddî ve manevî tazminat taleplerinin reddi yönünden hükmün bozulması talebiyle temyiz yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık tarafların açtığı evlilik birliğinin temelinden sarsılması hukuki nedenine dayalı boşanma davasında; taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak ve birliğin devamına imkân vermeyecek derecede geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik varsa kusurun kimden kaynaklandığı, kusur tespitinin doğru olup olmadığı, asıl davanın reddine hükmedilmesi gerekip gerekmediği, kadın yararına yoksulluk nafakası şartlarının mevcut olup olmadığı, hükmedilen nafaka miktarlarının yeterli olup olmadığı, maddî ve manevî tazminat şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, velâyet ve kişisel ilişki düzenlemesi noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 4 üncü ve 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 175 inci maddesi, 182 inci maddesi, 323 üncü maddesi, 327 inci maddesi 328 inci maddesinin birinci fıkrası, 330 uncu maddesi, 335 inci vd. maddeleri 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 190 ıncı, 194 üncü, 369 uncu maddesi, 370 inci maddesi, 371 inci maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanun'un 50 inci ve 51 inci maddesi.

3.Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup her iki taraf vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

1.Davacı-karşı davalı erkek vekilinin, iştirak ve tedbir nafakası hükmüne yönelik temyiz dilekçesinin REDDİNE,

2.Davalı-karşı davacı kadın vekilinin tüm, davacı-karşı davalı erkek vekilinin diğer hususlara yönelik temyiz itirazlarının incelenmesine gelince;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edenlere yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

07.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.