"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : Ankara Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/260 E., 2022/960 K.
KARAR : Başvurunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Ankara 2. Aile Mahkemesi
SAYISI : 2019/365 E., 2020/271 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulüyle tarafların boşanmalarına ve boşanmanın fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı kadın dava ve cevaba cevap dilekçesinde; davalı erkeğin ilgisiz bir yapıda olduğunu, sürekli küfür edip kadını aşağıladığını, kadına şiddet uyguladığını, psikolojik baskı yaptığını, tehdit ettiğini, evin ve çocukların ihtiyaçları ile ilgilenmediğini, cinsel içerikli filmler izleyip evde iç çamaşırlarıyla gezdiğini belirterek 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, çocuklar için ayrı ayrı aylık 750.00 TL tedbir ve iştirak nafakasına hükmedilmesine, nafakalara her yıl %15 oranında artırım uygulanmasına, kadın yararına 75.000,00 TL maddî, 70.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı erkek vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacı kadının olumsuz tavırları nedeniyle tarafların akrabalarının ortak eve gelemediklerini, kadının birlik görevlerini yerine getirmediğini, sorumsuz olduğunu, çalışmaya başladıktan sonra değişmeye başladığını, her konuda tartışma çıkardığını, kazancının büyük kısmını kendisine harcadığını, erkeğe küfür ve hakaretlerde bulunduğunu, çocukları babalarına karşı doldurduğunu belirterek davacı kadının nafaka ve tazminat taleplerinin reddine, ortak çocukların velâyetinin babaya verilmesine, erkek lehine 25.000,00 TL maddî, 20.000,00 TL manevî tazminata hükmedilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davalı erkeğin eş ve çocuklarına ilgisiz olduğu, eşine küfür ve hakaret ettiği, şiddet uyguladığı, ailesinin ihtiyaçlarını yeterince karşılamadığı, ev içinde iç çamaşırı ile gezip uygunsuz filmler seyrettiği, davacı kadının ise ev işlerini yapmadığı, evi aşırı pis tuttuğu, çocukları babaya karşı olumsuz etkilediği, çalışmaya başladıktan sonra boşanacağını söylediği, eşine hakaret ettiği, böylelikle evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına neden olan olaylarda davalı erkeğin ağır, davacı kadının az olduğu gerekçesiyle 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin anneye verilmesine, davalı erkeğin ortak çocuk Meriç'e karşı cinsel istismar eyleminden Ankara 8. Ağır Ceza Mahkemesinin 2020/184 Esası sayılı dosyasında yargılandığı, dinlenen çocuk beyanlarından çocukların baba ile görüşmesinin yaşları itibarıyla sakıncalı olacağının değerlendirildiği, ileride bu konuda dava açılması olanağının olduğu dikkate alınarak çocuklarla baba arasında kişisel ilişki kurulması hakkında şimdilik karar verilmesine yer olmadığına, ortak çocuklar için ayrı ayrı aylık 300,00 TL'den toplamda 900,00 TL tedbir nafakası ile davacı kadın için aylık 400,00 TL tedbir nafakasının erkekten alınarak kadına verilmesine, boşanma kararının kesinleşmesi halinde kadın için hükmedilen tedbir nafakasının kaldırılmasına, çocuklar için verilen nafakanın ise boşanma kararı kesinleşmesinden sonra aynı miktar üzerinden iştirak nafakası olarak devamına, nafakalara ÜFE oranında artış uygulanmasına, yasal koşuları oluştuğundan kadın yararına 15.000,00 TL maddî, 10.000,00 TL manevî tazminat ödenmesine, davalı erkeğin ise tazminat taleplerinin reddine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kusur belirlemesi, tedbir-iştirak nafakası ile maddî ve manevî tazminat miktarları, yoksulluk nafakasına hükmedilmemesi yönlerinden kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
2.Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde özetle; kararın kusur belirlemesi, kadının kabul edilen boşanma davası, velâyet, kadın yararına hükmolunan tedbir nafakası ile ortak çocukar yararına hükmolunan tedbir ve iştirak nafakaları, ile aleyhine hükmedilen maddî ve manevî tazminatlar yönünden kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesince verilen kararın usul ve kanuna uygun olduğu, boşanmaya karar verilmesinde ve kusura ilişkin yapılan değerlendirmede, ortak çocukların yaşları, velâyet konusundaki tercihleri ve fiili durum dikkate alındığında velâyete dair düzenlemede, kişisel ilişkiye yönelik ilamların maddî anlamda kesin hüküm teşkil etmeyip koşulların değişmesi halinde her zaman istenebilmesinin mümkün bulunması ve davalı babanın ortak çocuk Meriç'e yönelik cinsel istismar eylemi sebebiyle yargılanması gözetildiğinde davalı baba ile çocuklar arasında bu aşamada kişisel ilişki düzenlenmemesinde bir isabetsizlik bulunmadığı, hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarının hakkaniyete uygun olduğu, dilekçeler aşamasında kadının usulüne uygun şekilde yoksulluk nafakası talebinin olmaması nedeniyle kadının yoksulluk nafakası talebi hakkında hüküm kurulmamasının ... olduğu gerekçesiyle tarafların istinaf başvurularının esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde özetle; kadının tam kusurlu olması nedeniyle açılan davanın reddinin gerektiğini, İlk Derece Mahkemesince erkek aleyhine belirlenen kusurların hatalı olduğunu, kadının cinsel ilişkiden kaçındığını, maddî durumunun kötü olduğunu, nafaka ve tazminat ödeyecek durumunun olmadığını belirterek kararın, kadının kabul edilen boşanma davası, kusur belirlemesi ile aleyhine hükmedilen nafaka ve tazminatlar yönünden bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı kadın tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamına imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının davasının kabulü ile kadın yararına hükmedilen tazminatlara ve ortak çocuklarla kadın lehine hükmedilen nafakalara ilişkin şartların gerçekleşip gerçekleşmediği ve hükmedilen nafaka ve tazminatların miktarlarının hakkaniyete uygun olup olmadığı noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 330 uncu maddesi. 6100 sayılı Kanun'un 369 uncu maddesinin birinci fıkrası, 370 ... maddesi ile 371 ... maddesi. 6098 sayılı Türk Borçlar Kanununun (6098 sayılı Kanun) 50 nci ve 51 ... maddeleri.
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 ... maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2. Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 ... maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
18.05.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.