Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2697 E. 2023/6512 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede geçimsizlik olup olmadığı, kusurun kimde olduğu, boşanma ve fer'ileri ile tazminat taleplerinin kabul edilip edilmeyeceği hususunda ihtilaf bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Taraflar arasındaki evlilik birliğinin temelden sarsıldığı, davalı erkeğe yüklenen tehdit kusurunun ispatlanamadığı, davacı kadının da kusurlu davranışlarının bulunduğu, bu sebeple boşanmaya sebebiyet veren olaylarda tarafların eşit kusurlu oldukları ve davalı erkeğin tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerektiği gözetilerek, istinaf kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

...

MAHKEMESİ : Samsun Bölge Adliye Mahkemesi 4. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/3948 E., 2023/11 K.

...

KARAR : Başvurunun kısmen kabulü ile yeniden esas hakkında hüküm

kurma

İLK DERECE MAHKEMESİ : Boyabat Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi

SAYISI : 2022/145 E., 2022/370 K.

Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına karar verilmiştir. Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kabulü ile hükmün kaldırılarak İlk Derece Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

Gönderme kararı sonrasında yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile tarafların boşanmalarına ve fer'îlerine karar verilmiştir.

Kararın davalı erkek vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun kısmen kabulü ile esas hakkında karar verilmek suretiyle karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı erkek vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı kadın vekili dava dilekçesinde özetle; davalı ile görücü usulü evlendiklerini, evlendikleri günden beri geçimsizliğin mevcut olduğunu, davalının zaman zaman ortak evden kendisini kovduğunu, anne babasına sığınmak zorunda kaldığını, davalının asabi ve geçimsiz bir kişiliğe sahip olduğunu, küçük sorunları büyüttüğünü, şiddete maruz kaldığını, erkeğin hakaret ettiğini, kendisinin Milli Eğitim Müdürlüğünde işçi memuru olarak çalıştığını, davalının ise işsiz olduğunu, birçok yerde işe girmesine rağmen hemen ayrıldığını, sorunlu olarak iş yerlerinden ayrıldığını, çalışmadığını, elinden tüm maaşını erkeğin aldığını, uzun zamandır karı koca hayatlarının bulunmadığını belirterek tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, ortak çocuklarının velâyetinin tarafına verilmesine, her bir çocuk için aylık ayrı ayrı 300,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, kendisi için aylık 200.00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile lehine 20.000,00 TL maddî ve 20.000,00 TL manevî tazminata karara verilmesini talep ve dava etmiştir.

II. CEVAP

Davalı erkek cevap dilekçesinde; açılan davayı kabul etmediğini, asıl sorunun kendisinden kaynaklı olduğunu, anne ve babasına saygısızlık yaptığını, anne ve babasının yaşlı olduğu ve annesinin felçli olduğu dönemde kardeşler arasında anlaşarak birer ay bakma kararı aldıklarını, ancak eşinin buna rağmen sorun çıkardığını, annesine sinkaflı cümleler kullandığını, annene bakmak zorunda değilim dediğini, zaten anne babasının öncesinden de sorun çıkmaması adına yanlarına dahi gelemediklerini, aile huzuru için eşine sürekli hediyeler aldığını, olayları büyütmediğini, maddî sıkıntının kaynadığının eşinin kardeşinin düğünü için kredi çektiğini bu nedenle borçlandığını, borçları birlikte ödediklerini, yaklaşık 2 yıldır işsiz olduğunu, öncesinde devamlı suretle çalıştığını, İstanbul'da iki kez iş bulmasına rağmen eşinin kabul etmediğini, halen iş aradığını, kayınvalidesinin aile hayatlarına ilişkin müdahaleleri yüzünden eşi ile aralarının bozulduğunu, eşinin bir defasında telefon kablosu ile boğazını sıktığını, kafasında cam kırdığını, sebepsiz yere evi 3-4 kere terk ettiğini, tüm bu olanları çocukları için sineye çektiğini, davanın reddine, aksi halde ortak çocuklarının velâyetinin tarafına verilmesine, lehine 50.000,00 TL maddî, 100.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep ve dava etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

A. İlk Derece Mahkemesinin Birinci Kararı

İlk Derece Mahkemesinin 05.10.2021 tarih ve 2019/317 Esas, 2021/619 Karar sayılı kararı ile; kadına hakaret eden, kadını aşağılayan, kadına karşı fiziksel şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, yine SİR kanaati ile birlikte ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı anneye verilmesinin çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi bakımından daha yararlı olacağı, davacının boşanma sonucunda yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, davacı açısından maddî ve manevî tazminat isteminin koşullarının oluştuğu ancak davalının sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, karşı dava yönünden davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.

B. Bölge Adliye Mahkemesinin Gönderme Kararı

1.İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili tamamı

yönünden istinaf başvurusunda bulunulmuştur.

2.Bölge Adliye Mahkemesinin 23.02.2022 tarih ve ...sayılı kararı ile; "...yasal sebep bulunmadıkça gösterilen tanığın dinlenmemiş olması savunma hakkını kısıtlayan önemli bir usul hatasıdır (HMK m. 27).Davalı cevap dilekçesinde tanık deliline dayanmış süresinde sunduğu 20/01/2020 tarihli delil dilekçesinde babası ...'i tanık olarak bildirmiştir. Mahkemece alınan 08/09/2020 tarihli ara karar gereğince tanık ... 'ın dinlenmesi için davetiye çıkarılıp tebliğ edilmesine rağmen, tanığın duruşmaya katılmadığı, davalının bu tanığın dinlenmesinden açıkça vazgeçmediği halde tanığın dinlenmesi için usulü işlemlerin yerine getirilmediği anlaşılmıştır. Bu durumda davalı tanığı ...'in Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun 243. ve devamı maddeleri gereğince dinlenmesi için usulü işlemlerin yerine getirilmesi ve tüm deliller birlikte değerlendirilmek sureti ile hasıl olacak sonucuna göre karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde ile hüküm kurulması doğru bulunmamıştır..." gerekçesiyle kararın kaldırılmasına ve Mahkemesine gönderilmesine karar verilmiştir.

C. İlk Derece Mahkemesinin Son Kararı

İlk Derece Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; kadına hakaret eden, kadını aşağılayan, kadına karşı fiziksel şiddet uygulayan erkeğin boşanmaya neden olan olaylarda tam kusurlu olduğu, yine SİR kanaati ile birlikte ortak çocuk ...'un velâyetinin davacı anneye verilmesinin çocuğun fiziksel ve ruhsal gelişimi bakımından daha yararlı olacağı, davacının boşanma sonucunda yoksulluğa düşmeyeceği gerekçesiyle davanın kabulü ile tarafların 4721 sayılı Kanun'un 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereği boşanmalarına, velâyetin anneye verilmesine, baba ile ortak çocuk arasında kişisel ilişki kurulmasına, ortak çocuk aylık 300,00 TL iştirak nafakasına, davacı açısından maddî ve manevî tazminat isteminin koşullarının oluştuğu ancak davalının sosyal ve ekonomik durumu gözetilerek kadın lehine 10.000,00 TL maddî ve 10.000,00 TL manevî tazminata, karşı dava yönünden davacının maddî manevî tazminat taleplerinin sübut bulmadığından reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı davalı erkek vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davalı erkek vekili istinaf dilekçesinde; kadının kusurlu olduğunu, davanın reddi gerektiğini belirterek hükmün tamamı yönünden istinaf buşvurusunda bulunmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıdaki başlıkta tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; İlk Derece Mahkemesi kararında usule ve esasa ilişkin herhangi bir aykırılığın bulunmadığı, davanın esasıyla ilgili hükme etki edecek tüm delillerin dava dosyası içinde bulunduğu, kanunun olaya uygulanmasında ve gerekçede hata edilmediği, ortak çocuk ... için takdir edilen nafakanın karar tarihinden boşanma hükmünün kesinleşmesine kadar tedbir, boşanma hükmünün kesinleşmesinden itibaren iştirak nafakası niteliğinde olduğu bu nedenle inceleme konusu kararın usul ve esas yönünden hukuka uygun olduğu, her ne kadar İlk Derece Mahkemesince eşine hakaret eden, şiddet uygulayan, eşini aşağılayan ve tehdit eden kocanın tam kusurlu olduğu kabul edilmiş ise de dosya kapsamı ve dinlenen tanık beyanlarına göre erkeğe yüklenen tehdit kusurunun sübut bulmadığı anlaşılmakla bu kusurlu davranışın erkeğin kusurlarından çıkarılması gerektiği ayrıca kadının da erkeğe fiziksel şiddet uyguladığı, erkeğe hakaret ettiği, tartışma sırasında evdeki eşyaları kırdığı ve kayınvalidesinin hastalığı ile ilgilenmediği anlaşılmakla bu kusurlu davranışların kadına yüklenmesi gerektiği bu durumda boşanmanın meydana gelmesindeki olaylarda kadına hakaret eden, fiziksel şiddet uygulayan, aşağılayan erkek ile erkeğe hakaret eden, fiziksel şiddet uygulayan, tartışma sırasında evdeki eşyaları ... ve kayınvalidesinin hastalığı ile ilgilenmeyen kadının eşit kusurlu olduğu, karşı dava ile değil davaya cevap dilekçesi ile maddî ve manevî tazminat isteminde bulunduğu anlaşıldığından kocanın cevap dilekçesi ile istediği maddî-manevî tazminat taleplerinin reddine karar verilmesi gerekir iken karşı dava açmış gibi karşı dava yönünden davacının maddî ve manevî tazminat taleplerinin sübut bulmadığından reddine karar verilmesi isabetli bulunmadığı, tarafların eşit kusurlu olduğu dikkate alınarak erkeğin maddî ve manevî tazminat istemlerinin reddi gerektiği gerekçesiyle erkek vekilinin kusur belirlemesi, kadın lehine hükmedilen maddî ve manevî tazminata yönelik istinaf başvurusunun kabulü ile İlk Derece Mahkemesinin ilgili hükümlerinin kaldırılmasına, gerekçenin düzeltilmesine, tarafların tazminat taleplerinin reddine, erkek vekilinin sair yönlere ilişkin istinaf başvurusunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı erkek vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davalı erkek vekili temyiz dilekçesinde; istinaf başvuru dilekçesini tekrarla kadının kusurlu olduğunu, davanın reddi aksi halde lehine tazminata hükmedilmesi gerektiğini ileri sürerek davanın kabulü ile reddedilen tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, geçimsizlik var ise kusurun kimden kaynaklandığı, kadının boşanma davasının kabulü şartlarının gerçekleşip gerçekleşmediği, erkek yararına maddî ve manevî tazminata hükmedilme koşulları oluşup oluşmadığı noktasında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri. 4721 sayılı Kanun’un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci fıkrası, 169 uncu maddesi, 174 üncü maddesinin birinci ve ikinci fıkraları.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı erkek vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

26.12.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.

...

...