Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2722 E. 2024/3359 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Tanımanın iptali davasında hak düşürücü sürenin dolup dolmadığı hususunda yaşanan uyuşmazlık.

Gerekçe ve Sonuç: Davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olmadığını öğrendiği tarihten itibaren bir yıl ve her halükarda tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle dava açma hakkının düşeceği gözetilerek, davacının hak düşürücü süre geçtikten sonra dava açtığı gerekçesiyle Bölge Adliye Mahkemesi kararının onanmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

MAHKEMESİ : Adana Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2022/2081 E., 2023/144 K.

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : Mersin 6. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2021/864 E., 2022/239 K.

Taraflar arasındaki tanımanın iptali davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın reddine karar verilmiştir.

Kararın davacı vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle;kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda,03.04.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı vekilinin yokluklarında karar verilmesi talepli dilekçe verdiği, taraflardan kimsenin gelmemiş olduğu belirlendikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen gününde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

Davacı vekili dava dilekçesinde; davacının babası Semih Görün tarafından tanınan üvey kardeşi Mesut 'un biyolojik babasının babası Semih olmadığını, müteveffa Osman İsot olabileceğini Mersin 3. Tüketici Mahkemesinin 2021/157 Esas sayılı dosyasının tensip zaptının annesine gelmesi ile öğrendiğini iddia ederek tanımanın iptaline karar verilmesini talep etmiştir.

II. CEVAP

Davalılar vekili cevap dilekçesinde; hak düşürücü sürenin dolduğunu, Mahkemenin yetkili olmadığını, iddiaların asılsız olduğunu savunarak davanın reddine karar verilmesini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile 17.12.1993 tarihli ... tarafından yapılan tanımanın iptalinin talep edildiği, davacının, tanımayı yapan ...'in gerçek baba olmayıp, gerçek babanın ... olabileceğini, bu durumu davacının annesi ...'e gelen Mersin 3. Tüketici Mahkemesi'nin 2021/157 Esas sayılı tensip zaptını annesinin göstermesi üzerine üvey kardeşi Mesut'un annesi ... ile Kasım ayı ortalarına doğru yaptığı telefon görüşmesindeki çelişkili beyanları sonucu öğrendiğini iddia ettiği, Mersin 6. Aile Mahkemesi'nin 2015/583 Esas sayılı "Tanımanın İptaline" ilişkin davada, davacı ...'nin, davalı olduğu, davadan haberdar olduğu, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 300 üncü maddesine göre ilgililerin dava hakkının, davacının tanımayı ve tanıyanın çocuğun babası olamayacağını öğrendiği tarihten başlayarak bir yıl ve her hâlde tanımanın üzerinden beş yıl geçmekle düşeceğinin belirtildiği, davanın, 16.11.2021 tarihinde, hak düşürücü süre dolduktan sonra açıldığı, gecikmeyi haklı kılan herhangi bir sebep ileri sürülmediği, haklı sebebin ispat edilemediği gerekçesi ile davanın zamanaşımı nedeniyle reddine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı vekili, davacının durumu 2021 Kasım ayı kararında davalı ...'un annesi ... ile yaptığı görüşme sonrası bilgi sahibi olduğunu, kararda atıf yapılan dosyada müvekkiline yapılan tebligatların usulsüz olduğunu, hak düşürücü süre içinde dava açtıklarını, İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın kaldırılmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile İlk Derece Mahkemesi kararının usul ve kanuna uygun olduğu gerekçesi ile başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı vekili, istinaf dilekçesi tekrar etmiş, Bölge Adliye Mahkemesi kararının usul ve kanuna aykırı bulunduğunu ileri sürerek; kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Dava, tanımanın iptali istemine ilişkin olup, uyuşmazlık, davanın kabulü koşullarının oluşup oluşmadığı, hak düşürücü süre içinde dava açılıp açılmadığı noktalarında toplanmaktadır.

2. İlgili Hukuk

4721 sayılı Kanun'un 297 nci, 298 inci, 299 uncu, 300 üncü maddeleri, 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 369 uncu, 370 inci ve 371 inci maddeleri, 31.07.2004 tarihli ve 25539 sayılı Resmi Gazetede yayımlanan Adli Tıp Kurumu Kanunu Uygulama Yönetmeliğinin 13 üncü, 19 uncu maddeleri.

3. Değerlendirme

1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.

2. Temyizen incelenen karar, tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere, delillerin takdirinde hata görülmemesine ve özellikle İlk Derece Mahkemesi kararında zamanaşımı olarak ifade edilen sürenin hakdüşürücü süre olduğunun anlaşılmasına göre usul ve kanuna uygun olup davacı vekili tarafından temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeple;

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,13.05.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.