"İçtihat Metni"
MAHKEMESİ : ... Bölge Adliye Mahkemesi 2. Hukuk Dairesi
SAYISI : 2021/1896 E., 2022/1936 K.
KARAR : İstinaf başvurusunun esastan reddi
İLK DERECE MAHKEMESİ : Yığılca Asliye Hukuk (Aile) Mahkemesi
SAYISI : 2019/155 E., 2021/80 K.
Taraflar arasındaki boşanma davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince davanın kabulü ile boşanma ve fer'îlerine karar verilmiştir.
Kararın taraf vekillerince istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.
Bölge Adliye Mahkemesi kararı davalı kadın vekili tarafından temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, temyiz dilekçesinin kabulüne karar verildikten ve Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlendikten sonra dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:
I. DAVA
Davacı erkek vekili dava ve cevaba cevap dilekçesinde; evlilik görüşmelerinde davacının anne babası ve çocukları ile birlikte yaşayacaklarını bildirdiğini ve davalı tarafın kabul ettiğini, zamanla davalının müvekkilinin ilk evliliğinden olan çocuklarını istemediğini, soğuk davrandığını,"orospunun çıkardığı, şerefsiz" şeklinde hakaret ettiğini, davalının, müvekkilinin annesini istememesi üzerine köydeki evinin alt katına yerleştirip bakım ve ihtiyaçlarıyla bizzat ilgilenmeye başladığını, davalının kayınvalidesiyle ilgilenmediği gibi müvekkiline de kızdığını, "şerefsizler, çıkın gidin buradan" şeklinde söyleyerek müvekkilini ve annesini kovduğunu, yaklaşık altı aydır müvekkili ve annesinin alt katta kaldığını, davalının ailesi ve komşularının önünde müvekkiline "şerefsiz, pezevenk, dağlı köylü, senin kökün bozuk", "adam mısın" sözleri ile hakaret ettiğini, müvekkiline bıçak çektiğini, kafasına odun fırlattığını, davalının iddialarının asılsız olduğunu ve kabul etmediklerini, davalının kusurlu davranışları sebebiyle evlilik birliğinin temelinden sarsıldığını beyanla tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, aksi halde ortak velâyetin düzenlenmesine karar verilmesini talep ve dava etmiştir.
II. CEVAP
Davalı kadın vekili cevap ve ikinci cevap dilekçesinde; davacının ileri sürdüğü iddiaların asılsız olduğunu, davacının ilk evliliğinden olan çocuklarının müvekkilini bir türlü kabul etmediklerini ve kötü davrandıklarını, taraflar evlilik birliği içerisinde iki katlı bir ev yaptığını, üst katında müvekkilinin alt katında ise davacının annesinin kaldığını, müvekkili ile ortak hanede kalmak istemeyen davacının son altı aydır alt katta annesi ile birlikte yaşamakta olduğunu, müvekkil ile yataklarını ayırdığını, eşini birlikte yaşamaya ikna edemeyen müvekkilinin her zaman eşinin ihtiyaçları ile ilgilendiğini, davacının, müvekkili hor gördüğünü "giden or..pu senden daha iyiydi, köpek s... ol git burdan" şeklinde hakaret ve küfür ettiğini, evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuklarla ilgilenmediğini, müvekkile hitaben "senden boşanacağım, senin canını yakacağım, defol git" şeklinde tehditlerde bulunduğunu, müvekkilinin çocukların dersi ile ilgilenmesini istemesi üzerine davacının sırf bu nedenle müvekkilini darp ettiğini, müvekkiliin, davacının düzeleceği düşüncesi ile köy muhtarı ve azasının ricası üzerine şikayet etmediğini ve darp raporu almadığını, müvekkilinin davacı ile konuşmak ve durumu düzeltmek istemesine rağmen davacının yanaşmadığını beyanla, tam kusurlu olan davacının davasının reddine, ortak konutun müvekkiline tahsisine, aksi halde ortak çocukların velâyetinin müvekkiline verilmesine, çocuklar lehine ayrı ayrı aylık 1.000,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, müvekkili lehine aylık 1.000,00 TL tedbir ve yoksulluk nafakası ile 150.000,00 TL maddî ve 150.000,00 TL manevî tazminata karar verilmesini talep etmiştir.
III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; davacı ile davalının görücü usulü ile evlendikleri, evliliğin başlangıcında davacının annesinin ve babasının yanına geleceğini söylediği, davalının bu durumu kabul ettiği, davacının babasının vefatı üzerine annesini yanına aldığında taraflar arasındaki geçimsizliğin arttığı, evlilik birliğinin temelinden sarsılmasına sebep olan olaylarda davalının, evliliğin başlangıcında anlaşmalarına ve kabul etmesine rağmen kayınvalidesini istemeyerek, eşine "sen adam mısın şerefsiz" şeklinde hakarette bulunduğu, eşine fiziksel şiddet uygulayarak, kavga anında karşılıklı tepkinin boyutunu aşacak şekilde bıçak çekerek ve odun fırlatarak ağır kusurlu olduğu, davalı eşine fiziksel şiddet uygulayan davacının ise az kusurlu olduğu, evlilik birliğinin ortak hayatı sürdürmeleri kendilerinden beklenmeyecek derecede temelinden sarsıldığı gerekçesi ile davanın kabulüne, 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası gereğince tarafların boşanmalarına, ortak çocukların velâyetlerinin davalı anneye verilmesine, çocuklar ile baba arasında kişisel ilişki tesisine, çocuk Nizamettin lehine aylık 650,00 TL ve Orhan ... lehine 600,00 TL tedbir ve iştirak nafakasına, davalının maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası taleplerinin reddine, davalı lehine 300,00 TL tedbir nafakasına, Dibektaş Köyü Yığılca/Düzce adresindeki üst kattaki dairenin karar kesinleşinceye kadar davalıya tahsisine karar verilmiştir.
IV. İSTİNAF
A. İstinaf Yoluna Başvuranlar
İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde taraf vekilleri istinaf başvurusunda bulunmuştur.
B. İstinaf Sebepleri
1.Davacı erkek vekili, ortak konutun davalıya tahsisinin hatalı olduğunu, çocuklar lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarının yüksek olduğunu, hakkaniyete uygun bir miktara indirilmesi gerektiğini, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; ortak konutun tahsisi ve ortak çocuklar lehine hükmedilen tedbir ve iştirak nafakası miktarları yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
2.Davalı kadın vekili, tanıklarının, davacının önceki evliliğinden olan kızlarının müvekkilini kabullenemediğini, davacının eve bakmadığını, uzun süredir alt katta annesinin yanında kaldığını, davacının müvekkiline hakaret ederek evden kovduğunu beyan ettiklerini, ancak dikkate alınmadığını, davacı tanıkların akrabaları ve yakın köylüleri olması sebebiyle doğru beyanda bulunmadıklarını, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuklarla hiç ilgilenmediğini, çocukların müvekkilinin yanında kaldığını ve tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, davacının tam kusurlu olduğunu, müvekkili lehine nafaka ile maddî ve manevî tazminata karar verilmemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden istinaf başvurusunda bulunmuştur.
C. Gerekçe ve Sonuç
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile; boşanmaya neden olan olaylarda, davalının ağır, davacının az kusurlu olduğu, kusur derecelendirmesinin ve davanın kabulünün yerinde olduğu, tarafların tespit edilen sosyal ve ekonomik durumları, paranın alım gücü, ortak çocukların yaşı, ihtiyaçları göz önüne alındığında çocuklar lehine takdir edilen tedbir ve iştirak nafakası miktarı ile davacı lehine takdir edilen tedbir nafakası miktarının yerinde olduğu, boşanmaya sebebiyet veren olaylarda, kadının ağır kusurlu olduğu, bu sebeple davacının koşulları oluşmayan maddî ve manevî tazminat ile yoksulluk nafakası talebinin reddine karar verilmesinin doğru olduğu, ortak konutun yargılama süresince davalı ve çocuklara tahsis edilmesinin de yerinde olduğu gerekçesi ile taraf vekillerinin istinaf başvurusunun 6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu’nun (6100 sayılı Kanun) 353 üncü maddesinin birinci fıkrasının (b) bendinin (1) inci alt bendi gereğince esastan reddine karar verilmiştir.
V. TEMYİZ
A. Temyiz Yoluna Başvuranlar
Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.
B. Temyiz Sebepleri
Davalı kadın vekili, davacının, kendi ailesinin evliliğe müdahalesine sessiz kaldığını, davacının evlilik birliğinin kendisine yüklemiş olduğu sorumlulukları yerine getirmediğini, ortak evde kalmak istemediğini ve alt katta annesi ile kaldığını, evin ihtiyaçlarını karşılamadığını, ortak çocuklarla hiç ilgilenmediğini, çocukların müvekkilinin yanında kaldığını ve tüm ihtiyaçlarının müvekkili tarafından karşılandığını, davacının müvekkiline hakaret edip darp ettiğini, davacının tam kusurlu olduğunu, müvekkili lehine nafaka ile maddî ve manevî tazminata karar verilmemesinin hatalı olduğunu, kararın usul ve kanuna aykırı bulunduğunu beyanla; davanın kabulü, kusur belirlemesi, reddedilen yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri yönünden kararın bozulmasına karar verilmesini talep etmiştir.
C. Gerekçe
1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme
Uyuşmazlık, davacı erkek tarafından açılan boşanma davasında taraflar arasında ortak hayatı temelinden sarsacak derecede ve birliğin devamında imkan vermeyecek nitelikte bir geçimsizlik bulunup bulunmadığı, kusur belirlemesinin yerinde olup olmadığı, davanın kabulü şartlarının oluşup oluşmadığı, davalı kadının yoksulluk nafakası ile maddî ve manevî tazminat talepleri noktasında toplanmaktadır.
2. İlgili Hukuk
4721 sayılı Kanun'un 6 ncı maddesi, 166 ncı maddesinin birinci ve ikinci fıkrası, 174 üncü ve 175 inci maddesi; 6100 sayılı Kanun'un 190 ıncı ve 194 üncü maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 inci ve 371 inci maddesi,
3. Değerlendirme
1.Bölge adliye mahkemelerinin nihai kararlarının bozulması 6100 sayılı Kanun'un 371 inci maddesinde yer alan sebeplerden birinin varlığı hâlinde mümkündür.
2.Temyizen ..., tarafların karşılıklı iddia ve savunmalarına, dayandıkları belgelere, uyuşmazlığa uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılama ve ispat kuralları ile kararda belirtilen gerekçelere göre usul ve kanuna uygun olup davalı kadın vekilince temyiz dilekçesinde ileri sürülen nedenler kararın bozulmasını gerektirecek nitelikte görülmemiştir.
VI. KARAR
Açıklanan sebeplerle;
Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun'un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca ONANMASINA,
Aşağıda yazılı temyiz giderinin temyiz edene yükletilmesine,
Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,
29.11.2023 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.