Logo

2. Hukuk Dairesi2023/2729 E. 2024/1696 K.

Yapay Zeka Özeti

Uyuşmazlık: Boşanma davası sonrasında edinilmiş mallara ilişkin katkı payı ve katılma alacağı davalarında, kişisel mal savunması, katkı payı ispatı, zina nedeniyle katılma alacağının kaldırılması ve delillerin değerlendirilmesi hususlarında anlaşmazlık bulunmaktadır.

Gerekçe ve Sonuç: Mahkemece, davacı-davalı kadının taşınmaz ediniminde kullandığı konut kredisinin bir kısmının kişisel malından karşılandığı gözetilerek, kişisel mal denkleştirmesi yapılarak artık değerin ve katılma alacağının yeniden hesaplanması gerektiği gerekçesiyle, İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin açtığı birleşen dava yönünden bozulmasına karar verilmiştir.

Karar Metni

"İçtihat Metni"

İNCELENEN KARARIN

MAHKEMESİ : İstanbul Bölge Adliye Mahkemesi 6. Hukuk Dairesi

SAYISI : 2021/1531 E., 2022/2429 K.

DAVA TARİHİ : 25.01.2008-06.04.2011-28.04.2011

KARAR : Esastan ret

İLK DERECE MAHKEMESİ : İstanbul 5. Aile Mahkemesi

SAYISI : 2009/249 E., 2021/375 K.

Taraflar arasındaki katkı payı, değer artış payı ve katılma alacağı davasından dolayı yapılan yargılama sonunda İlk Derece Mahkemesince kadının açtığı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine, erkeğin açtığı birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

Kararın davacı-davalı kadın vekili tarafından istinaf edilmesi üzerine, Bölge Adliye Mahkemesince başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

Bölge Adliye Mahkemesi kararı davacı-davalı kadın vekili tarafından duruşma istemli temyiz edilmekle; kesinlik, süre, temyiz şartı ve diğer usul eksiklikleri yönünden yapılan ön inceleme sonucunda, 13.03.2024 tarihinde duruşma yapılmasına ve duruşma gününün taraflara davetiye ile bildirilmesine karar verilmiştir.

Belli edilen günde temyiz eden davacı-davalı ... vekili Av. ... ile karşı taraf davalı-davacı ... vekili Av. ... geldi. Gelenlerin sözlü açıklamaları dinlenildikten sonra işin incelenerek karara bağlanması için uygun görülen 13.03.2024 tarihinde Tetkik Hâkimi tarafından hazırlanan rapor dinlenerek dosyadaki belgeler incelenip gereği düşünüldü:

I. DAVA

1. Davacı-davalı kadın vekili dava dilekçesinde; müvekkilinin doktor olduğunu, ayrıca şirket ortağı olduğunu, davalı-davacının da doktor olduğunu, müvekkilinin şirketinde sigortalı olarak çalıştığını, aynı zamanda da özel bir hastanede çalıştığını, davalı-davacı adına alınan taşınmaza müvekkilinin 70.000,00 TL katkısının olduğunu belirterek; müvekkilinden alınana 70.000,00 TL'nin dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekili birleşen dava dilekçesinde; müvekkili tarafından davalı-davacı erkek adına kayıtlı taşınmazın edinilmesinde 70.000,00 TL'lik ödeme yapıldığına ilişkin dava açıldığını, ancak işbu taşınmazın kalan taksitlerinin bir kısmının da müvekkili tarafından ödendiğini, bu ödemeler nedeniyle de müvekkilinin alacak hakkı olduğunu, yapılacak bilirkişi incelemesinden sonra harcı tamamlayacaklarını belirterek; davanın kabulünü talep ve dava etmiştir.

3. Davacı-davalı kadın vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; boşanma dava tarihinden sonraki edinilen malların tasfiyeye dahil edilemeyeceğini, müvekkili adına edinilen mallara davalı-davacı erkeğin katkısının olmadığını, müvekkilinin ailesinin Yunanistan'dan göç ettiklerini, Yunanistan'daki taşınmazların satılması sonucunda elde edilen paraların anne ve babası tarafından müvekkili ve ağabeyine paylaştırıldığını, müvekkili adına alınan taşınmaz alınırken müvekkili adına kayıtlı Gebze ve Bakırköy'deki taşınmazların ve 34 ZP 5144 plakalı aracın satıldığını, müvekkilinin babası tarafından kredinin bir kısmının banka havalesi ile ödendiğini;.... plakalı aracın boşanma dava tarihinden kısa süre önce kredi ile alındığını, kredi ödemelerinin müvekkili tarafından ödendiğini, kredi borcunun müvekkilince ödenmeyince satıldığını; şirket adına kayıtlı taşınmazın şirket tarafından satın alındığını, şirketin kuruluşundaki sermayenin müvekkilinin ailesi tarafından karşılandığını, malzemelerin leasing yöntemi ile kiralandığını belirterek; davanın reddini savunmuştur.

4. Davacı-davalı kadın vekili 24.01.2021 tarihli dilekçesinde; talep miktarını asıl dava yönünden toplam 80.280,00 TL'ye, birleşen dava yönünden toplam 105.000,00 TL'ye yükseltmiştir.

II. CEVAP

1. Davalı-davacı erkek vekili cevap dilekçesinde; davanın reddini savunmuştur.

2. Davalı-davacı erkek vekili birleşen davaya cevap dilekçesinde; davacı-davalı kadın tarafından aynı taşınmazla ilgili açılmış derdest dava bulunduğunu, davacı-davalının katkısının olmadığını belirterek; birleşen davanın reddini savunmuştur.

3. Davalı-davacı erkek vekili birleşen dava dilekçesinde; davacı-davalı kadın adına kurulan Nişantaşı Ultrasonagrafi ve Mamografi Görüntüleme Hizmetleri Tic. Ltd. Şti'ne (şirket) müvekkilinin tanınan ve aranılan bir doktor olmasının etkisiyle hem maddî hem manevî çabaları ile katkısının olduğunu, evlilik birliği içinde davalının hissedar olduğu şirket adına kayıtlı taşınmaz, araç ve menkul mallar ile, kar paylarının olduğunu, davalı adına kayıtlı ayrı bir taşınmaz bulunduğunu, davacı-davalının mal kaçırma amacıyla aracı sattığını belirterek; fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla, mal rejiminin tasfiyesi ile, katkı payı ve katılma alacağının tespiti ile şirket hissesinin, şirket adına kayıtlı araç ve taşınmaz ile davacı-davalı kadın adına kayıtlı taşınmazın %50 hissesinin iptali ile müvekkili adına tescilini, mümkün olması halinde şirket hissesi yönünden şimdilik 1.000,00 TL, davacı-davalı kadın adına kayıtlı taşınmaz yönünden şimdilik 5.000,00 TL, şirket adına kayıtlı taşınmaz ve araç yönünden şimdilik 1.000,00'er TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini, ayrıca şirket adına kayıtlı menkul ve demirbaşlar yönünden şimdilik 1.000,00 TL ve 500,00 USD, kar payı yönünden 01.01.2002 öncesi dönem için şimdilik 1.000,00 TL, 01.01.2002 sonrası dönem için de şimdilik 1.000,00 TL alacağın dava tarihinden itibaren faizi ile birlikte tahsilini talep ve dava etmiştir.

4. Davalı-davacı erkek vekili 24.09.2019 tarihli dilekçesinde; talep miktarını 935.857,00 TL katılma alacağı, 206,40 TL katkı payı alacağı olmak üzere toplam 936.063,04 TL'ye yükselterek fazlaya ilişkin hakları saklı kalmak kaydıyla alacağın dava tarihinden itibaren işleyecek faizi ile birlikte tahsilini talep etmiştir.

III. İLK DERECE MAHKEMESİ KARARI

1. İlk Derece Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, kadının açtığı asıl ve birleşen dava yönünden; 1031 ada 97 parsel 2 nolu bağımsız bölümü 19.06.2007 tarihinde davalı-davacı erkek adına satın alındığı, boşanma dava tarihinden sonra satıldığı, davacı-davalının taşınmazın edinilmesi için gönderdiği paraların kişisel mal olduğunu ispatlayamadığı; davacı-davalının işbu taşınmaz yönünden katılma alacağı olduğu 08.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda itirazların tümüyle değerlendirilmesi, hukuki denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olması, çelişkilerin giderilmesi nedeniyle itibar edildiği gerekçesiyle; kadının açtığı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulüne kısmen reddine karar verilmiştir.

2. Erkeğin açtığı birleşen dava yönünden de; 844 ada 29 parsel 9 nolu bağımsız bölümün 23.10.2003 tarihinde davacı-davalı kadın adına satın alındığı, davacı-davalının işbu taşınmazın edinilmesinde kişisel mallarının kullanıldığını iddia ettiği, davacı-davalı kadın adına kayıtlı dava dışı Bahçelievler'deki taşınmazın 27.04.1989 tarihinde davacı-davalı kadın adına tescil edildiği, 07.10.2003 tarihinde satıldığı, kişisel mal olduğu; davacı-davalı kadın adına kayıtlı dava dışı Gebze'deki taşınmazın da 23.12.1999 tarihinde davacı-davalı adına tescil edildiği, 01.12.2003 tarihinde satıldığı, kişisel mal olduğu; davalı-davacının işbu taşınmazın doğum günü hediyesi olarak alındığını ispatlayamadığı; birleşen davada tasfiye konusu şirketin 18.03.1997 tarihinde tescil olduğu, %50 hissesinin davacı-davalıya ait olduğu ve edinim tarihi itibariyle kişisel mal olduğu; tasfiye konusu aracın ise taraflar adına kayıtlı olmadığı; şirket adına kayıtlı olduğu; davacı-davalı kadının bu aracın taşınmazın alımında kullanıldığını ispatlayamadığı, davacı-davalı kadının tanığı Ziya'nın da aracın leasing borcu nedeniyle satıldığını belirttiğinden aracın taşınmazın alımında kullanılmadığının değerlendirildiği; davacı-davalı kadının kredi ödemesine babasının desteğini de ispatlayamadığı; tarafların her ikisinin de evlilik süresince çalıştığı, düzenli gelirleri bulunduğu anlaşılmakla, davalı-davacı erkeğin katkı payı alacağının olduğu, 08.05.2019 tarihli bilirkişi raporunda itirazların tümüyle değerlendirilmesi, hukuki denetime uygun ve hüküm kurmaya elverişli olması, çelişkilerin giderilmesi nedeniyle itibar edildiği gerekçesiyle; erkeğin açtığı birleşen davanın kabulüne karar verilmiştir.

3. Sonuç olarak; kadının açtığı asıl ve birleşen davanın kısmen kabulü ile, davacı-davalı kadının 105.000,00 TL katılma alacağı olduğunun tespitine, fazlaya ilişkin talebinin reddine; erkeğin açtığı birleşen davanın kabulü ile davalı-davacı erkeğin 935.857,00 TL katılma alacağı olduğunun tespitine, tarafların katılma alacaklarının takas edilerek kalan 830.857,00 TL katılma alacağının karar tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile birlikte davacı-davalı kadından tahsili ile davalı-davacı erkeğe ödenmesine; davalı-davacı erkeğin 206,40 TL katkı payı alacağının dava tarihinden itibaren işleyecek yasal faizi ile davacı-davalı kadından tahsili ile davalı-davacı erkeğe ödenmesine karar verilmiştir.

IV. İSTİNAF

A. İstinaf Yoluna Başvuranlar

İlk Derece Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili istinaf başvurusunda bulunmuştur.

B. İstinaf Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili istinaf dilekçesinde özetle; açılan boşanma davaları her ne kadar evlilik birliğinin çökmesi nedenine dayansa da davalı-davacı erkeğin başka kadınla ilişkisinin olduğunun boşanma dava dosyasındaki bilgi ve belgelere göre sabit olduğunu, davalı-davacının zinası nedeniyle davalı-davacının katılma alacağının kaldırılması gerektiğini, ilgili kanun maddesinin dar yorumlanmayıp, davanın açılışında belirtilen nedenle değil boşanma kararının gerekçesi ve hükmüne göre nitelendirilip zina nedeni ile boşanma kabul edilerek katılma alacağının kaldırılması veya hakkaniyete uygun azaltılması gerektiğini, Mahkeme davalı-davacı erkek adına alınan taşınmaza müvekkilinin hesabından gönderilen paranın kişisel mal olmadığına ve kredi taksitine yapılan ödeme nedeniyle katkısının reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı-davacı erkeğin kazancını evine çocuklarına harcamadığını, kendi zevkine ve beraber olduğu kadına ev tutarak ona harcadığını, müvekkilinin kendi kazancının yanında babasının katkıları ile çocuklarına baktığını, iş yeri açtığını ve yatırım yaptığını, müvekkilinin babasının da Yunanistan’dan gelen paralarla çocuklarına taşınmaz aldığını ve parasal yardım yaptığını, Yunanistan’daki taşınmazlara ilişkin tapuları dosyaya sunmalarına rağmen bu konu değerlendirilmeye alınmadığını, müvekkilinin ortağı olduğu şirkete ait banka hesap dökümlerinden şirketin hesabından müvekkilinin kişisel hesabına aktarım olmadığını, bilirkişinin bu konuyu da raporunda belirttiğini, müvekkilinin şirketinin ortağı olduğu için çalışması ve emek karşılığı kazandığı para bu şirketin hesaplarında olduğunu, bu hesaptan müvekkilinin kişisel hesabına gönderilen paraların liste halinde dosyaya gelmiş olduğu gibi evi ve çocukları için harcadığı paralar da banka kayıtlarında bulunduğunu, müvekkilinin babası tarafından müvekkiline elden ödenen bu paraların müvekkilinin kişisel hesaplarına yattığını, müvekkilinin babasının müvekkiline taşınmazlar aldığı gibi, elden de çok sık para verdiğini, bilirkişiler ve Mahkemenin bu ödemeleri ispat edemediklerini beyan ettiğini, Türk aile yapısında aile bireyleri arasında yapılan ödemelerde banka, makbuz, ibraname, ödeme belgesi aranması olanaksız bir durum olduğunu, bu konunun gelenek, göreneklerimiz açısından düşünülmesi ve tanık beyanlarına itibar edilmesi gerektiğini, Mahkemenin dosya içeriğinde dinlettikleri tanıklarının ifadesini kabul etmediğini, müvekkilinin babasından zaman zaman gelen paraları dikkate almadığını ve müvekkilinin davalı-davacının kendi üzerine alınan taşınmaz için ödemiş olduğu 70.000,00 TL ve daha sonra ödemiş olduğu taksitleri edinilmiş mal olarak kabul ettiğini, Mahkeme kararında 34 UA 5600 plakalı Mercedes marka aracın şirket üzerine kayıtlı olup kredi ile alındığını, bu araç kredileri ödenmediği için boşanma davası hemen sonrasında satıldığını, bu araçla ilgili davada tarafların herhangi bir talebi bulunmadığını, davaya konu edilen aracın 34 ZP 5144 plakalı Nişantaşı’daki evin alımında satılmış olan araç olduğunu, bilirkişinin hesabında yanlış değerlendirildiğini, bu aracın 21.10.2003 tarihinde 28.909.000.000,00 TL'ye satıldığını, bilirkişilerin aracın satış değerini yeni paraya çevirirken yanlış hesapladıklarını, davalı-davacının katkısına yönelik yeterli delil sunmadığını, davalı-davacının çalışarak katkısı konusunda hesap yapılmadığını, zira davalı-davacının çalışma hayatı konusunda dosyada bilgi bulunmadığını, müvekkilinin SGK’dan emekli olduğunu ve 2015'den beri emekli maaşı aldığını, müvekkilinin doktor olduğu günden beri çalıştığını ve 2002 tarihine kadar hem kendi çalışması hem de babasının katkıları ile yatırım yaptığını, bu yatırımları daha sonra satarak yeni bir ev aldığını, bu evin tamiratını yaptırdığını, çocuklarını özel okullarda okuttuğunu, şirket kurduğunu, tüm şirketlerde olduğu gibi muhasebe hesapları nedeniyle kar payı dağıtılmadığını ve davalı-davacının haksız ve emeksiz olarak dağıtılmamış kar paylarından katılma alacağı hesabı oluştuğunu, davalı-davacının evlilik süresince çalıştığını ispat edememesine rağmen katkı payı alacağına hükmedilmesinin hatalı olduğunu, davalı-davacı lehine takdir edilen katılma alacağının zina nedeniyle kaldırılmasına veya hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına, davalı-davacının katkı payı alacağının ispat edilmediğinden kaldırılmasına, müvekkilinin 80.250,00 TL katkı payı alacağının reddine ilişkin kararın kaldırılarak katkı payı alacağı taleplerinin kabul edilmesine karar verilmesini gerektiğini belirterek istinaf yoluna başvurmuştur.

C. Gerekçe ve Sonuç

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda tarih ve sayısı belirtilen kararı ile, istinaf edenin sıfatı ve istinaf sebepleri ile bağlı inceleme sonucu; asıl dava, davacı-davalı kadın açtığı birleşen dava ve davalı-davacı erkeğin açtığı birleşen davanın mal rejiminin tasfiyesi istemine ilişkin olduğu, edinilmiş mal niteliğindeki tasfiye konusu taşınmazlarla ilgili olarak tarafların katılma alacaklarının belirtilen ilkeler uyarınca, taşınmazların mal rejiminin sona erdiği tarihteki durumuna göre, tasfiye tarihindeki sürüm (rayiç) değerleri nazara alınarak ayrı ayrı hesaplandığı, keza davalı-davacı erkeğin şirketteki katkı payı alacağı ile katılma alacağının yine belirtilen ilkeler uyarınca hesaplandığı, boşanma davasında verilen kararın zina nedenine dayalı olmadığı, tarafların 4721 sayılı Türk Medeni Kanunu'nun (4721 sayılı Kanun) 166 ncı maddesinin birinci fıkrası uyarınca boşanmalarına karar verildiği, bu nedenle de 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrasının uygulama yeri bulunmadığı gerekçesiyle; başvurunun esastan reddine karar verilmiştir.

V. TEMYİZ

A. Temyiz Yoluna Başvuranlar

Bölge Adliye Mahkemesinin yukarıda belirtilen kararına karşı süresi içinde davacı-davalı kadın vekili temyiz isteminde bulunmuştur.

B. Temyiz Sebepleri

Davacı-davalı kadın vekili temyiz dilekçesinde özetle; İlk Derece Mahkemesinin taleplerini yeterince değerlendirmediği gibi Bölge Adliye Mahkemesinin de istinaf nedenlerini kısıtlı ve katı kurallar uygulayarak denetlediğini, bazı durumlarda da yeterince gerekçe belirtmediğini; 34 ZP 5144 plakalı aracın bilirkişi hesabında yanlış değerlendirildiğini, aracın 21.10.2003 tarihinde 28.909.000.000,00 eTL satıldığını, bilirkişilerin aracın satış değerini yeni paraya çevirirken yanlış hesapladıklarını, aracın satış değeri yeni TL olarak 28.909,00 TL olması konusunda delil sunulmasının mümkün olmadığını, bu konuda bilirkişiden ek rapor alınması talebinin Mahkemece reddedildiğini, belirli olan bir durumla ilgili delil sunmaya gerek olmadığını; müvekkilimin babasının Yunanistan’dan geldiği ve Yunanistan'da birçok taşınmazı olduğunu, bu taşınmazlarından zaman zaman para geldiğinin birçok tanık tarafından belirtilmesine ve dosyaya bu konuda Yunanistan'da bulunan yerlere ait tapu kayıtları sunulmasına rağmen göz ardı edildiğini; boşanma kararında da belirtildiği gibi davalı-davacı erkeğin bir başka kadınla birlikte olması sonucu boşanmanın gerçekleştiği, davalı-davacı erkeğin zinası nedeniyle evlilik birliğinin çöktüğü, 4721 sayılı Kanun'un 236 ncı maddesinin ikinci fıkrası uyarınca kusurlu eşin artık değerdeki pay oranının hakkaniyete uygun olarak azaltılmasına veya kaldırılmasına karar verilmesi gerektiğini; tarafların zina olmasına rağmen ispat zorluğu nedeniyle zina nedeniyle dava açma oranlarının çok düşük olduğunu, hakimin takdir yetkisini kullanarak ilgili düzenlemeyi dar yorumlamayıp uygulaması gerektiğini; davalı-davacı adına alınan taşınmaza müvekkilinin 80.250,00 TL katkısının olduğunu, bilirkişinin müvekkilinin hesaptan parayı gönderdiğini tespit ettiğini, Mahkemece bu ödemenin kişisel maldan ödediğinin ispat edilemediği gerekçesiyle reddedilmesinin hatalı olduğunu, davalı-davacı erkeğin evlilik süresince çalışmasına rağmen kazancını evine, çocuklarına harcamadığını, kendi zevkine ve beraber olduğu kadına ev tutarak ona harcadığını, müvekkilinin ise evlilik öncesi ve evlilik sırasında sadece iki sene çocuklarının doğumu nedeniyle çalışmaya ara verdiğini, müvekkilinin kazancının yanında babasının katkıları ile çocuklarına baktığını, iş yeri açtığını ve yatırım yaptığını, müvekkilinin babasının Yunanistan’da bazı taşınmazları olduğunu, babasının zaman zaman bu taşınmazları satıp paraları ile çocuklarına taşınmaz aldığını ve parasal yardım yaptığını, hesaptaki paranın şirket gelirinden de kaynaklanmadığını, müvekkilimin babası tarafından müvekkiline elden ödenen paraların müvekkilinin kişisel hesaplarına yattığını, Türk aile yapısında aile bireyleri arasında yapılan ödemelerde banka, makbuz, ibraname, ödeme belgesi aranmasının olanaksız olduğunu, tanık beyanlarının yeterli kabul edilmesi gerektiğini; 34 UA 5600 plakalı aracın şirket üzerine kayıtlı olduğunu, bu araçla ilgili tarafların herhangi bir talebi bulunmadığını, tasfiyeye konu edilen aracın 34 ZP 5144 plakalı araç olduğunu, Nişantaşı’daki evin alımında satılan aracın işbu araç olduğunu, bilirkişi hesabında yanlış değerlendirildiğini; bilirkişi raporlarında davalı-davacı erkeğin 206,40 TL sabit katkısı olduğu hususunun Mahkemenin takdirine bırakıldığını, bu konuda davalı-davacı erkeğin yeterli delil sunmadığını, davalı-davacı erkeğin çalışarak katkısı konusunda hesap yapılmadığını, zira davalı-davacı erkeğin çalışma hayatı konusunda da dosyada bilgi bulunmadığını, müvekkilim doktor olduğu günden beri çalıştığını ve 2002 tarihine kadar hem kendi çalışması hem de babasının katkıları ile yatırım yaptığını, bu yatırımları daha sonra satarak yeni bir ev aldığını, bu evin tamiratını yaptırdığıı, çocuklarını özel okullarda okuttuğunu ve şirket kurduğunu; tüm şirketlerde olduğu gibi muhasebe hesapları nedeniyle kar payı dağıtılmadığını ve davalı-davacı erkeğin bu muhasebe hesapları sonucu haksız ve emeksiz olarak dağıtılmamış kar paylarından katılma alacağının hesaplandığını; davalı-davacının erkeğin ise SGK çalışmasına ilişkin bir kaydı olmadığını, zorunlu sigorta yaptığını, evlilik süresince çalışmasını ispat edemediğini, çalıştığını bildirdiği hastanelerden çalışmadığına ilişkin bilgi geldiğini, bu delillere rağmen Mahkemenin katkı payı alacağını kabul etmesinin hatalı olduğunu, davalı-davacı lehine takdir edilen katılma alacağının zina nedeniyle azaltılmasına, davalı-davacının katkı payı alacağının ispat edilmediğinden reddine, müvekkilinin 80.250,00 TL katkı payı alacağının kabul edilmesine karar verilmesini gerektiğini belirterek kararın bozulmasını talep etmiştir.

C. Gerekçe

1. Uyuşmazlık ve Hukuki Nitelendirme

Uyuşmazlık, kişisel mal savunması ve ispatı, katkının ispatı ve katkı payı oranı, katılma alacağının zina nedeniyle kaldırılıp kaldırılamayacağı, delillerin değerlendirilmesi noktasında toplanmaktadır. Dava, katkı payı ve katılma alacağı istemine ilişkindir.

2. İlgili Hukuk

6100 sayılı Hukuk Muhakemeleri Kanunu'nun (6100 sayılı Kanun) 26 ncı maddesi, 33 üncü maddesi, 190 ıncı maddesi, 369 uncu maddesinin birinci fıkrası ile 370 ve 371 inci maddeleri; 4721 sayılı Kanun'un 4 üncü maddesi 5 inci maddesi, 6 ncı maddesi, 179 uncu maddesi, 202 nci maddesi, 219 uncu maddesi, 220 nci maddesi, 222 nci maddesi, 225 inci maddesinin ikinci fıkrası, 226 ncı maddesi, 227 nci maddesi, 229 uncu maddesi, 230 uncu maddesi, 231 inci maddesi, 235 inci maddesinin birinci fıkrası, 236 ıncı maddesinin birinci fıkrası; 4722 sayılı Türk Medenî Kanunu'nun Yürürlüğü ve Uygulama Şekli Hakkında Kanun'un (4722 sayılı Kanun) 10 uncu maddesi; 743 sayılı Türk Kanunu Medenisinin (743 sayılı Kanun) 152 nci maddesi, 153 üncü maddesi, 170 inci maddesi, 186 ncı maddesinin birinci fıkrası, 189 uncu maddesi, 818 sayılı Borçlar Kanunu'nun (818 sayılı Kanun) 146 ncı maddesi, 544 üncü maddesi, 6098 sayılı Türk Borçlar Kanunu'nun (6098 sayılı Kanun) 646 ncı maddesi.

3. Değerlendirme

1. Tarafların iddia, savunma ve dayandıkları belgelere, uyuşmazlığın hukuki nitelendirilmesi ile uygulanması gereken hukuk kuralları ile hukuki ilişkinin nitelendirilmesine, dava şartlarına, yargılamaya hâkim olan ilkelere, ispat kurallarına ve temyiz olunan kararda belirtilen gerekçelere göre, davacı-davalı kadın vekilinin aşağıdaki paragrafların kapsamı dışındaki temyiz itirazları yerinde görülmemiştir.

2. Davacı-davalı kadın vekilinin erkeğin açtığı birleşen davada tasfiye konusu 844 ada 29 parsel 9 nolu bağımsız bölüme yönelik temyiz itirazlarının incelemesinde; Mahkemece, taşınmazın edinilmesinde davacı-davalı kadının kişisel malları ile konut kredisi kullanılarak edinildiğine yönelik kabulü yerinde ise de, kredi ödemelerinin tamamının edinilmiş maldan karşılandığının kabulü hatalı olmuştur. Şöyle ki, davacı-davalının konut kredisinin ailesinin verdiği para ile kapatıldığını yönelik kişisel mal savunmasında bulunduğu, banka döküm ve dekontlarına göre tasfiye konusu taşınmazın edinilmesi için kullanılan konut kredisinin 18.10.2005 tarihinde 47.935,12 TL erken ve toplu ödeme yapılarak kapatıldığı, kredi ödemesinin yapıldığı hesaba davacı-davalı kadının anne ve babası ait adına olan ortak hesaptan 12.10.2005 tarihinde 20.000,00 TL gönderildiği, gönderilen bu para ile oluşan miktarla kredinin kapatıldığı anlaşılmaktadır.

3. O halde, Mahkemece, konut kredisinin kapatılmasında kullanılan 47.935,12 TL'nin 20.000,00 TL'sinin davacı-davalının ailesi tarafından gönderilen para ile karşılandığından kredi ödemeleri yönünden de davacı-davalı kadın lehine kişisel mal denkleştirmesi yapılarak artık değerin belirlenerek usuli kazanılmış haklar da gözetilerek davalı-davacı erkek lehine artık değere katılma alacağına karar verilmesi gerekirken, yazılı şekilde karar verilmesi hatalı olmuş, bozmayı gerektirmiştir.

VI. KARAR

Açıklanan sebeplerle;

A. Kadının Açtığı Asıl ve Birleşen Dava Yönünden

Temyiz olunan Bölge Adliye Mahkemesi kararının 6100 sayılı Kanun’un 370 inci maddesinin birinci fıkrası uyarınca kadının açtığı asıl ve birleşen dava yönünden davacı-davalı kadın vekilinin yerinde görülmeyen tüm temyiz itirazlarının reddi ile usul ve kanuna uygun olan kararın ONANMASINA,

B. Erkeğin Açtığı Birleşen Dava Yönünden

1. Temyiz olunan, İlk Derece Mahkemesi kararına karşı istinaf başvurusunun esastan reddine ilişkin Bölge Adliye Mahkemesi kararının erkeğin açtığı birleşen dava yönünden ORTADAN KALDIRILMASINA,

2. Temyiz olunan İlk Derece Mahkemesi kararının erkeğin açtığı birleşen davada tasfiye konusu 844 ada 29 parsel 9 nolu bağımsız bölüm yönünden BOZULMASINA,

3.Davacı-davalı kadın vekilinin erkeğin açtığı birleşen davada bozma kapsamı dışında kalan diğer temyiz itirazlarının reddine,

Duruşma için takdir olunan 17.100,00 TL vekâlet ücretinin Ahmet'ten alınarak Fatime'ye verilmesine,

Peşin alınan harcın istek halinde yatırana geri verilmesine,

Dosyanın İlk Derece Mahkemesine, kararın bir örneğinin Bölge Adliye Mahkemesine gönderilmesine,

13.03.2024 tarihinde oy birliğiyle karar verildi.